Serhat TEZCAN- Emre KOŞAK/BURSA, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan araştırmaya göre gün içinde bu seviyelerin, günlük sağlık sınırlarının 17 katına kadar çıkarak, 880 µg/m3 seviyesine ulaştığı görülüyor. Saç telinden bile daha küçük olduğundan gözle görülemeyen, parçacık maddelerin sebep olduğu hava kirliligine maruz kalan herkesin kalp ve solunum yolu hastalıkları, felç, kanser olma ve erken ölüm riski artıyor.
Bursa'da yaşanan bu hava kirliliğine karşı Bursa Tabip Odası, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Doğader, Bursa Barosu ve Bursa Eczacılar Odası, Akademik Odalar Birliği'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Katılımcıların maske takarak tepki gösterdiği toplantının açılışında konuşan Greenpeace Akdeniz Araştırmacısı Uzman Buket Atlı, Bursa'da oturan bazı vatandaşların 'Nefes alamıyoruz' diye kendilerine şikayetlerini ilettiklerini belirterek, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın sitesinde yayınladığı verilere göre Bursa'da son 3 günde hava kirliliğinin artık tehlike sınırlarını aştığını gördük. Hava kiriliği Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlııklı olarak öngördüğü sağlık limitlerini günlük seviyelerde 10 katına varan seviyelere çıkmıştır. Dün akşam saat 18.00 civarında insanların işten çıkıp, eve gittiği saatlerde cihazın ölçüm sınırlarını da aştığını görüyorsunuz hava kirliliğinin, artık cihaz ölçememiş" diye konuştu.
Bursa'daki hava kirliliğine karşı hiçbir önlem alınmadığını söyleyen Atlı, Valilik kanalıyla herhangi bir açıklama yapılmadığını belirtti. Kömürlü termik santral yapılmasının da gündemde olduğuna dikkat çeken Atlı, Türkiye'de yeni 80 kömürlü termik santral ile bu konuda dünyanın 4'üncü sıraya çıkmasının öngörüldüğünü ifade eden Atlı, "Hayata geçerse hepimizin hayatında sembolik olarak takmakta olduğu maskeler aslında hayatımızın vazgeçilmez parçası hali alacak. Sadece Çin'de gördüğümüz değil, bizlerin de takmakta olduğu evden çıkarken, 'Benim maskem nerede kaldı?' demek zorunda kaldığımız araç olacak. Bursa halkını ve Sağlık Bakanlığı'nı planlayan hava kirliliği konusunda desteğe davet ediyoruz" dedi.
Daha sonra konuyla ilgili Bursa Tabib Odası Çevre Komisyonu adına Prof. Dr. Kayıhan Pala bir sunum gerçekleştirdi. Hava kirliliğinin insanların ölmesine ve hastalanmasına yol açtığını ifade eden Pala, son zamanlarda Dünya Sağlık Örgütü'nün 2013 yılından itibaren hava kirliliğin kansere yol açtığını resmen açıkladığını hatırlattı. Yaşam kalitesinin azalmasına, vücudun işlev bozukluğuna da bu durumun neden olabileceğini söyleyen Pala, Dünya Sağlık Örgütü'nün sınır değerler açıkladığını belirterek, "1 yılın ortalaması metreküpte 20 mikrogramı geçmemeli. 24 saatlik ortalaması 50 mikrogramı geçmemeli. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlıkla ilgili sınır değerleri bunlar. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün bu değerlerini kabul etmiyor, kullanmıyor. 2008'de yüksekti ancak 1 Ocak 2014 itibariyle uzun vadeli ve kısa vadeli sınır değerleri olarak değerlendirdiğimizde kısa vadeli metreküpte 100 mikrogram, uzun vadeli kışın metreküpte 90, yıl ortalaması ise 60 mikrogram olarak belirlendi. Bugün itibariyle Türkiye'de maalesef 3 katı olan 60 mikrogram değerindedir" diye konuştu.
"BURSA HAVASI PM 10 AÇISINDAN EN KÖTÜ İL"
Bursa'da 3 tane hava ölçüm istasyonu olduğunu söyleyen Pala, bunların Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer İstasyonları olduğunu kaydetti. Nilüfer ve Yıldırım İstasyonları'nda veri tutulmadığını ifade eden Pala, "Dün itibariyle Çevre Bakanlığı'nın resmi verilerine göre saat 21.00'de PM 10 düzeyi metreküpte 746 mikrogram. Bu bence inanılmayacak bir rakam. Aynı saatte Türkiye'nin bütün illeri ile ilgili Çevre Bakanlığı'nın web sayfasında sıralamasında Bursa birinci sırada. Havası PM 10 açısından en kötü il. İkinci sırada Isparta, üçüncü sırada Siirt var. Ne kadar büyük sorunla karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz" diye konuştu.
"OKSİJEN SATIN ALARAK MI HAYATIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ?"
Dünya Sağlık Örgütü'nün 50'yi aşmayın dediği PM 10 düzeyinin, Aralık ayında 900'lere ulaştığnıı dile getiren Pala, kamusal adımlar atılması gerektiğine işaret etti. Daha önce bununla ilgili olumsuz bir örneğin Londra'da yaşandığını hatırlatan Pala, Valiliğin tarafından kısa vadeli nasıl planlar geliştirdiklerini merak ettiklerini ifade etti. 2007 yılından bu yana ciddi oranda hava kirliliği artışı yaşandığını dile getiren Pala, fosil yakıt kullanımının artışından dolayı da bu sorunun yaşandığını söyledi. Bursa'da şu an yılda 60 bin ton kömür yakıldığı söylendiğini belirten Pala, "Böyle nefes alamıyoruz. DOSAB'da kurulması planlanan tesis tek başına 524 bin ton kömür yakacak. Sonra kim nerede nefes almayı planlıyor? Oksijen satın alarak mı hayatımızı sürdüreceğiz? Bu konuda yetkililerin sesini duymak istiyoruz. Vali bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadı. Belediye başkanlarınınn tutumu nedir? Valinin tutumu nedir? Kaç yurttaşın öleceğinden, hasta olacağından haberleri var mı ?" dedi. Pala, bu sabah saat 09.40 itibariyle Çevre Bakanlığı'nın kirlilik haritasında en kirli iki il sıralamasında ilkinin Bursa, ikincisinin de Karabük olarak yer aldığını sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz