HABER

Bülent Keneş attığı tweet nedeniyle tutuklandı

Today's Zaman genel yayın yönetmeni Bülent Keneş Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Bülent Keneş bir gün önce tutuklamanın ağır olacağı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı.

Bülent Keneş attığı tweet nedeniyle tutuklandı

Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Bülent Keneş Twitter'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Canlı yayında açıklama yaparken gözaltına alınan Bülent Keneş adliyeye sevk edildikten sonra sağlık kontrolünün ardından geceyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geçirdi. Bülent Keneş, sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na götürüldü ve Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, bir gün önce ise tutuklamanın ağır olacağı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan’ın avukatları Bülent Keneş’in attığı ve paylaştığı bazı tweetleri nedeniyle şikayette bulundu. Şikayet üzerine basın savcısı Umut Tepe, Keneş’i ifadeye çağırdı. İstanbul Adalet Sarayı’na gelen Keneş, savcıya ifade verdi. Savcılık ifadesinin ardından Keneş, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimi Recep Uyanık tutuklamanın ağır olacağını belirterek Keneş’i adli kontrol ile serbest bıraktı.Ancak Savcı Umut Tepe, Keneş’in tweet atmaya devam ettiğini gerekçe göstererek bu karara itiraz etti.

Savcının itirazı üzerine aynı hakim, bu kez tutuklanmak üzere yakalama kararı çıkardı. Dün akşam saatlerinde gazete binasında gözaltına alınan Keneş, emniyet müdürlüğüne götürüldü. Keneş, sabah saatlerinde adliyeye getirilirken, nöbetçi hakim öğle saatlerinde adliyeye geldi. Nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi İsmail Yavuz, Keneş ve avukatlarının savunmasını aldı. Keneş, bir önce verilen kararın bir gün sonra değiştirilmesinin hukuki bulmadığını belirtti. gazeteci olduğunu ve görevini yaptığını vurgulayan Keneş, “Serbest kaldıktan sonra tweetlerine devam ediyor diye yakalama gerekçesini kabul etmiyorum. Bu durumu değerlendirmenizi istiyorum. Açıkça sansür uygulanmaktadır.” dedi. Keneş’in avukatı Hasan Günaydın da, müvekkilinin yabancı dilde yayın yapan bir gazetenin genel yayın yönetmeni olduğunu, siyaset bilimci olduğunu, siyaset bilimi ile alakalı akademik çalışmalar ve siyasi analizler yaptığını söyledi. Söz konusu tweet'leri nedeniyle ifadeye çağrıldığını, bu çağrıya uyarak adliyeye geldiğini ve ifadesinin alındığını hatırlatan Günaydın, tutuklamaya sevk olduğunu ve adli kontrol ile serbest bırakıldığını kaydetti.

Bu kararın üzerinden 24 saat dahi geçmeden, herhangi bir delil olmadığı halde sadece tweetleri devam ettiği gerekçesiyle bu karara itiraz edildiğini belirtti. Günaydın, aynı hakimin uluslararası hukuk ilkeleri ve ceza kanunlarına aykırı bir şekilde, hukuka uygun gerekçe gösterilmeksizin tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdiğini söyledi. Hukuka uygun olmayan bu karara itiraz ettiklerini belirtti ve kaldırılmasını talep etti. Yakalama kararından sonra gözaltı kararı verildiğini ifade eden Günaydın, zorunluluk halinde verilmesi gereken gözaltı kararının keyfi biçimde verildiğini kaydetti ve bu nedenle kaldırılmasını istedi.

Günaydın, müvekkilinin yakalama kararını öğrendikten sonra gazete binasında olduğunu belirttiğini ve kaçmadığını belirtti. Hukuka uygun bir karar verilmesini beklediklerini söyledi. Hakim İsmail Yavuz, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin yakalama emrine istinaden Keneş’in üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeninin bulunduğunu iddia etti. Cezanın üst sınırını dikkate alan hakim, Keneş’in tutuklanmasına karar verdi.

Bülent Keneş gözaltına laınmadan önce ise açıklama yapmıştı. İşte Keneş'in o açıklaması:

Sözlerime AİHM Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş'ın yakın zamanda verdiği bir demeçle başlamak istiyorum: Şöyle diyordu Sayın Karakaş: “Bir zamanlar Türkiye'nin işkence yapan ülke imajı vardı. Ama yerine internetin yasaklandığı, ifade özgürlüğünün hiçbir şekilde korunmadığı, sürekli hakaret yüzünden davaların açıldığı bir ülke imajı geldi. Cumhurbaşkanına hakaret yüzünden sürekli davalar açılıyor. Bu, Avrupa'da başka bir yerde yok. Yani hakaret, ceza kanununda düzenlenen bir suç değil. Avrupa'dan bakıldığı zaman Türkiye, ifade ve basın özgürlüğünün yeterli ölçüde korunmadığı, güvence altına alınmadığı, Avrupa standartlarında olmadığı bir ülke olarak görünüyor.”

Ülkemizi böyle bir duruma düşürmeye kimsenin hakkı yok. Buna en çok da ülkeyi yönetenlerin ve yargı görevini yapanların dikkat etmesi gerekiyor. Çağdaş demokrasilerde, -ceza davası konusu olmaması yanında- hakaretle eleştirinin arasına kalın duvarlar örülmüştür. Bu sınırı belirsiz hale getirdiğinizde tutuklanmayacak, ceza almayacak kimse kalmaz. Son zamanların gözde davası cumhurbaşkanına hakaret… Parkta konuşan bir vatandaş, seçim çalışması yapan MHP'li kadın kolları, stajyer avukat diye liste uzayıp gidiyor. Listeyi kabartanların başında da doğal olarak gazeteciler geliyor. Ahmet Altan, Hasan Cemal gibi duayen gazeteciler adliyelerin müdavimi haline geldi. Necati Doğru ve Uğur Dündar mahkûm oldular.

Devlet adamlarını, siyasileri eleştirmek bizim görevimiz. Toplum biz gazetecilerden bunu bekliyor. Ben fikir ve ifade özgürlüğü çerçevesinde eleştiri hakkımı ve görevimi yerine getirdim. Hiçbir kişiye hele de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakareti kendime yakıştırmam. Hakaret tıpkı şiddet gibi fikir mücadelesine güç yetiremeyen acizlerin yapacağı bir şeydir. Yirmi yıldan fazladır gazetecilik yapan ve bugün Türkiye'nin dışa açık en önemli pencerelerinden birinin Todays Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni olarak üzerime atılı olan hakaret suçunu kendime hakaret kabul ediyorum. Benim fikirlerim, tezlerim ve tabii ki eleştirilerim var. Bunların bir kısmı siyasilerin hoşuna gitmeyebilir. Fikir namusunu ve basın özgürlüğünü korumak adına bu fikirleri ve eleştirileri yazmaya ve konuşmaya devam edeceğim. Son olarak bugüne kadar beni destekleyen, güç veren sevgili eşime ve çocuklarıma teşekkür ediyorum. Beni merak etmemelerini istiyorum.

En Çok Aranan Haberler