HABER

"Bunların Cumhurbaşkanlığı yarışı derdi yok"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: - "Bu seçimde hem Cumhurbaşkanımızın güçlü bir destekle ilk turda seçilmesi hem de milletvekili seçiminde AK Parti'nin 300'ün üzerinde bir çoğunluk elde etmesi önümüzdeki sürecin sağlıklı yürümesi ve selameti açısından çok önemli" - "Şu anda kendisine 'eğitimciyim' diyen bir Cumhurbaşkanı adayının ve onun ekibinin '4+8'e döneceğiz' açıklamalarını duydunuz. Aslında bu 28 Şubat özleminin açıkça olmasa bile dolaylı ifadesidir" - "Mesele, bunların Cumhurbaşkanlığı yarışı derdi yok. Onlar da biliyorlar ki Allah'ın izniyle bu işi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan göğüsleyecek. Peki dert ne? Bu kadar benzemezin bir araya gelmesinin amacı ne? 'Evet, biz Tayyip Erdoğan'ı engelleyemeyeceğiz bu belli ama onu oluşacak Meclis aritmetiğiyle çalışamaz hale getirmek ve Türkiye'nin özellikle Tayyip Erdoğan liderliğindeki yürüyüşünü yavaşlatmak, mümkünse engellemek'"

KOCAELİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, 24 Haziran seçiminde hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü bir destekle ilk turda seçilmesi hem de AK Parti'nin 300'ün üzerinde bir çoğunluk elde etmesinin önemli olduğunu belirterek, "Bunların Cumhurbaşkanlığı yarışı derdi yok. Onlar da biliyorlar ki Allah'ın izniyle bu işi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan göğüsleyecek." dedi.

İzmit'te bir restoranda düzenlenen kahvaltı programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Işık, burada yaptığı konuşmada, 24 Haziran'da Türkiye'nin son 16 yıllık kazanımlarının kalıcı olması noktasında önemli bir oylama yapılacağını söyledi.

Işık, Türk toplumunun 200 yılda çok büyük dalgalanmalar yaşadığına dikkati çekerek, özellikle Batı'nın İslam dünyasıyla arasını açmış olmasının hem psikolojik hem de sosyolojik olarak pek çok travmasını yaşadıklarını ifade etti.

Temel değerlere sahip çıkılmamasının, özellikle şahsi ikbal hesaplarının değerlerin önüne geçmiş olmasının toplumda oluşturduğu tahribat sonucu ağır bedeller ödediklerini ve 28 Şubatı sürecinin de bunlardan biri olduğunu vurgulayan Işık, 28 Şubat'ın ardından kız öğrencilerin başörtüsüyle üniversiteye girmesi hakkının elinden alındığını, imam hatip ve meslek lisesi öğrencilerinin istedikleri fakülteyi tercih edebilmelerinin engellendiğini anlattı.

- "İnce'nin '4+8'e döneceğiz' açıklaması, 28 Şubat özleminin dolaylı ifadesidir"

AK Parti'nin güçlü liderin etrafında şekillenmiş bir kadro hareketi olduğuna işaret eden Işık, şunları kaydetti:

"AK Parti'nin bana göre en bariz vasfının bir değerler hareketi olmasıdır. Kadim değerlerimizin tekrar ihyası ve inşası noktasını kendine en temel misyon edinen bir hareket olmasıdır ki bu hareket tarihimizin her döneminde milletimizin ana damarı, ana akımı olmuş bir harekettir. Bu süreçte Allah'a hamdolsun görev alma imkanımız oldu ve 2012'deki 4+4+4 düzenlemesiyle ne pedagojiye uyan ne dünyanın gerçeklerine uyan ne Türkiye'nin gerçeklerine uyan o kesintisiz eğitim bir kenara bırakıldı ve her isteyen yavrumuzun kendi istediği okula gitmesinin önünü açan ve her kademede insanların tercihlerinin sonuçlarda belirleyici olduğu bir sistem getirildi. Allah'a hamdolsun o gün bugündür çok önemli gelişmeler var. Türkiye bu konuda kendi değerleriyle yetişen genç kuşakla tanışıyor."

Bu mücadelenin Türkiye'nin zemininin güçlü olması dolayısıyla özellikle daha da güçlenerek devam etmesi imkanı olduğuna işaret eden Işık, "Şu anda kendisine 'eğitimciyim' diyen bir Cumhurbaşkanı adayının ve onun ekibinin '4+8'e döneceğiz' açıklamalarını duydunuz. Aslında bu 28 Şubat özleminin açıkça olmasa bile dolaylı ifadesidir. Hangi çağda yaşıyoruz?" diye konuştu.

- "Bunların bir Cumhurbaşkanlığı yarışı derdi yok"

Başbakan Yardımcısı Işık, kendisinin bu seçimi bir Cumhurbaşkanlığı yarışı olarak görmediğini ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da öyle görmediğine adı gibi emin olduğu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer Sayın Kılıçdaroğlu 24 Haziran seçimlerini Cumhurbaşkanlığı yarışı olarak görseydi kendi genel başkanlığına layık görmediği, iki defa aday olduğunda büyük fark yiyerek seçimden mağlup olarak ayrılmış bir kişiyi halkın önüne Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarmazdı.

Sayın Muharrem İnce çok önemli bir adamdı, o zaman bu partinin genel başkanlığına aday olduğu zaman bu kadar önemli bir insana bu partiyi neden emanet etmediniz? Ya da tersinden soralım, siz halkımızdan, milletimizden kendi genel başkanlığınıza layık görmediğiniz kişiyi Cumhurbaşkanı olarak seçmemizi istiyorsunuz. Öyle mi? İyi de bu CHP Genel Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı makamından daha önemli bir makam mı? Değil. Mesele ne? Mesele, bunların bir Cumhurbaşkanlığı yarışı derdi yok. Onlar da biliyorlar ki Allah'ın izniyle bu işi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan göğüsleyecek. Peki dert ne? Bu kadar benzemezin bir araya gelmesinin amacı ne? 'Evet, biz Tayyip Erdoğan'ı engelleyemeyeceğiz bu belli ama onu oluşacak Meclis aritmetiğiyle çalışamaz hale getirmek ve Türkiye'nin özellikle Tayyip Erdoğan liderliğindeki yürüyüşünü yavaşlatmak, mümkünse engellemek.' Onun için de çok sinsi bir taktik uyguluyorlar. Bazen sureti haktan görünenler oluyor, bazen açıkça ifade edenler oluyor, bazen dolambaçlı yollardan lafı evirerek çevirerek ifade edenler oluyor, ima edenler oluyor... Dertleri şu; 'Cumhurbaşkanlığında Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğiz ama Meclis'te başka partiye vereceğiz.' Bu, 24 Haziran seçimlerinin tuzağıdır."

- "Bunların da kulaklarına bir şeyler üfleyen bazı yapılar var"

Yeni sistemde iktidar şansı olmayanların Meclis'te AK Parti'nin 300'ün altında milletvekili sayısıyla bulunmasını kendileri açısından stratejik hedef olarak gördüklerini dile getiren Işık, "Bakın kendi içlerinde kimin en fazla milletvekili çıkarması, en yüksek milletvekili sayısına ulaşması hiç önemli değil. Birinin ihtiyacı olduğu zaman öteki hemen ona destek veriyor. 'Efendim, falanca parti barajın altında kalabilirmiş.' hemen bir organizasyon yapıyorlar. Belli ki bunların da kulaklarına bir şeyler üfleyen bazı yapılar var." şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Işık, böyle bir tabloda 24 Haziran'da ne yapılması gerektiğinin çok açık olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımızla ilgili Allah'ın izniyle bir tereddüt taşımıyoruz ama milletvekili seçiminde de AK Parti'nin 300'ün üzerinde bir milletvekili sayısına ulaşacak desteği alması bunların tüm heveslerini kursaklarında bırakır. Onun için armudun sapıydı, üzümün çöpüydü inanın bu seçimlerde bunlara takılacak halimiz yok. Bu seçimde hem Cumhurbaşkanımızın güçlü bir destekle ilk turda seçilmesi hem de milletvekili seçiminde AK Parti'nin 300'ün üzerinde bir çoğunluk elde etmesi önümüzdeki sürecin sağlıklı yürümesi ve selameti açısından çok önemli."

- "Fırtınalı denizde tecrübeli bir kaptan gerekir"

Işık, Sovyetler Birliği'nin çöküp, Batı'nın zaferini ilan etmesinin ardından dünyadaki düzenin yaklaşık 30 yıldır tek kutuplu olarak devam ettiğine dikkati çekerek, şimdi Çin'in dünyada yeni bir süper güç olarak geleceğini söyledi.

Çin'in farklı öncelikleri, 1,5 milyarlık nüfusu, dünyada en büyük ekonomi olacak olması ve son dönemde teknolojide yaptığı ataklarla Batı'nın tartışmasız üstünlüğüne son verme ihtimalinin güçlü olduğunu, bunun da yeni bir dünya dengesinin oluşacağını gösterdiğini anlatan Işık, şöyle devam etti:

"ABD Obama döneminde bir strateji değişikliğine gitti. 'Artık benim için öncelikli bölge Orta Doğu değildir, öncelikli bölge Asya-Pasifik'tir.' Obama bu işleri biraz usturuplu yapıyordu. Demokrasi, serbest piyasa bu konularda dünyaya ABD'nin imajını bozacak bir görüntü vermeme noktasında dikkatliydi. Şimdiki başkan bu konuları hiç önemsemiyor, adeta züccaciye dükkanına giren fil gibi ortalığı darmadağın ediyor. ABD resmen Çin'e ticaret savaşını başlattı. Bu önümüzdeki süreçte dünyanın çok zor bir süreçten geçeceğini gösteriyor. Şimdi bu önümüzdeki süreçte bütün gelişmekte olan ülkeleri etkileyeceği gibi Türkiye'yi de etkileyecek. Yani denizde fırtına olacak. Fırtınalı denizde de tecrübeli bir kaptan ve güçlü bir kadro gerekir."

Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına çıkan adayları herkesin gördüğünü aktararak, "Sayın İnce'nin 'Şunu yıkacağım, bunu iptal edeceğim.' ya bir olumlu cümle kurmaz mı insan. Yerli otomobili iptal edecekmiş. Allah akıl fikir versin. Her şey aslına çekiyor. Nasıl Vecihi Hürkuş'u açlığa mahkum ettiyseler, nasıl Nuri Demirağ'ı batırdıysalar, nasıl Devrim otomobilini sabote edip akamete uğrattıysalar şimdi dijital çağın en önemli girişimlerinden biri olan otomobil projesini de durduracaklarmış. Allah akıl fikir versin ama bunlardan da bu beklenir." ifadesini kullandı.

En Çok Aranan Haberler