- BURSA Tabip Odası Çevre Komisyonu, Bursa’nın 2016 yılı Hava Kirliliği Raporu’nu açıkladı. Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türkiye’nin Muş’tan sonra havası en kirli ikinci ilinin Bursa olduğunu belirterek, kentin kanserin en büyük tetikleyicileri arasında yer alan partiküler madde oranında büyük bir risk altında olduğunu söylediı. Başta çocuklar olmak üzere bu kentte yaşayanların erken ölmelerine kimsenin seyirci kalmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Pala, çözüm önerilerini de sunarken, "Sağlıklı kent planlama ilkeleri benimsenmeli” dedi.
Bursa Tabip Odası Çevre Komisyonu, Bursa’nın 2016 yılı Hava Kirliliği Raporu’nu açıkladı. Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı, Bursa Tabip Odası Çevre Komisyonu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, yaptığı sunumda kentlerdeki hava kirliliğinin kanserin en önemli nedeni olduğunu vurguladı. Dış ortam hava kirliliğinin yılda yaklaşık 3,7 milyon erken ölüme yol açtığının tahmin edildiğini anlatan Prof. Dr Pala şöyle konuştu:
“Hava kirliliğine bağlı ölümlerin yüze 80'i kalp hastalıkları ve felç, yüzde 20’si ise solunum hastalıkları ve kansere bağlanmaktadır. Kentlerde hava kirliliğine yol açan 30 temel kirletici var. Partiküler maddeler, gaz formundakiler dioksin, furan gibi kalıcı organik kirleticiler, kurşun, civa, arsenik gibi kimyasal maddeler bunların arasında en tehlikeli olanları.”
Prof. Dr. Kayıhan Pala, partiküler maddeye maruz kalmanın solunum ve kalp damar hastalıklarında, astım ataklarında, solunumla ilgili rahatsızlıklarda ve hastaneye başvurularda artışla birlikte kalp damar hastalıkları, solunum hastalıkları ve akciğer kanserinden ölümlerde artışa yol açtığını vurguladı.
SINIR DEĞERLERİN 5 KAT ÜSTÜNDE
Ağır sanayinin kıskacı altında bulunan Bursa’da PM10 değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerinin 5 kat üstünde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Pala, şöyle devam etti:
“Partiküler madde konusunda özellikle İnegöl risk altında. İnegöl ve Kestel’de kükürt kirliliği gözleniyor. Kentin tamamında çok yüksek partiküler madde kirliliği gözleniyor. Azot oksit kirliliği de yine Bursa’da risk oluşturacak düzeydedir. Yüksek kirlilik ilimizde gerçekleştiği halde buna karşı bi eylem planının yürürlüğe geçmemiş olması insanlarımızın erken ölmesine neden olacak bir etkendir. Ulusal sınır değerinin 2, Dünya Sağlık Örgütü değerinin 5 katı üzerinde bir kirlilik var. Türkiye’nin Muş’tan sonra en kirli kenti Bursa’dır. Başta çocuklar olmak üzere bu kentte yaşayanların erken ölmelerine kimsenin seyirci kalmaması gerekir.”
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Bursa’nın hava kirliliği ile mücadelede çözüm önerilerini de açıklayan Prof. Dr. Kayıhan Pala şunları söyledi:
“Endüstriden kaynaklanan kirliliği izlemek için organize sanayi bölgelerinin çevresine yeni istasyonlar kurulmalı. Ölçüm istasyonlarında tümünde temel kirleticiler ölçülmeli. Havayı kirleten endüstri tesisleri etkin bir biçimde izlenmeli ve bu konuda kamuoyu bilgilendirilmeli. Havayı kirleten endüstri tesisleri caydırıcı biçimde cezalandırılmalı. Yeni kirletici kaynaklarına izin verilmemeli. DOSAB kömürlü termik santrali, Bursa Çimento’nun kapasite artırımı, yeni çimento fabrikaları ve atık yakma tesisleri bu kirliliği artıracak yatırımlardan vazgeçilmeli. Evsel ısınma amaçlı kömür yakılması önlenmeli. Trafikten kaynaklanan kirliliği azaltmak ve önlemek için toplu ulaşım yaygınlaştırılmalı. Araç emisyonları etkin bir biçimde denetlenmeli, sağlıklı kent planlama ilkeleri benimsenmeli.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz