Son günlerde İstanbul ve Bursa’da Culex cinsi sivrisineklerden bulaşan Batı Nil virüsü enfeksiyonu vakalarında artış gözlemleniyor. Sağlık Bakanlığı 2024 yılında 6 kişide Batı Nil virüsü tespit edildiğini açıkladı. Batı Nil virüsü ile ilgili bilgileri hayvan kaynaklı virüs hastalıkları konusunda uzman Dokuz Eylül Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Viroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Öktem Türkiye Gazetesi'ne anlattı. Virüsün bir aşısı ya da özel bir tedavisi olmadığını belirten Prof. Dr. Öktem tek korunma yolunu açıkladı.
Batı Nil virüsünün enfekte olmuş kuşların kanını emen ve Türkiye’de de bulunan Culex cinsi sivrisineklerin insanları ısırması sonucu bulaştığını belirten Prof. Dr. Öktem, “Virüs ağırlıklı olarak bir tür sivrisinekle bulaşıyor ancak diğerleriyle de bulaşmayacağı konusunda bir garanti yok.” dedi.
Virüsü almış yaklaşık her 5 kişiden 1’inde ateşle beraber ishal, kusma, eklem ağrıları, baş ağrısı, vücut ağrıları veya döküntü gibi diğer belirtiler gelişebildiğini aktaran Prof. Dr. Öktem “Virüs alan kişilerin bir bölümünde ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ciddi bir nörolojik hastalık gelişir. Nörolojik hastalık belirtileri; baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, oryantasyon bozukluğu, koma, titremeler, nöbetler veya felçtir. Çoğu kişi bu tip Batı Nil ateşi hastalığından tamamen kurtulur ancak yorgunluk ve halsizlik haftalar veya aylarca devam edebilir. Şunu da ekleyelim her sivrisinekten bulaşmıyor. Sadece enfekte kuşlarla temas etmiş sivrisinekler virüsü bulaştırıyor.” dedi.
Adını hastalığın ilk görüldüğü Uganda’nın Batı Nil bölgesinden alan Batı Nil virüsü hastalığı kuşların göç etmesi nedeniyle dünyanın farklı bölgelerine taşınıyor. Kuşların göç yolları üzerindeki Türkiye’nin batı şehirlerinin risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Öktem, enfeksiyonun haziran ve eylül ayları arasında daha fazla görüldüğüne işaret etti. Prof. Dr. Öktem, sivrisineklerin üreme noktaları olan sulak alanların, su birikintilerinin ve baraj göl gibi alanların tehlike arz ettiğine işaret etti.
Virüsü alan kişilerin büyük bölümünde grip ve soğuk algınlığı gibi belirtiler ortaya çıkmasına rağmen bir bölümünde hastaneye başvurmasını gerektirecek kadar ağır tablolar görülebileceğini belirten Prof. Dr. Öktem “Vakaların bir bölümünde ise santral sinir sistemi etkilenmekte, beyin iltihabı, omurilik ve beyin zarı iltihabı gelişmektedir. Acil müdahale ve tedavi gerektiren bu hastalıklar ölümcül olabilir. Özellikle kanser hastaları ve diğer bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, kronik hastalıkları olanlar, yaşlılar ve özellikle de çocuklar Batı Nil virüsü enfeksiyonu açısından risk altındaki gruptur.” diye konuştu.