Teknolojinin gelişmesiyle beraber bilimsel çalışmalar daha önemli bir noktaya ulaştı. Geçmişten günümüze çok sayıda konuda bilimsel adımlar atıldı. Ancak atılan bu adımlar kimi zaman önceki sonuçları çürüttü. Sizler için doğru zannedilen ama yanlış olan bilgileri derledik.
Çin Seddi’nin uzaydan görülebilen tek insan yapısı olduğu söylenir. Ancak bu bilgi yanlıştır. Çin Seddi’nin lokasyonunun çok iyi bilen Çin astronotlar bile dikkatli bir şekilde bakmalarına rağman duvarın uzaydan görülmediğini ifade etmiştir. Yine astronotların ifadelerine göre uzaydan görülen ve insan yapımı olan şehir ışıkları, barajlar ve havalimanlarıdır.
Domatesin genellikle sebze olduğu düşünülür. Çünkü toplumsal algılama biçimimde çiğ yenen ve tatlı olan bitkilerin meyve, pişirilerek yenen ve tuzlı bitkilerin ise sebze olarak isimlendirilmesi yaygındır. Bir besinin bitkinin tohumlarını taşıyor olması onu meyve yapar. Ülkemizde çeşit çeşit yetiştirilen domatesler çekirdek kurtuma usulü ile toprağa ekilir. Domates yıllardır sebze olarak biliniyordu fakat bir meyvedir.
Paslı bir demirle yaralandığınızda aklınıza ilk olarka tetanos hastalığı gelir. Demir paslı değilse tetanos olmayacağınızı düşünürsünüz. Ancak durum bundan biraz daha karışıktır. Çünkü tetanos hastalığının pasla hiçbir alakası yoktur. Tetanos hastalığına "clostridium tetani” adı verilen bir bakteri neden olur bu bakteri genelde toprakta, hayvan salyasında ve gübre de bulunur.
Yaşamış en büyük dahilerden biri olan Albert Einstein’ın matematik dersinde başarısız olduğu söylenir. Ancak Einstein botanik ve zooloji gibi derslerde başarısız olsa da matematikte hiç başarısız olmamıştır. 1935 yılında kendi sözleriyle matematikte hiç başarısız olmadığını ve integral gibi zor bir matematik konusunda bile son derece iyi olduğunu ifade etmiştir.
Tıraş olmanın sakalların daha gür çıkmasına neden olacağına dair bir şehir efsanesi vardır. Ancak bunun herhangi bir bilimsel kanıtı yoktur. Tıraş olunduğunda sadece derinin dışında kalan kıllar kesilmiş olur. Bu da kılların daha gür çıkmasını sağlamaz.
Birçok kişi havuç yemenin özellikle geceleri karanlıkta daha iyi görmeyi sağladığını düşünür. Bu bilgi İkinci Dünya savaşında İngilizler tarafından, Alman hava kuvvetlerini kandırmak için ortaya atılmıştır. İngilizler gece karanlığında Alman uçaklarını tespit edebilmek için bir radar sistemi geliştirdiler ve bu radar sisteminden Almanların haberi olmaması için de uçakları karanlıkta tespit edebilmelerini havuç yemelerine bağladılar. Bu yanlış bilgi zamanla tüm Avrupa'ya yayıldı ve herkesin inandığı bir efsaneye dönüştü. Ancak havuçta bulunan beta karoten adlı madde gözleri beslese de karanlıkta daha iyi görmeyi sağlamamaktadır.
Beynin sadece yüzde onunun kullanabildiği ifade edilir. Hatta bu bilgiye yüzde yüzün kullanabilmesi halinde ışınlanmak ve uçmak dahil olmak üzere birçok şeyin yapılabileceği yıllar boyunca söylenir. Gelişen teknikler sayesinde beynin tüm bölümlerinin kullanılabildiği anlaşılmıştır. Bu söylentinin ortaya çıkma nedeni herhangi bir anda beynimizin ortalama yüzde onunu kullanmamızdan dolayıdır. Beynin aslında tümünü kullanabiliyoruz ancak hepsini aynı anda kullanmamız mümkün değildir.
Demir denildiğinde akla ilk önce ıspanak gelir. Temel Reis’in çizgi filmlerinden öğrenilen bilgi ıspanağın içinde demirin olduğunu söyler. Ancak bu söylenti 1870 yılında Alman bir kimyagerin ıspanağın içindeki demir miktarını ölçerken hata yapması yüzünden çıkmıştır.
Bukelemunların kamuflaj ustası olduklarını ve derinin rengini bulundukları ortama göre değiştirdiklerini herkes bilir. Ancak gerçekte bukalemunlar renklerini kamufle olup avcılardan saklanmak için değiştirmezler. Bukalemunların renk değiştirme nedenlerinden biri etraftaki diğer bukalemunlara mesaj göndermektir. Örneğin bukalemunlar kızgınlıklarını belli etmek için daha keskin renklere bürünürler veya bir dişiyi etkilemek isteyen erkek bukalemun derisini renkten renge çevirerek adeta gövde gösterisi yapar.
Boğa güreşlerinde görmeye alışkın olunan renk aslında kırmızıdır. Matador elindeki kırmızı pelerini sallar ve boğa kırmızı renkten nefret ettiği için sinirlenip matadora saldırır. Ancak bu durum gerçek bir bilgi değildir. Boğalar renk körüdür ve kırmızı rengi ayırt edemezler. Boğalar aslında pelerinin rengine değil matadorun pelerini sürekli sallayıp dalgalandırmasına sinirlenir.
