GÖKMEN YÜCE - Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İskender Gülle, "Burdur Gölü'nde kimyasal, pestisit ve tarım ilacı kirliliği yok ama bir doğal kirlenme olayı mevcut. Gölde azot ve fosfor kirliliği var" dedi. Gülle, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Burdur Gölü'nde aktif olarak 10 yıldır araştırmalar yaptıklarını, bu araştırmaların bir kısmını gölün içerisinde yaşayan canlı grupları üzerine, bir kısmını da gölün kirlilik oranlarıyla ilgili gerçekleştirdiklerini söyledi. En son Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA), MAKÜ ve Burdur Belediyesi'nin destekleriyle bir çalışma yürüttüklerini anlatan Gülle, bu çalışmada gölün kirlilik seviyesini araştırdıklarını kaydetti. - Ağır metaller ve pestisit açısından temiz Gülle, Burdur Gölü'nün aslında tahmin edilenden daha temiz olduğunu vurguladı. Geçen yıllarda gölün arsenikli olduğu, sularında yoğun miktarda krom bulunduğu gibi söylentilerin çıktığını belirten Doç. Dr. Gülle, şöyle konuştu: "Çalışmalarımızda çok farklı yerlere, bağımsız laboratuvarlara analizler yaptırdık. Bu araştırmalar sonucunda gölün ağır metaller ve pestisit açısından temiz olduğu, yani insan ve çevre sağlığını etkileyecek olumsuz bir durumun olmadığı görüldü. Ancak hemen sevinmemek gerekiyor. Çünkü bazı açılardan da gölün çok hızlı şekilde kirlendiğini görüyoruz. Kimyasal, pestisit ve tarım ilacı kirliliği yok ama bir doğal kirlenme olayı mevcut. Gölde azot ve fosfor kirliliği var." - "Burdur'un kanalizasyonu 50 yıl göle aktı" Gülle, 50 yıl boyunca Burdur'un kanalizasyonun göle aktığını, çevredeki ahır ve mandıralardan göle bir çok organik madde girişi olduğunu anlattı. Burdur'un yüzey akış sularının da gölü doldurduğuna işaret eden Gülle, "Bu 50 yıldır süren kirlenme sonuçta kendisini gösterdi ve göl halkın anlayacağı dille 'yeşillendi otlandı' diyebiliriz" ifadesini kullandı. Yaz aylarında göl üzerinde mavi yeşil bir tabaka göründüğünü, bu durumun göldeki bakterilerin çoğalmasından kaynaklandığını anlatan Gülle, 2000 yıllarında 1'in altında olan klorofil değerinin, günümüzde 15-20 değerlerine dayandığını bildirdi. Gülle, "2000 yılında 6 metre olan suyun altının görünürlüğü günümüzde 1,5 metrenin altına düştü. Yani suda aşırı bir bulanıklık ve ışık geçirgenliğinde düşme söz konusu" dedi. - Gölün suyu azalınca, tuzluluk oranı arttı Burdur Gölü'nün suyunun son 40 yılda yüzde 40 oranında azaldığını dile getiren Gülle, bu azalmanın göldeki tuzluluk oranının da yüzde 40 artması anlamına geldiğini kaydetti. Göldeki suyun azalmasının, sudaki kirletici maddelerin yoğunlaşmasına işaret ettiğini vurgulayan Gülle, "Tabiki doğal ortamlar kendi kendilerini temizleme yeteneğine sahiptir. Buna 'kendi kendini arıtma', ya da 'doğal arıtma' diyoruz. Özellikle eğer çok aşırı kirlilik yoksa ya da kirlilik kaynağı bir noktadan sonra durursa, göl kendisini toparlayabalir. Ama bu kirlilik kaynakları sürekli artarak devam ettiği durumlarda geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiş oluruz" diye konuştu. Burdur Gölü'nde kış aylarında zaman zaman köpüklenme oluştuğunu anlatan Gülle, konuyu araştırdığını ve bunun doğal köpüklenme olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Gülle, Burdur Gölü'nde kurumaya doğru istikrarlı bir çekilmenin söz konusu olduğunu, buna rağmen kentte konudan kaygı duyan çok az bir kesimin bulunduğunu belirtti. Sorunlarına rağmen gölün çevresinde doğal ve arkeolojik güzellikler bulunduğunu anlatan Gülle, "Özellikle Söğüt Dağları kıyıları temiz. Suyunda sülfat ve soda bulunuyor. Yüzme, spor etkinlikleri ve dinlenme için uygun. İnsan ve çevre sağlığına zararlı önemli bir kriter bulunmamakta" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz