HABER

Bülent Arınç'tan Bakanlar Kurulu sonrası açıklama

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında açıklama yaptı.

Narko timlerle ilgili başbakanımız, ilk olarak 8 vilayetindeki çalışmalarını bir gösteriyle başlatmayı düşünüyor. Hafta içerisinde sayın başbakanımızın yurt içi ziyaretleri oldu. AB Bakanımız sayın Volkan Bozkır, bir sunum yaptı. Şimdi ulusal eylem planlamasının ikinci aşamasını uygulamak durumundayız. Sayın Akdoğan TBMM çalışmaları konusunda bilgi verdi. bunlardan en önemlisi 10 Aralık’ta başlayacak bütçe genel kurul çalışmalarıdır. Önümüzdeki Salı günü ayriyeten bir grup toplantısı yapılmayacak, bütçe konuşması olacak. Bütçe görüşmelerinin takriben 12 gün sürmesi ön görülüyor. Ermenek’te gelinen nokta değerlendirildi. Ermenek’teki olayla ilgili olarak da çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığımızın, aile ve sosyal politikalar bakanlığımızın hazırladığı bir takım sosyal ve özlük haklar bakımından ölenlerin yakınlarına imkanlar temin edecek bir çalışma var. Bunu yarın başbakanımız grup toplantısında, olamazsa diğer günlerde açıklamış olacak.

Almanya’daki bir olay da bizi üzmüştür. Bundan 15-20 gün önce tuğçe isimli bir kızımız saldırganlarla mücadele sırasında komaya girdi, yaşam destek ünitesinden de çıkarıldı. Tuğçe kızımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Büyük bir kahramanlık yapmıştır. Kendisine allah’tan rahmet diliyorum, ailesine baş sağlığı diliyorum.

Bugün bir genelgemiz yayınlandı. Başbakanımız ülkemizde gıda ve tarım ürünlerinin arz talep üretim tüketim değişimleriyle, bu değişimlerin ve dağıtımdaki gelişmelerin fiyatlardaki etkilerinin izlenmesi, uygulanacak politikalarla ilgili gıda ve tarımsal ürün piyasaları izleme komitesi kurulmasını uygun görmüşlerdi. Üç ayda bir ve gerektiğinde toplanacaktır.

SORU & CEVAP

Hükümet çalışmaları ve toplantı gündem hakkında bilgi veren Arınç yaptığı açıklamalar sonrası gazetecilerin sorularına da cevap verdi.

İşte Arınç’ın sözlerinden satır başları:

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru var, yüzde 10’luk seçim barajıyla ilgili. AYM hak ihlali var derse ne olur? Uygulanmalı derse bu ne olur? 2015 seçimlerini etkiler mi?

Sayın Kılıç’ın bazı konuşmaların gazetelerde yer alması üzerine bir tartışma başlatılmıştı. Bugün AYM’den bir açıklama yapıldı. Bence gazetelerde Haşim Kılıç’a atfen yayınlanan haberlerden ziyade bu açıklamayı dikkate almamız lazım. Buna itibar etmemiz lazım. Ancak gazetelerde yayınlanan haberler bir gazeteciliktir, kınamıyorum. Gazeteci aldığı bir habere istinaden bu şekilde yazmıştır. Bireysel başvuru konuşmalar sırasında bu konu gündeme gelmiştir. Ama genel kurulda nasıl ne zaman niteliği ne olacak, sayın başkan ve üyeler bunu kesinlikle söylemediklerini ifade ediyorlar. Bireysel başvuru hakkını 2010 referandumunda Türkiye için demokratikleşme olarak gördük ve evet verdik. Hayır diyenler düşünsünler bunun cevabını. Ama bireysel başvuru hakkını kabul eden bu konu üzerinde AYM, AİHM’e gitmeden yurttaşlarımıza başvuruda bulunma hakkını veriyor. Bazı kararlar eleştiriliyor olsa bile AYM demokrasiyi önceleyen karar aldılar. Adil yargılanmayla ilgili, hak ihlalleriyle ilgili bence her zaman takdir ettiğimiz önemli karar verdiler. Şimdi önlerindeki bu konu da çok hayati bir konudur. Biz barajları hiç dert etmeyen bir siyasi iktidarız. 13 yılda 9 imtihandan geçtik hepsinde birinci olduk. Bu barajı biz getirmedik. Henüz 15 aylık bir partiydik önümüzde yüzde 10 barajı vardı. 4 milletvekili ve daha çok çıkaran illerde yüzde 10’u aştığınız zaman bir de yüzde 25’i aşmanız lazımdı. Biz şikayet etmedik, biz iktidar olmak için kurulduk dedik. millet isterse iktidar yapabilir, isterse barajın altında koyabilir.

Fakat anayasamızın önemli bir maddesi var, yönetimde istikrar. Bu sihirli cümleyi bağdaştıracak bir seçim sistemi elbette bulunabilir. Ama geçmişte yönetimde istikrardan uzak kalmış olan Türkiye’nin neler kaybettiğini bilmek lazım. Bunu sadece AYM üyelerinin değil hepimizin bilmesi gerekir. Bu konuyla ilgili olarak AYM’ye başvurular yapıldı 90’larda. Sonra 2004-2005’lerde AİHM’e gidildi. Bir karar verildi bu barajın bütün partiler için geçerli olduğu ve aykırı olmadığı konusunda kararlar verildi.

BİR YIL ÖNCE BİR TEKLİFTE BULUNDUK

Biz bir yıl önce bütün muhalefet partilere bir teklifte bulunduk. Bu baraj kalmalı mı, kalkmalı mı? Dar bölge mi daraltılmış bölge mi? Hiçbirisinden incir çekirdeğini dolduracak bir şey gelmedi. Onları beklemekten sıkıldık, onlarda baraj kalsa daha iyi olacak dediler. Bugünkü sistemin devam etmesi konusunda muhalefetin de bir şey söylememesine bakarak biz karar verdik.

Şimdi AYM önündeki konuları tartışacaktır, bu kriz anlamına da gelmez. Mahkeme ne karar verirse versin bunun gerekleri yerine getirilir. Hiçbirimiz endişe içerisinde değiliz.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Hafta sonu İmralı'dan gelen müzakere taslağına dikkat çekildi. Müzakere taslağında ne vardır? Yasal güvencelere dikkat çekildi, oluşturulması gerektiğine. Bunlardan kasıt ne? Takvime nasıl bakıyorsunuz? Bugün bazı haberler çıktı, Leyla Zana'nın imralı heyetine katılacağı yönünde. Böyle bir talep oldu mu? Müzakere süreci ifadesi maksatlı mı kullanılıyor?

Çok kısa bir cevap vereyim. Siz herhalde bakanlar kurulu sonrasındaki açıklamalara sanırım pek kulak vermiyorsunuz. Biz bu işi bilerek yapıyoruz. Bugün bu konu, çözüm süreci dediğiniz konu dürüst bir zeminde gitmesi lazım. Hiç kimse bundan kendine şahsi pay çıkartmadan, hükümetimizin gösterdiği istikamette, herkesin katılımda bulunacağı bir süreç olarak görmesi lazım.

HDP gittiler, dört kişi gittiler. Sonra açıklama yaptılar. Biz bu konuşulanları ilgili kurumlarımız değerlendirecek. Her çarşamba, 15 günde bir denk geliyor, güvenlikle ilgili çalışmalar oluyor. Yarından sonra analizlere bakarak, ne beklendiğini, ne istendiğini elbette söyleyeceğiz.

Dolayısıyla Öcalan baş müzakerecidir diyen arkadaşıma sert çıkmıştım da kınamıştınız. Bunların hepsi adım adım ve herkes üzerine düşeni yaptığında konuşacağımız konulardır.

Bu ülkenin başbakanı, kamu düzeni esastır. Buna zarar verecek hiçbir şeyi maruz göremeyiz diyor. Peki karşı taraf, bu konuda evet diyor mu açıkça? Türkiye’de kamu düzenini bozanlar üzerimize düşeni yapacağız diyor mu? bunu derse, müzakere mi değil mi yol haritası... Bunların hepsi gelir. Bunlar rahatlıkla yapacağımız şeylerdir. Her maraton ilk adımlarla başlar. Ama 6-7 ekimden sonra atacağımız adımlar birilerinin ciddi adımlarına bağlı. Ama siz benim konuşmalarımı daha iyi takip edin. Bu açıklamalar gidiş gelişler şunu gösteriyor, süreç devam ediyor.

SOMA’DA 2800 MADENCİNİN BİR GÜNDE İŞSİZ KALMASI

Ermenek'i konuştuk dediniz. Bugünde Soma'da 2800 işçinin sms mesajıyla işsiz kaldığı yönünde haberler yansıdı. Bu konuyla ilgili bilgiler geldi mi? Kış aylarındayız bir ilçe neredeyse işsiz kaldı. Bakanlığınız bu konuya el atmayı düşünüyor mu?

Bu yeni bir olay oldu. Soma'daki olaylardan sonra, yeni doğan çocuklarını bile tanıdığım yer. Benim ilgisiz kalmam düşünülemez. Biz yeni maden kanunundaki düzenlemelerde, Soma'da vefat edenlerle ilgili düzenlemeler yaptığımız gibi, iş güvenliğiyle ilgili
Maden işçilerinin asgari ücretinin iki kat ücret alması gibi düzenleme yaptık. Bundan sonra tahmin ettiğimiz gibi bazı çok kârlı olmayan maden ocakları, biz bu işçileri çalıştıramayız. Zonguldak Çorum tarafında da oldu. Burada işverenler de haksız değil.

Bu madenleri çalıştıranlar, bir kısmıyla mal ve hizmet alımıyla, bir kısım da farklı şekilde çalışıyor. Yeni çıkan kanun onlara iki misli bir külfet yükledi. Adam 1200 lira ödüyorsa, şimdi diyelim ki 3 bin lira ödeyecek. Bu onun işletme giderlerinin arttığı anlamına gelir. Bunun bu işler, kusura bakmayın işveren, gözü yaşlı olarak, bütün haklarınızı veriyorum ve maden ocağını kapatıyorum dedi.

Aman madenler kapatılmasın, işvereni de koruyacak kanun çıkarın diye geldiler. İşveren bizden bir talepte bulunabilir. Ben 23 liraya mal ediyordum, yeni mali külfet 50 lira, ben buna göre sözleşme yapmamıştım der. Buna yönelik bir düzenleme yapıyoruz.

Ama Soma farklı. buralar öncelikle kapatıldı. İşçilerimize ödenekleri maaşları verildi, kesildi tekrar verildi. Ama 6'ncı aya girmek üzereyiz. İşveren ödemeye yapamayacağım diyor. Yeri de hazırlayıp işletmeye açamadılar. Canım içinde 301 kişi vefat etmiş buraları kapatın. İşçi öyle demiyor ki açın çalışalım diyor.

Bu hazırlıkları işveren yapamadı. Teslim bayrağını çekmiş ben sizi çalıştıramayacağım diyor. Konunun üzerindeyiz bunu çözeceğiz. Onları aç açıkta ve işsiz bırakacak değiliz.

En Çok Aranan Haberler