Yerinde, uygun dozlarda ve sürelerde kullanıldığında hayat kurtarıcı olan ilaçlar bazen hayatımızı karartabiliyor; sürekli hasta, sakat kalmamıza hatta ölmemize bile sebep olabiliyor.
Amerika gibi gelişmiş bir ülkede bile ‘ilaç tedavisindeki yanlışlardan yılda 1.5 milyon insanın etkilendiği ve bunların 7 binin bu sebeple öldüğü’ bildiriliyorsa, siz varın bizdeki durumu hesap edin.
İlaç kullanıyorsanız aşağıdaki uyarıları mutlaka dikkate almalısınız.
Yanlış ilaç Hastalar çeşitli sebeplerle yanlış ilaç alıyor olabilirler. Bu, reçetenin doğru okunmamasından, eczacının isim benzerliği veya dalgınlıkla yanlış vermesinden veya hastanın ilaçlarını karıştırmasından kaynaklanabilir.
Doktor yazılarının kötü olması evrensel bir sorundur; okunması zor yazılar için ‘doktor yazısı’ deyimi neredeyse her dilde vardır. Bunun tek çaresi ise, reçetelerin el yazısı ile değil, elektronik ortamda yazılması (e-reçete) ve hastanelerde de barkod sistemine geçilmesidir.
Arkadaş tavsiyesi ile ilaç almak, ilacın son kullanım tarihinin geçmiş olması ve uygun şartlarda muhafaza edilmemesi de ciddi olumsuzluklara yol açabilir.
Yanlış tedavi süresi
Her ilacın hastadan hastaya değişen belirli bir kullanım süresi vardır. Bu süre gereğinden az olduğunda tedaviden beklenen yarar sağlanamaz veya tam aksine tedavi süresinin gereksiz yere uzatılması birçok olumsuzluğa sebep olabilir. Mesela, astım krizlerinde kısa süreli kullanılan kortizon hayat kurtarıcı olmakla beraber, bu ilacın ‘iyi geliyor’ diye ihtiyaç olmadığı halde uzun süre alınması bazen ölümcül de olabilen pek çok ciddi yan etkilere yol açar.
İlaç alerjileri
Hastalar daha önce alerji veya başka türlü istenmeyen etkilere yol açmış ilaçların isimlerini mutlaka not etmeli ve muayene olduğu doktora bildirmelidir. Hiçbir doktorun kimin daha önce hangi ilaca karşı alerjisi olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi, hangi ilaçların alerji yaptığını gösterecek tek bir test de yoktur.
Doz yanlışları
İlaç dozları hastalığın ağırlığına, hastanın yaşı ve cinsiyetine, kilosuna göre belirlenir. Gereğinden yüksek dozlar ciddi yan etkilere yol açabilirken, düşük dozlarda ise beklenen etki elde edilemez. Özellikle antibiyotik tedavilerinde ilacın dozu kadar günde kaç kere alınacağı da çok önemlidir. Dozlar atlanmamalı veya doz aralıklarının keyfi olmamalıdır.
İlaçların veriliş yolu
İlaçların verilme yolları da çok önemlidir. Mesela, heparin damara veya deri altına yapılması gereken bir ilaçtır, kas içine zerk edilmemelidir. Bazı kanser ilaçları ise mutlaka damara zerk edilmelidir; yanlışlıkla cilt altına kaçan bu tür ilaçlar deride nekrozlara yol açabilir.
İlaç etkileşimleri
Bazı ilaçlar arasında geçimsizlik vardır. Bunların bir arada kullanılmamaları veya dozlarında ona göre ayarlama yapılması gerekir. Bunun için her hasta doktora giderken sürekli olarak kullandığı ilaçları ve bunların dozlarını bildiren bir listeyi doktoruna sunmalıdır.
Mesela tüberküloz tedavisinin önemli ilaçlardan olan rifampin kullananlarda doğum kontrol hapları, sara ilaçları, kortizon, kan sulandırıcı ilaçlar, şeker haplarının etkinliği azalacağından bunların dozlarının ayarlanması gerekir.
İlaç besin etkileşimi
İlaçlarda olduğu gibi bazı besinler de ilaçlarla etkileşim gösterirler. Mesela greyfurtta bulunan kimyasal maddeler ilaçların bağırsakta parçalanmasını sağlayan enzimleri baskılayarak ilaçların parçalanmasını geciktirir. Bu da ilaçların kanda daha birikmesine ve ölüme kadar gidebilen zehirlenmelere sebep olur. Özellikle tansiyon, sara, uyku, kolesterol … ilaçları kullananların tedavi süresince greyfurttan uzak durmaları gerekir.
Birçok ilaç için aç veya tok karına alım da mühimdir. Bazı ilaçlar (antibiyotikler) aç karına daha iyi emilirken, bazı ilaçların (aspirin ve romatizma hapları) da mideye dokunmaması için tok karına alınması gerekir.
Kan tetkikleri yapılmalı Bazı İlaçların dozlarının kan tahlilleri yapılarak buna göre düzenlenmesi gerekir. Mesela kan sulandırıcı bir ilaç olan kumadin alan hastaların belirli zamanlarda protrombin zamanı testini yaptırmaları gerekir. Benzer şekilde kemoterapi gören hastaların da tedaviden önce kan tablosu mutlaka incelenmelidir.
Yan etkilere dikkat
Tedavinin aksamaması için hastalar yan etkilere karşı uyarılmalıdır. Bazı ilaçlar (mesela rifampin) idrarı kırmızıya; demir içeren ilaçlar da gaitayı siyaha boyar. Hastalar bunları kanama sanıp korkar ve ilaçlarını bırakabilirler.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi
ahmetrasimk@mynet.com