HABER

Burun estetiğinde ince detay; ”uyum”

KBB uzmanı Op. Dr Eyüp Bozkurt:”dünyanın en güzel burnu uyumsuz bir yüzde en kötü sonuçtur”.

Burun estetiğinde ince detay; ”uyum”

Burun estetiği konusunda belki onlarca yazı okudunuz habere göz attınız. Ama hala her yeni haber ve yazı dikkatinizi çekiyor değil mi? Özellikle de hala yaptırmalı mıyım yaptırmamalı mıyım konusunda karar vermediyseniz.

Burun estetiği konusunu karar vermesi zor, öncesinde en çok araştırması yapılan estetik başlıklarından biri.

Yenilikler merak edilirken, diğer taraftan da nasıl bir sonuç olacak acaba sorusu çok sık soruluyor.

İşte bu noktada “uyum” büyük önem taşıyor.

Uyumdan kastımız ne?

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Eyüp Bozkurt, burun estetiğinin değişmez 3 temel kuralı olduğunun altını çiziyor; fonksiyon, yüze uyumlu burun ve buruna uyumlu yüz.

Öncelikli başlığın burnun dinamiğini bozmayacak bir operasyon yapılması. Yani burnun fonksiyonunu kaybetmemesi.

“Burun fonksiyonu hayatın her anında değerlidir. Nefes alamadığınız veya almakta zorlandığınız nezle-grip dönemlerini düşünün. Bir de bütün hayatımızın böyle geçtiğini düşünün. Bu dayanılmaz olur.Burun ameliyatı öncesinde nefes alma problemi olsa da olmasa da burun fonksiyonlarının tam olarak değerlendirilmesi gerekir. Öyle ki bazen ağır nefes alma problemi olan hastalar bunun farkında olamayabilirler. Hayatı boyunca burnunun tek tarafından nefes alamayan birisi daha önce bu hissi yaşamadığı için ameliyat sonrasında "Bugüne kadar hiç nefes almamışım" diyebiliyor.Burun etleri dinamik bir yapıya sahiptir. En kötü senaryolardan birisi de öncesinde normal olan fonksiyonların ameliyat sonrasında kötüye gitmesidir.Bu nedenle burun fonksiyonları ameliyat öncesinde net olarak değerlendirilmeli, ameliyat sırasında burun fonksiyonları garanti altına alınarak başlanmalıdır.”

“YÜZE UYUMLU OLMAYAN BURUN YÜZÜ GÜZELLEŞTİRMEZ”

Tıbbi olarak burnu garantiye aldıktan sonra iki aşamalı bir burun estetiğinin önemli detayları var sırada.

KBB Uzmanı Op. Dr. Eyüp Bozkurt, burun estetiğinde “uyum”un önemini kısa ve net şekilde özetliyor:

“Yüze uyumlu olmayan burun o yüzü güzelleştirmez. Dünyanın en güzel tasarlanmış burnunu uyumsuz bir yüzde düşündüğünüz zaman o burun görünür olmaya başlayacaktır. Biz konuşurken karşımızdakinin gözüne bakarız. Karşımızdaki konuşurken de onun dudaklarına bakarız. Gözlerden dudaklara geçerken ben buradayım diyorsa o burun o yüze ait değilmiş hissi uyandırır. Bize elinde güzel burun fotoğrafları ile başvuran hastalar oluyor. Ben fotoğrafa bakarken ilk olarak fotoğraftakinin burnuna değil yüzüne bakarım. Yüz uzatan kişiye benziyorsa; o fotoğraf, istenilen burun tarzını o zaman yansıtabilir demektir.”

Ve “uyum”da bir diğer nokta olan burna uyumlu yüz.

Op. Dr. Eyüp Bozkurt, burun estetiği ameliyatlarında ideal burun yapılmasına karşın istenen sonuca kimi zaman ulaşılamadığını belirtiyor.

Bozkurt, bunun nedeninin de yine “uyum”dan geçtiğini belirtiyor:

“Burun estetiği ameliyatında ideal bunun yapılmasına rağmen istenilen sonucun tam olarak elde edilemediği durumlar olabilir.
Çenesi küçük ya da geride olan birisinin burnundaki kemeri yeteri kadar alınsa bile yan profilden bakıldığında o burun hala önde ve büyük görünebilir. Bu durumda burnun daha çok küçültülmesi, istenilmeyen sonuçlara yol açar. “

Peki ne yapmak gerekir. İşte bu noktada burna uyumlu yüz estetiği devreye giriyor.

Estetiğin bazı noktalarda yüzde bir bütün olarak algılanması gerektiğini belirten Op. Dr. Eyüp Bozkurt, küçük müdahalelerle “uyum”u yakalamanın mümkün olduğunu vurguluyor:

“Mesela çeneye yapılacak küçük müdahalelerle bu görüntü düzeltilebilir. Bu küçük müdahaleler basit dolgulardan tutun da, yağ enjeksiyonu, protez veya ilerletme ameliyatlarına kadar gidebilir.
Yan profili alın veya dudaklar da ettiler. Buralara da küçük müdahaleler gerekebilir. Burun ameliyatı öncesinde gözaltında hafif çukurluklar olan birisinin burnu daha az dikkat çekmeye başladığında bu çukurluklar daha fazla göze batar hale gelebilir. Veya şu olabilir ameliyat sonrası burun yüzde daha canlı daha fresh bir görüntüye yol açarken gözaltı çukurluklar ve koyuluklar daha bir göze batar hale gelebilir. Bu durumda ameliyat sırasında gözaltına ufak rötuşlar mesela yağ dokusu enjeksiyonu yapılabilir.
Göz kapakları da aynı şekilde. Ameliyat sonrası daha bir göze batar hale gelebilir veya oluşacak yeni görüntüde onların da bir miktar düzeltilmesi gerekebilir.En az söz edilen ama bir o kadar da önemli bir durum. Öyle ki bilim ve sanatın bir üst noktada buluştuğu Rinoplasti ameliyatında bence sanatsal bakış açısı burada önem kazanıyor.”

En Çok Aranan Haberler