Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, burun ameliyatlarında güzellik kadar nefes almada zorluk yaşanmamasına dikkat çekti.Türkiye’de en sık yapılan operasyonların başında burun ameliyatları geldiğini belirten Baykal, şu bilgilere yer verdi:“Burun estetiği teknik beceri ve uzmanlık gerektiren sofistike bir ameliyattır. Rutin rinoplasti diye bir şey yoktur. Burun anatomisinin mükemmel kombinasyonuna ulaşabilmek çoğu zaman mükemmel bir cerrahi ve deneyim gerektirir. Günümüzde rafine estetik yargılar artık bir kenara bırakıldı. Estetik ve fonksiyonel dengeyi sağlamak için yapısal greftler kullanmak ise olmazsa olmaz. Sağlıklı nefes ve estetik güzellik aynı anda düşünülerek cerrahi planlanmalıdır. Burun estetiğinde elbette hem bilim hem de teknik becerinin ön planda olması gerekir. İşin sanat yönü var olmasına var, ama bu durumu biz doktorlar biraz abartıyoruz diye düşünüyorum. Çok iyi bir heykel sanatçısı olmanız bu ameliyatı mükemmel yapacağınızı göstermez ya da karakalem resim bile çizemezsiniz ama burun estetiğini mükemmel yapabilirsiniz. İşin özü aslında doğallıkta, sonuç ne kadar doğala yakınsa ameliyatın sanat yönü de o derece başarılıdır. Eğer estetik olduğunuz sizi tanımayan birisi tarafından fark ediliyorsa bu iyi bir haber değildir. 30 yıl önce burun estetiği ile anlaşılan küçük, kalkık ve ince burunlardı. Yani her yüze aynı burun makbul olarak görülüyordu. Birbirinin aynı burunların estetik olduğu ise kolayca farkediliyordu. Ne yazık ki; bu tip burunlarda orta çatı çok daraltıldığı için bir süre sonra nefes alma problemleri de ortaya çıkıyordu. Bu yaklaşım günümüzde kabul görmüyor. Her yüz için ayrı planlama yapmak ve dengeli bir burun oluşturmak, yüzün diğer bölgeleri ile uyumu sağlamak modern burun estetiği ameliyatlarında temel felsefedir. Yapısal greftlerin daha sık kullanılması da burunda uzun dönemde nefes almayı olumlu etkiliyor. Burun estetiğinde açık ve kapalı yöntem olmak üzere iki farklı teknik vardır. Yıllar önce ülkemizde ve dünyada burun estetiğinde kullanılan tek yöntem kapalı teknikti. Yani ameliyat burun deliklerinden girilerek kapalı şekilde gerçekleştirilmekteydi. Ancak yıllar içinde görüldü ki, açık teknik ile yapılan ameliyatlarda elde edilen sonuçlar, kapalı tekniğe göre çok daha başarılı ve fonksiyonel. Bugün hem ABD’de hem de Avrupa’da burun estetiğinde söz sahibi olan rinoplasti cerrahları gerektiğinde kapalı tekniği de kullanmakla birlikte genellikle vakalarında açık tekniği tercih etmektedir. Açık teknikte burun ucunun karşı bakışta görülmeyen noktasından küçük bir kesi yapılmakta ve burnun anatomisine tamamen hakim olunmaktadır. Bu sayede çok daha detaylı ince müdahaleler mümkün olmakta ve doğal olarak daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca ameliyat sırasında kanayabilen küçük damarlara anında müdahale edildiğinden kanama minimal olmakta ve buna bağlı olarak iyileşme hızlı olmaktadır. Burun ucuna yapılan kesi izi ise en geç 6 hafta içinde belli belirsiz bir hale gelmektedir. Günümüzde estetik burun ameliyatları giderek artan incelikleri ve detayları yüzünden cerrahlar için daha zorlu hale gelirken, ilerleyen teknik sayesinde hastalar için daha konforlu ve ağrısız olmaya başlamıştır. Burun içine tampon kullanılmadığı gibi, şişlik ve morluklar 5-6 gün içinde geçmektedir. Alçı ya da plastik kalıp genellikle 7.gün alınmaktadır, yerine yapıştırılan ince flasterler ise hasta tarafından bile alınabilmektedir. İş ve ve sosyal hayata dönüş süresi ise ortalama bir haftadır. Başarısız burun ameliyatları sonrasında ortaya çıkan sorunlar ise, yetersiz kemik alımından burun ucu düşüklüğüne yada burnun aşırı küçültülmesinden burundaki eğriliğin,asimetrinin devam etmesine kadar pek çok problemi içerebilir. Elbette bu fonksiyonel ve estetik kusurlar revizyon denilen düzeltme ameliyatları ile giderilebilir. Ancak başarı şansı her zaman ilk ameliyata göre daha düşüktür. Bu nedenle revizyon ameliyatlarda doktorun cerrahi yeteneği ve deneyimi daha önemlidir. Sonuçta ilk kez ameliyat olacak olan hastayı opere etmek kolaydır ancak revizyon ameliyatı her rinoplasti cerrahının yapabileceği bir ameliyat değildir. Bu nedenle hastaların cerrah tercihi yaparken dikkatli ve seçiçi davranması çok önemlidir. Burun estetiği olmak isteyen ancak mevsimden dolayı erteleyen pek çok hasta görüyorum çevremde. Ancak bu yanlış bir inanış. Bu ameliyat için önerilen bir mevsim ya da tarih dilimi yoktur. Dört mevsim, on iki ay bu ameliyat yapılabilir. Sıcak ya da soğuk iyileşmeyi etkilemez. 18 yaşını doldurmuş herkes bu ameliyatı olabilir. Son yıllarda ülkemizde erkekler daha sık burun estetiği yaptırmaya başladı. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen pek çok erkek hastam var. Erkeklerde burun estetiği yaparken etnik, coğrafi ve kültürel özellikler de dikkate alınmalı. Burnun fazla küçültülmesi,inceltilmesi ve burun ucunun 100 dereceden fazla kalkık olması feminen bir görünüme neden olabilir. Kadınlarda ise düşük burun ucu maskülen (erkeksi) görünüme sebep olur. Kemerli burun ifadeyi sertleştirirken, küçük, ince ve hafif kalkık burun kadınlarda ifadeyi güzelleştirir. Tarih boyunca küçük burun masumiyet ifadesi olarak görülmüştür. Ülkemizde burun estetiği olmak isteyen hastaların önemli bir kısmında burun tıkanıklığı da var. Aynı anda deviasyon, bırın eti ve sinüzit gibi problemlerin halledilmesi sağlıklı nefes için gereklidir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz