Burhan Kuzu: Kırgın Değilim

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, TBMM başkanlığı seçimleri ile ilgili, “Parti içinde farklı bir görünüm var havası vermemek için Başbakanımızın tavsiyelerini dikkate aldım. O manada müracaatımı yapmama kararı aldım.” dedi. Kuzu, kırgın olmadığını söyledi.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Meclis’te gazetecilerin sorularını cevapladı. Kuzu, başkanlık seçimleri ile ilgili, “Adaylık noktasında şu ana kadar adaylığımı hep düşündüm, bunda da çok samimi olarak davrandım. Ben bu partinin kurucu üyesiyim. Çok şeyi hak ettiğimi düşünüyorum. Ama tabi partinin kurucusu olunca bir yandan daha farklı düşünmen gerekiyor. 73 arkadaş bir yola çıktık, aynı sorumluluğu daha farklı taşıyoruz. Bir nevi kendi çocuğumuz gibi görüyoruz.” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile uzun bir telefon görüşmesi yaptıklarını söyleyen Kuzu, “Beni aradı kendisi, birçok şeyi konuştuk. Parti içerisinde onun bunun kazanmasından öte demokrasinin kazanması daha doğru olur. Ülkenin şu an içinde bulunduğu konum daha farklı davranmayı gerektiriyor. Dış görünüm olarak, partinin içinde farklı bir görünüm var havası vermemek için Başbakanımızın tavsiyelerini dikkate aldım, o manada müracaatımı yapmama kararı aldım.” dedi.

Başvuru yapmamasının, ‘onu ya da bunu korumak kollamak, ona bir ön vermek gibi algılanmaması’ gerektiğini söyleyen Kuzu, “Tamamen kendi partimi ve ülkemi düşündüğüm için bu dilekçeyi vermekten vazgeçtim. Dilekçem hazır yazılı olarak bekliyor. Parti içinde kurucu olduğun zaman konumun daha farklı oluyor, ötekiler kadar hoyratça düşünemiyoruz, dokuz düşünüp bir konuşuyoruz, daha sorumlu düşünüyoruz.” ifadesini kullandı. Kırgın olmadığını kaydeden Kuzu, şöyle devam etti:

“Anayasa Komisyonu başkanlığı benim açımdan önemli bir yer. 12 yıldır komisyon başkanlığını yürütüyorum, başarılı olduğumu düşünüyorum. Ufak tefek sorunlar her zaman olur ama o komisyon zor bir komisyon. Orada başarılı olarak devam ettim. Benim, bu olmazsa başka bir makam mevki talebim hiç olmadı. Benim derdim, bir makam ya da mevki elde etmek değildir, bunu beni tanıyanlar bilir. İlim adamı olarak en büyük makamdayım, Türkiye’de güzel bir ismim var, gittiğim yerlerde bunu çok yakından görüyorum. Görünüm olarak elbette ki yarışmacı bir tablo olsa daha güzel olur, ön seçimli olsa daha güzel olur ama bazen şartlar buna elvermiyor. Benimki bir mevki makam kavgası hiç olmadı. Hem genel kurulda hem kendi grubumda fevkalade bir saygınlığımız var. Bizim adaylığımız çok farklı algılanabilir, çok farklı sonuçlar da çıkabilirdi. Biz bunları nefis olarak düşünmediğimiz için böyle bir karara vardık.