Bülent Arınç'dan Tutuklu Milletvekillerine İlişkin Açıklama

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması' programı için Çorum'da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir soru üzerine "milletvekili seçilenler parlamentoda yer almalıdır" dedi.

Halen tutuklu bulunan milletvekilleri hakkındaki görüşlerini açıklayan Bülent Arınç, şöyle konuştu: "Meclis Başkanımız 3 partinin grup başkan vekilleri ile iki veya üç defa toplantı yaptı. MHP, CHP ve BDP'de tutuklu iken aday gösterilen ve milletvekili seçilen tutukluluk hali devam eden milletvekilleri var. Hatta MHP dışında and içme törenlerine katılmadılar. Daha sonra and içtiler. Ancak tutuklu milletvekilleri hâla parlamentoda değil. Bu konu ile ilgili özellikle muhalefet partileri bir şeyler söylüyor. Tutuklu milletvekillerin tahliyesi için bir formül bulamadılar. Bunu bulmak kolay değil. Bunların belli suçlamalar karşısında tahliye seçildikleri taktirde bile olamayacaklarını bilmiyor muydunuz, biliyordunuz. O halde aday gösterdiniz şimdi niye şikayet ediyorsunuz. Çünkü tahliye olmaları gerekiyordu."

Buna mahkemenin karar vereceğini belirten Arınç, şunları söyledi: "Mahkeme tahliye kararı vermiyor, tutukluluk halinin devamına karar veriyor. O zaman ne yapacaksınız. İleri sürdükleri formüller çocukcaydı. Çünkü, siz özel bir düzenleme getiremezsiniz, genel bir düzenleme yaptığınızda diyelim ki iki seneden fazla tutuklu kalınamaz, evet o zaman bu milletvekillerinin pek çoğu tahliye olabilir ama onlarla birlikte başkaları da tahliye olur ki siz milletin yüzüne bakamazsınız. Uyuşturucu baronlarından

şunlara şunlara kadar pek çok kişininde tahliye edilmesi mümkün olur. Bunu istiyor musunuz? hayır bunuda istemiyoruz. O zaman ey CHP maşallah sende hukukçu bilinen pek çok insan var onlara hazırlat bakalım bir formül şu ana kadar aradan neredeyse 1 sene geçti. CHP bir formül üretemedi."

MHP'nin ise daha onurlu, daha dürüst, daha tutarlı bir duruş sergilediğini anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu mahkemelerin kendi yetkisine bıraktı şu anda. BDP'de bir formül bulamadı oda milletvekillerinin tahliye edilmesini istedi. CHP çok konuştu ama bir formül bulup getirip önümüze koyamadı çünkü koyması da mümkün değildi sadece gürültüsünü yaptı."

Meclis başkanının inisiyatif alması ve grup başkan vekilleri ile bir araya gelmesinin çok doğru olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanıyorum ki o üç muhalefet partisi sanıyorum AK Partininde bu sürece dahil olmasını istiyor. Bu sürece dahil olduğu zaman bulunan formülün meclisten geçebileceğini ifade ediyorlar. AK Parti bu benim sorunum değil siz bu sorunu konuşun, sizin bulacağınız formül hukuka uygunsa bizde bunu mecliste takip ederiz demiştir. Meclis başkanımız 4. parti olarak AK Parti'nin de sürece dahil olmasını, birlikte çalışılmasını, birlikte üretilecek formül üzerinden meclisin bir yasama yapmasını arzu ediyor. Gelinen nokta bu ise bu konuda bir hazırlığın kısa sürede ortaya çıkmasını ve bir yasamaya ihtiyaç duyuluyorsa bunun gerçekleşmesini ben şahsen arzu ederim. Bu bir hükümet meselesi değil. Şahsi düşüncemi çok önceden ifade ettim."

Partiler birini aday gösterecekse bunu niye aday gösterdiğini kamuoyuna izah etmesi gerektiğini anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Sadece kişiyi cezaevinden çıkarmaya yönelik bir amacı varsa bunu söylemeli millete buna karşı kararını vermeli. Birinci derecede sorumluluk partilere aittir. Partiler bu sorumluluğu üstüne alır ve onları aday gösterir. İkinci sorumluluk millete aittir. Millet bunlara oy verip seçecek mi? Millette oy verdi ve seçti o zaman millette bu sorumluluğu üstüne almıştır.

Millet oy verip seçti ise o kişilerin yeri TBMM'dir. Hangi şart altında olursa olsun dışarıda olmaları ve yasama faliyetlerine katılmaları gerekir. Bu düşüncem nedeni ile kendi partimden eleştiriler aldım. Milletvekili seçilenler parlamentoda görev yapmalıdırlar. Geçen yasa döneminde Sebahat Tuncel de örnek gösteriliyordu. Ancak bu dönemde yargılamada delil ve suçlar nedeniyle mahkemeler tahliye kararı vermedi. O kişilerin şahısların parlamentoya gelerek yasama faaliyetlerine katılmalarını ben şahsen arzu ediyorum.'

Tutuklu milletvekillerinin tutukluluk halinin kalkması için iki formül olduğunu dile getiren Bülent Arınç, şöyle konuştu: 'Biri 83. maddedeki dokunulmazlık sınırlıdır oysa bunun mutlak olması gerekmektedir. Mutlak yasa dokunulmazlığı bugün bizim 83. madde de mevcut değildir. 14. maddede sayılan fiiller, işlendiyse bu dokunulmazlıktan yararlanamaz diye bir hüküm var. Sanırım bu tutuklu milletvekilleri bu kapsam içinde kaldığı için mahkemeler yargılamaya devam ediyor. Yargılanmaya devam etsin fakat tutuksuz yargılansın diyebilirsiniz ama tutuklamayı sona erdirecekte yine mahkemedir. Eğer 14. madde istisnası bir madde değişikliği ile kaldırılabilirse bu sınırsız bir dokunulmazlık haline gelir bence çokta faydalı olur. Ben şahsen böyle bir istisnanın Anayasada yer almasını uygun bulmuyorum. İkinci formül TCK'nın CMUK usulleri içinde en çok 100. madde konuşuluyor. Oraya bugünkü milletvekillerini kapsayacak bir fıkra konabilir. Bu fıkranın adi suçlardan özellikle halkımızın kabul edemediği, kabul etmek istemediği yani şiddete dayalı, ırza tecavüzle ilgili veya uyuşturucu ve kaçakçılıkla ilgili ağır suçları içerisine alacak kişilerin tahliyesine yol açacak nitelikte olmamalı. CMUK bir maddesi geçen yılbaşında uygulanmaya başlandığında Hizbullah tanıkları denilen kişilerinde, 5-6 sene içeride kalanların dışarıya çıktığını görmüştük buda bir infiale yol açmıştı. Şu an bazıları tekrar içeriye alındılar ama bazıları kaçtılar gittiler."

"Dolayısı ile kamu vicdanını tatmin edici bir formülü bu 4 parti bulabilirse bunun bir yasama çalışması ile gerçekleşmesi uygun olur diye düşünüyorum" diyen Arınç, 4 partinin uzlaşması gerektiğini söyledi.

Bunu henüz görmediğini anlatan Arınç, şöyle konuştu: "Ama masa üstünde kağıt üzerinde olabilir diye düşünüyorum. Ama Adalet Bakanlığımızında bunu gözden geçirmesinde fayda var çünkü başka maddelerle bağlantısını şu an çok fazla düşünemiyorum. Bir de cezaevindeki mevcut suçlamalar ve bu suçlamaların karşısında tutuklu bulunanların belki tek tek gözden geçirilmesinde fayda var.'