Son dakika: TIR şoförü olarak çalışan 52 yaşındaki Muhsin Kazan, Almanya'ya götürdüğü tekstil ürünlerini boşaltıp, Türkiye'ye dönerken hiç beklemediği bir olayla karşılaştı. Önceki gün Bulgaristan'ın başkenti Sofya yakınlarında otoyolda ilerleyen Kaplan, Bulgar polisler tarafından hatalı sollama yaptığı gerekçesiyle durdurulurken, para cezası uygulanacağı söylendi.
Bulgar polislerin bir süre kendisi ile konuştuğunu ve daha sonra rüşvet istediğini söyleyen Kaplan, vermeyince de tokatlandığını anlattı. Kaplan'ın Bulgar polisler tarafından tokatlandığı anlar ise kullandığı TIR'ın kamerasına anbean yansıdı.
Sofya yakınlarında otoyolda yokuş yukarı ilerlediğini söyleyen Muhsin Kazan, önünde bulunan 3 TIR'ı diğer araçlar gibi kendisinden de solladığını belirtti. Daha sonra Bulgar trafik polisi ekibi tarafından durdurulduğunu anlatan Kazan, diğer sollayan Bulgar sürücülere polisin işlem yapmadığını kaydetti.
Kazan, polislere diğer araçları neden durdurmadıklarını sorduğunu belirtip, "Arabamda kamera kayıtları var, onlara bakmalarını istedim. Polis, bana önce cezamın olduğunu sonra da 'Yok ceza çorba, kahve ver git' dedi. Ben de para veremeyeceğimi söyleyip, cezamı yazmalarını istedim. Onlar kendi aralarında konuşuyorlardı, ben bir iki adım geri gittim.
Bunlar yine konuşurken bana 'Komşu çorba veriyor musun, vermiyor musun' dedi. Bunlar kendi aralarında bir şeyler daha söylediler. Ben de 'Gereken neyse yapın' dedim. 'Tamam komşu' dedi. Arabadan indi, ben de bir şey söyleyecek zannettim ve hiç anlamadığım bir anda bana tokadı yapıştırdı" dedi.
Bulgar polisi tarafından darp dilmesinin ardından kendisine ceza yazılmaması için 100 euro rüşvet istendiğini belirten Kazan, şunları söyledi:
"Ben o anda sendeledim. Kolumdan tuttu, 'Haydi arabaya; ehliyet, ruhsat' dedi. Arabanın yanına geldik. Kameranın görünmez yanında bana 'Komşu yok problem, sen güzel karakter. Ver 20 euro çorba, sen devam et. Senin cezan 100 euro' dedi. Ben de 'Para vermiyorum' dedim çünkü dayağı yedim, arabamda da kamera var. Onu da şahit olarak görüyorum. 'Hiçbir şey vermiyorum, gerekeni yapın' dedim. Bunlar tutanakları tuttular, imzalatmak istediler ben imzalamadım çünkü ben Bulgarca bilmiyorum. Bilmediğim bir şeye imza atmam. 'Komşu burada Bulgarca da var, İngilizce de var. Bunu imzala' dedi. Ben İngilizce de bilmiyorum dedim. 'O zaman bekle, transport polis geliyor, sana 500 ve 1000 euro ceza var' dedi. Ben de 'Yazın cezayı' dedim, beklemeye başladık. Daha sonra beni aldılar, onların karakolunun olduğu şehre doğru gittik. Otobandan çıktık, beni bir tarlanın kenarında beklettiler. Bunlar gitti, ben o arada firmamı aradım, video kayıtlarını istedim. Sofya Büyükelçiliği'ni aradım, devreye soktum. Yaklaşık 1 saat sonra geldiler ama bu sefer süt dökmüş kuzu gibilerdi. 'Kaptan lütfen gelir misin?' gibi konuştular. Tekrar ceza makbuzu yazmışlar ve imzalamamı istediler. İmzalamadım çünkü konsoloslukla görüştüğümde bana 'İmzalama' dediler. İmzalamadım, bana daha sonra yola devam edebileceğimi söylediler."
Olayın ardından Türkiye'nin Sofya Büyükelçiliği'ne görüntüleri gönderip, şikayetçi olduğunu anlatan Kazan, "Büyükelçiliğe hem telefonla hem de maille şikayette bulundum. Kamera kayıtlarını da gönderdim. Onlar da ilgilendiler. Bulgar şoför arkadaşlar da sosyal medya sayfalarında paylaşmışlar. Büyüklerimizden ricam, yıllardan beri devam eden şu olaya bir el atsınlar. Şoförlerin, yazın gurbetçilerimizin çektiği, bize 'İllallah' dedirtti. Kamera taktırmasam bu olayı hiçbir şekilde ibraz edemezdim. Benim tavsiyem, ellerinde imkan varsa arabalarına kamera taktırsınlar. Ben taktırdım. Yoksa elleri ceplerinden çıkmaz; devamlı kahve, çorba parası. Kameramın sayesinde rüşvet vermeden geldim" dedi.
Muhsin Kazan, Bulgaristan ve Sırbistan'da polislerin rüşvet isteme olaylarının sürekli başlarına geldiğini dile getirerek, "Ben bunu belgeledim. 5 bin TL verdim, arabama kamera taktırmıştım. Bu kameranın sayesinde sesimiz duyulsun artık. Herkes görsün bu eziyetlerimizi. Bu eziyetlerden biz bıktık. Türkiye'de yükümüzü yükleyip daha Kapıkule'den çıkmadan düşünmeye başlıyoruz; acaba Bulgaristan'da ceza yiyecek miyiz, rüşvet verecek miyiz, diye. İki ülkeden ortalama 100 euro civarında rüşvet veriyoruz. Bulgaristan'ın çıkış, Sırbistan'ın giriş kapısında tekstil yüklü araçlardan sırf hangara çekip mala bakmamak için 'Komşu sende tekstil var, ver 20 euro' diyorlar. Sorgusuz, sualsiz 20 euro veriyoruz. Güya tekstilin markasına, fatura değerine bakacakmış. Onlar da tekstil koli halinde yüklendiği için arabadan bizim indiremeyeceğimizi bildikleri için direkt 20 euro alıyorlar. Bizde 20 euro hazır. Az miktarda tekstil olduğunda itiraz ediyoruz, 10 ya da 5 Euro'ya düşürüyoruz" diye konuştu.
(DHA)