Anayasa değişikliğinin oylandığı referandumun ardından 40 yıllık bir hayalinin gerçekleştiğini söyleyen AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, sistem değişikliği üzerine 1977 yılından bu yana çalışmalar yaptığını belirterek, "Bunu ölmeden görmüş olmak güzel bir şey. Çünkü öbür tarafta gözüm arkada kalırdı" diye konuştu.
"BİR HAYALİMİN GERÇEKLEŞTİĞİNİ GÖRÜYORUM"
40 yıllık bir hayalinin 16 Nisan'da gerçekleştiğini belirten ve Türkiye'nin artık düzlüğe çıktığını söyleyen Burhan Kuzu, "Sizler bir sevindiniz, ben iki sevindim. Tersi çıksaydı belki siz bir, ben iki üzülecektim. 40 yıllık bir emeğimdir. Bir hayalimin gerçekleştiğini görüyorum. 1977 yılında bu işe başladım, 2017. Dolu dolu 40 sene olmuş. Bu süre içinde binlerce kez paneller, sempozyumlar, konferanslara katıldım, üniversitelere gittim, değişik STK'larda, siyasi partilerde bunları anlattım. Rahmetli Özal, Demirel, Türkeş, Erbakan, Yazıcıoğlu, hatta rahmetli Ecevit ile sıkı temasım oldu. Özal ile daha sıkı çalıştım. Şimdiki Cumhurbaşkanımızla bu işleri birlikte götürdük. Bu konuda yazdık, çizdik, çok şükür bunu ölmeden görmüş olmak güzel bir şey. Çünkü öbür tarafta gözüm arkada kalırdı, acaba başkanlık geldi mi, gelmedi mi bir sağa bir sola döner dururdum orada. Hayırlı olsun vatana, millete, devlete. Rahat bir hayırlı olsun diyebiliyoruz. Düne kadar iş yerine giriyorsun ‘hayırlı olsun' deyince, ‘hayır oyu mu vereyim' diye anlıyordu. Şimdi onlar bıraktılar biz normale dönüp kullanmaya başladık. Büyük bir hayalimin, projemin gerçekleşmesi beni çok mesut etti. Türkiye bence düzlüğe çıkmış oldu. Eski yılların koalisyon kavgaları, hesapları, at pazarlıkları, 25 gün süren hükümet durumları geride kaldı. Şu anda 19'uncu hükümet olması gerekirken Türkiye'de 65'inci hükümet var. 65'inci hükümeti biz cumhuriyetimizin 95'inci yılında değil de 260'ncı yılında kurmamız lazımdı. Bundan sonra en çok 10 sene bir hükümet gelecek, başkan ekibi ile birlikte gelecek, parlamento karşısında güçlü bir denetimini yapacak ve böylece ülkeyi yöneten belli, nereye kadar götürebileceğini görüyorsun. Artık hükümeti kuran da millet, yıkan da millet. Şu referandum gösterdi ki, başkanlık modeli böyle kıran kırana bir sistemdir. Öyle ‘yüzde 19 alırım, başbakan olurum, yüzde 15 alırım koalisyonun bir köşesinden tutarım, devletin kimi kurumlarını hortumlarım' gibi bir takım vesayet odaklarının güdümündeki hükümetler dönemi tarihe gömülmüştür. Artık kamyonumuz Bolu Dağı'nı çıkmıştır. Gençler bilmezler, o tüneli de biz açtık malum, o dağda çok ağır çıkar kamyonlar. Tam düzlüğe çıktı Ankara'ya doğru şimdi yol alıyor" diye konuştu.
"YSK'NIN ALDIĞI KARAR DOĞRU BİR KARARDIR"
CHP'nin YSK'ya başvurması değerlendiren ve YSK'nın aldığı kararın doğru olduğunu söyleyen Burhan Kuzu, "CHP her seçimde bunu yapıyor. Her seçimde yenildiği için bu sefer de aynı huyundan vazgeçmemiş oldu. Bu seçim gibi dönüşü pek olmayan kritik bir referandum olduğu için kabullenmek daha zor oluyor. Yeni modelde işler zor çünkü. Hem bizim işimiz zor hem muhalefette kalanların işi zor. Bu modelde yüzde 51 ile kazanma imkanı olacak. Zor bir dönem bekliyor siyasetçileri. Uzun yıllar genel başkanlar koltuklarında duramazlar artık. Ya başkan olacak, hükümet olup yürütecek ya da bırakacak. O partilerin başına cumhurbaşkanı seçilebilme şansı ve potansiyeli yüksek olanlar artık gelebilecek. Bu CHP'de bir hırçınlığa sebep oluyor. Asıl arka planı bu. Parti içi hesaplaşmalar bundan sonra gündeme gelecek. Gönül isterdi ki, yüzde 55-60 olsun, nihayetinde bu bir referandumdur. YSK'nın aldığı karar doğru bir karardır. YSK, müracaat üzerine sandıklar açılmadan karar alıyor, ‘üzerinde sandık kurulunun mührü olması bile bunları geçerli sayacağız, sonuç olarak görev ihmali vardır' diyor. Buradaki yasanın amacı esasen üzerinde mühür olmayan zarfın içindeki oyların geçersizliği değil, dışarıdan oy gelmiş mi, esas tırnak içinde vurgulanan bu. Ülke genelindeki bu tablo ile yeni tartışma çıkmasın diye YSK karar veriyor. Verdiği karar kesindir, hiçbir mercie gidilemez" şeklinde konuştu.
"CHP YAZMIŞ AGİT'E VERMİŞ GİBİ"
Referandum sonuçlarına yönelik Avrupa'dan gelen eleştirilere de değinen Burhan Kuzu, "AGİT oturmuş CHP'nin bu konuda yazdığı bilgilendirmesine dayanarak bir rapor yazmış. CHP yazmış vermiş gibi. Bundan önce de seçim öncesinde anayasa paketi konusunda Venedik Komisyonu bir rapor yazmıştı, o kadar yanlış rapor ki utandım. Yüzde 80'i yanlış, CHP'den aldığı bilgilerle bu paketi değerlendiriyor. Bu bizim iç meselemiz. Biz seçim yapmışız, sandıktan çıkan iradeye saygı duymak zorundayız. 24 Nisan 1920, TBMM, Meclis Başkanlığı seçimi yapılıyor. Adaylardan birisi Celaleddin Arif Bey, birisi Mustafa Kemal Atatürk. 109 rey Celaleddin Arif Bey alıyor, 110 rey de Atatürk alıyor, 1 oy ile kazanıyor. Dolayısıyla seçim netice itibariyle budur. Maçta da öyle olmuyor mu, gol oluyor işte bitti. Adam gidiyor Avrupa'ya, sen de kaldın burada. Avrupa liderlerinin açıklamalarına bakıyorum ‘Türkiye ikiye bölündü' diyor. Peki, İngiltere'de AB ile ilgili referandum yapıldı. Yüzde 48 kalalım, yüzde 51 gidelim dedi. Aynı bizimki gibi. İngiltere'de, Avrupa'da ses çıktı mı? Bulgaristan buradan giden Türklere oy kullandırmadı, Macaristan'da benzer olaylar oldu, AGİT hangi birisi hakkında karar verdi de Türkiye hakkında böyle ipe sapa gelmez kararlar veriyor? Böyle yaygaraya getirerek üste çıkmaya çalışmayalım. Hata varsa tabi ki elensin. Daha 10 günlük süre var" ifadelerini kullandı.
"BAŞKANLIK SEÇİMİ DE BÖYLE KIRAN KIRANA GEÇER"
Referandumda ortaya çıkan tablonun başkanlık seçimlerinin de kıran kırana geçeceğini gösterdiğini belirten Kuzu, "Şu tablo gösterdi ki soldan da sağdan başkan kazanabilir. Ama makul olan, adam gibi adam olan kazanır. En küçük bir gruba, etnik dini gruba değer veren kazanır, insana insan muamelesi yapan kazanır. Başkanlık seçimi de böyle geçer, kıran kırana geçer. Yatarak seçim almak, yıllarca genel başkanlıkta kalmak yok. Yüzde 20 ile başbakan olma dönemi bitti. Bundan sonra en çok kim kucaklayabilir, bunlar kazanacak" açıklamasında bulundu.
"TARİH DEVLET BEY'İ ALTIN HARFLERLE YAZACAK, BUNU HERKES BİLSİN"
Referandum sonuçlarından bir takım anlamlar çıkartılmaya çalışıldığını kaydeden Kuzu, "Burada hangi partiden ne kadar oy geldiğini ölçmek mümkün değil. Ben sahada 40'a yakın ili gezdim. Kimden ne geldi, ne kadar geldi, ne kadar gelmedi bunun hesabı yapılamaz. Çünkü ben biliyorum CHP'den ‘evet' veren var, bizden de ‘hayır' veren var. Kimden ne geldiğinden bir anlam çıkartmaya çalışıp partiler arasına nifak sokmak, parti içine fit sokmak çok yanlış. MHP'de Devlet Bey'in ve ekibinin gayretini nasıl yabana atabiliriz. Bırakın sahada çalışmayı, kendisinin gayretini, verilen oyu, şu komisyonda ve Genel Kurulda yaptığı destek olmasaydı nasıl bu noktaya gelecektik? Onun sayesinde bu millete gitti, bu oy alındı. Yoksa bizim sayımız yetmiyordu. Tarih Devlet Bey'i altın harflerle yazacak, bunu herkes bilsin" dedi.
"ADAM ZEHİR ZEMBEREK SİRKESİNİ SATTI, BEN KARAKOVAN BALIMI ZOR SATTIM"
Çok zor bir süreçten geçildiğinin altını çizen Kuzu, "Benim bütün işim Kılıçdaroğlu ve ekibinin yalanlarına cevap vermekle geçti. Bıktım, ben yalanın bu kadar para ettiğini. Adam zehir zemberek sirkesini sattı, ben karakovan balımı zor sattım. ‘Acı' dedi, ‘ekşi' dedi, ‘tuzlu' dedi, ‘bozuk' dedi, sahadan bunu alabildi. Hitler'in propaganda bakanı ‘Hitler, sana tavsiyem şudur, aynı yalanı yüzbinlerce söyle, aynı noktaya vur sürekli' diyor. Sakin sakin, kızmadan bağırmadan, 1,5 aydan bu tarafa sabaha kadar yalan söyledi. Dediklerinin tamamı yalan, bu kadar mı bir insan yalan söyler. Özellikle Ege, Akdeniz, İstanbul, Ankara gibi büyük merkezlerdeki ulusalcı ekibi, milliyetçi ekibi korkutan kavramlarla mesajlar verdi, yalanlarla bir politika götürdüler. Biz de ancak bu kadar işin içinden çıkabildik" diye konuştu.
(İHA)