İSTANBUL (İHA) - ABD Başkanı George W. Bush, Türkiye'nin, 150 yıllık demokratik ve sosyal reform döneminin ardından, diğer ülkelere örnek teşkil ettiğini belirterek, "Türkiye'yi AB'ye almak, Avrupa'nın tek bir dini kulüp olmadığını da kanıtlayacak" dedi.
NATO Zirvesi için İstanbul'da bulunan ABD Başkanı Bush, Galatasaray Üniversitesi'nde düzenlenen yemekli toplantıya katıldı. Çok sayıda bakanın yanı sıra, işadamları ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin de bulunduğu yemeğin ardından konuşma yapan ABD Başkanı Bush, Türkiye'ye övgüler yağdırdı. AB ve İslam ülkelerine önemli mesajlar veren Bush, "İki kıtanın birleştiği güzel ülkeyi, muhteşem geleneklere sahip olan bu milleti ziyaret etmekten büyük onur duydum. ABD, Türkiye'nin dostu ve müttefiki olmaktan gurur duymaktadır. Pek çok ABD'linin kökü Türkiye'dir. Türkler bizim ulusal yaşamımıza çok şey katmıştır. Mehmet Okur'un basketleri dahil olmak üzere, NBA şampiyonluğu kazandıran bu evladınızla gurur duyuyor olmalısınız. ABD'de de onunla gurur duyuyor" dedi.
NATO Zirvesi'ne değinen Bush, NATO üyesi ülkelerin liderlerini ağırlayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını iletti. Bush, "Tarihinin çoğunda NATO Avrupa'nın ortasında yer alan güçlü bir orduyu saldırganlıktan caydırmak maksadıyla var oldu. Bu yüzyılda ise NATO, gizliden gizliye oluşan ve huzurlu kentlerimize şiddet yağdıran yeni tehditleri önlemek amacındadır. Katledilen evlatlarını toprağa veren anneleri gördükçe, elleri kelepçeli durumda özgürlük için yalvaran rehineleri gördükçe, sevinçten dans eden terör şebekeleriyle karşı karşıyayız. Bu canilere barınak sağlayan yasadışı rejimlerle karşı karşıyayız. Terör için elverişli şartlar oluşturan yolsuzluk, yoksulluk ve salgın hastalık tehditleriyle karşı karşıyayız. Bazıları artık NATO'nun bir misyonu kalıp kalmadığını soruyor. Ya bu tehlikelere karşı duracağız ya da görmezden gelip korkunç bedeller ödeyeceğiz" diye konuştu.
"NATO, AFGANİSTAN'DA GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAK" Afganistan konusuna değinen Bush, şöyle konuştu:
"NATO, Afganistan'da güvenliği sağlayacak. Herkesin adil bir hükümete ihtiyacı var. Terör, özgür toplumların kullanabileceği bir araç değil. Soğuk savaş yıllarında özgürlüklerin büyük ittifakı, görevinden hiçbir zaman geri kalmadı. Şimdi bir kez daha görevimizi ifa etme sorumluluğunu gösteriyoruz. Türk halkı teröristleri tanıyor. Şu günlerde bile neler yaptıklarını görüyorsunuz. Kasım ayında İstanbul'da Müslüman, Hıristiyan, Musevi'lerin katledildiği olaylardan sonra 'terörün dini yok, bunlar kötünün adamları' dediniz. Saldırıların birinde Müslüman bir kadın Ahmet adlı oğlu ile hamile gelini Berta'yı birlikte kaybetmişti ve şöyle dedi; 'Bugün oğlumu uğurladım, yarın da gelinimi yolcu edeceğim, çocuklarımdan ne istediler bilmiyorum. Mutluluklarını mı kıskandılar acaba. Türk halkı üzüntüyü yaşadı ama ulusunu terör şiddetinin nasıl mağlup edileceğini de gösterdi."
George W. Bush, Türkiye'nin coğrafi açıdan her zaman önemli bir noktada bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin öneminin, Türk ulusu olarak ortaya koyduğu karakterden dolayı daha büyük önem kazandığının altını çizen Bush, "Türkiye, çoğunluğu Müslüman olan, halkıyla güçlü ve laik bir demokrasi ülkesidir. Özgür ulusların yakın bir müttefikidir. Türkiye, 150 yıllık demokratik ve sosyal reform döneminin ardından, diğerlerine örnek bir ülkedir. Türkiye, Avrupa'nın geniş dünyaya açılan kapısıdır. Türkiye Cumhuriyeti, ABD'nin desteğinden ve dostluğundan emin olabilir" şeklinde konuştu.
Bush ülkesinin, yıllarca Avrupa'da daha geniş bir birlik olmasını arzuladığını söyledi. Bu bağlamda Türkiye'nin AB üyeliğine değinen Bush, "AB, Türkiye'nin üyeliğini
değerlendiriyor. Siz de süratle üyelik kriterlerini yerine getiriyorsunuz. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'yi güçlü bir biçimde diğer Avrupa devletleri arasında görmeyi arzuladı, bu rüya işte bu nesil tarafından gerçekleştirilebilir. ABD, bir Avrupa gücü olan Türkiye'nin yerinin AB içinde olduğuna inanıyor. Türkiye'nin AB üyeliği, İslam ve batı dünya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde de önemli katkı sağlayacaktır. Siz her ikisine de aitsiniz. Türkiye'yi AB'ye almak, Avrupa'nın tek bir dini kulübü olmadığını da kanıtlayacak. Uygarlıklar çatışması da tarihin modası geçen bir söylemi olduğunu kanıtlayacaktır. ABD, Türkiye ve Avrupa'nın yapay bir sınır çizgisiyle ayrılmasını kabul etmeyecektir. Türkiye'yi, Avrupa'nın geleceğine dahil etmek gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
"ADALETLİ BİR TOPLUM İNŞA ETMENİN EN EMİN YOLU DEMOKRASİ" Türkiye'nin, çoğunluğu Müslüman olan bir ülke olduğunu hatırlatan ABD Başkanı Bush, "İslam dini adaletin, hakkaniyetin sağlanmasını, yabancıya yardım, muhtaç olanlara merhamet edilmesini emreder. Sizler de gördünüz ki adaletli bir toplum inşa etmenin en emin yolu demokrasidir. Yolsuzluğun ve g ücün istismar edilmesini önlemek, yapanlardan hesap sormakla mümkün olabilir. Adaleti sağlamak hukukun üstünlüğüyle mümkündür.
Dünyanın bazı bölgelerinde yanlış anlama nedeniyle demokrasiye karşı bir soğukluk var. İslam kültüründen bazıları, demokrasiyi popüler kültürün en berbat örnekleriyle özdeşleştirmek istiyor" dedi.
Bush, özgür toplumun vatandaşlarının, aile ve kültürleri yararına ahlaklı bir toplum oluşturmak için her tür barışçı girişimde bulunmaya hakları olduğunu söyledi. Demokratik değerlerin, insanların inançlarını terk etmesini gerektirmediğini belirten Bush, "Hiç bir demokrasi, dindarların kendi mükemmeliyet anlayışını başkalarına dayatmasını gerektirmez. Dindarların; doğru ve güzel davranışları, aileye bağlılık, hukuka saygı gibi erdemleri öğretmeleri demokrasiyi güçlendirir. Demokratik toplumlar inançlardan korkmamalı, onların katılımını arzu etmelidir. Demokrasi, diğer demokrasilerle otomatikman uyum içine girmez. Özgür yönetimler bağımsızlıkla kurulur, Türkiye kendi bağımsızlığını kendisi kazanmış bir devlettir. Demokratik iktidarlar halklarını yansıtır. Her demokrasinin kendi yapısı, geleneği ve görüşleri vardır. Değişmeyen bazı özellikler de vardır. İfade hürriyeti, hukukun üstünlüğü, devlet gücünün sınırlandırılması, ekonomik özgürlükler, kadınlara saygı ve inanç konusunda hoşgörü gibi" diye konuştu.
Bazı özellikleri kazanmanın, on yıllar boyunca süren reformlar gerektirdiğinin altını çizen Bush, ABD'de de köleliği kaldırmak, ırk ayrımcılığını önlemek ve idealleri sarsan diğer uygulamaları önleyebilmenin, nesiller boyu süren çaba gerektirdiğini belirtti.
"ÖZGÜR İNSANLAR GEÇMİŞE TAKILIP KALMAZ" Toplumların bir günde değişmelerinin beklenemeyeceğini ifade eden Bush, "Demokrasinin gelişmesi, ülkeler arasında güvenliği temin eder. Özgür insanlar bitimsiz durağanlık içinde yaşayamaz. Küskünlük içinde tıkanıp kalamaz, özgür insanlar geçmişe takılıp kalmaz, gelecek için yaşar, geleceği kurarlar. NATO ülkelerinin halklarının deneyimi böyledir. Almanya-Fransa, Almanya-Polonya, Romanya-Macaristan arasındaki düşmanlıklar, bu ülkeler özgürleşip olgunlaştıkça nefret duyguları tarihe kavuşmuştur. Avrupa ülkelerinin artık umut içinde yaşamasındandır ki, Avrupa artık dünya barışını tehdit eden silahlı ideolojiler üretmemektedir. Özgürlük, geniş Ortadoğu'ya da huzur getirmelidir. Özgürlük, Ortadoğu'nun geleceğidir. Özgürlük tüm insanlığın ortak geleceğidir. Geniş Ortadoğu'da demokrasinin gerçekleştirilmesi herkesin zaferi olacaktır" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Bush, umutlu bir Ortadoğu'nun, artık vatandaşların ölümüne yol açan ideolojiler üretmeyeceğini söyledi. Bu dönüşümün, tarihin en büyük ve en zorlu görevlerinden biri olduğunu ifade eden Bush, şunları söyledi:
"Yoğun çabalarımızla, sabrımızla Ortadoğu halklarının güvenini kazanarak tarihin bize verdiği bu görevi yerine getireceğiz. Demokrasi, tanımı gereği insanların seçeceği ve savunacağı bir şeydir. İslam dünyasında özgürlüğün geleceği bu ülke vatandaşları tarafından belirlenecektir, başkaları taraf ından değil. Geniş Ortadoğu ülkeleri vatandaşları için alternatifler çok açık ve seçik bir şekilde ortadadır. Alternatiflerden biri zorbalık, intihar ve cinayettir, bunlar ne İslam'ın ne de başka bir dinin adalet anlayışına sığmaz. Kadın ve erkeklerin adalet içinde, huzur içinde yaşayıp kendileri ve çocukları için iyi yaşamlar kurabilecekleri alternatifidir. Ortadoğu halklarının istediği budur. Bu amaca masumları katlederek varılamaz."
IRAK KONUSU Bush, konuşmasında Irak konusuna da değinerek, "Siyasi aşırılık ile medeni değerler arasındaki bu mücadele hala devam ediyor. Bunu Irak'ta görüyoruz. Irak'ta caniler, özgür bir hükümetin altını oymaya çalışıyor. Bu mücadeleyi İran'da da görüyoruz. Yorgun ve gözden düşmüş katı yönetim yanlıları, yeni yetişen nesillerin demokratik iradesini baskı altına alıyorlar. Bu mücadeleyi Türkiye'de de görüyoruz. PKK, ateşkesi terk edip Türk halkına karşı tekrar şiddet uygulamaya başlıyor. Bunu kutsal topraklarda da görüyoruz. Terörist caniler kendi demokratik devletlerini kurmayı hak eden Filistinlileri bu haklı davalarından geriye düşürüyorlar. Teröristler acımasız olabilmektedir ama sürekli hüküm sürmeyeceklerdir. Dünya Müslümanlarının yarısından fazlası demokratik yönetimler altında yaşamaktadır. Arap ülkelerinde yapılan araştırmalar, temsili hükümet ve özgürlükten yana tercihlerin geniş olduğunu gösteriyor" dedi.
Bush, Ortadoğu'da vicdanlı ve cesur insanların, demokrasi ve adaletin savunulucucunu yaptığını söyledi. Manevi yönde kararlılığın önemine dikkat çeken Bush, "Manevi kararlılık, dev ordulardan, hapishane duvarlarından ve diktatör iradelerinden çok daha güçlüdür. Böylesine manevi inanç Taliban kırbacı, Saddam'ın polisleri ve teröristlerin zalim planlarından daha güçlüdür. Bölgedeki liderler, ABD'nin bazı dostları da dahil olayların yönünü iyi tespit etmeliler. Şiddet uygulayan aşırılarla uzlaşan bir ulus, sadece onları güçlendirmeye hizmet ediyor. Daha fazla şiddete davet ediyor. Muhalefetin baskılanması radikalizmi artırıyor. İktidarların uzun zamanda istikrarı, değişime ve vatandaşların taleplerine açık olmaktan geçiyor. Bu erdemlerin farkında olan Türkiye, büyük ve istikrarlı bir demokrasi olmuştur. Özgür insanların hakimiyeti Ortadoğu'ya da gelecektir" diye konuştu.
"BAZI NEFRET TÜRLERİ HİÇBİR ZAMAN DOYMAZ, YATIŞMAZ" ABD Başkanı Bush, yüzyıllar süren sömürgecilik nedeniyle bazı bölgelerde kuşku ve korkunun hakim olduğunu söyledi. Bush, şöyle devam etti:
"Bazı nefret türleri hiçbir zaman doymaz, yatışmaz. Bunların teşhis ve teşhir edilmesi ve bir alternatif tarafından da mağlup edilmesi gerekir, bu alternatif özgürlüktür. ABD, Türkiye, G-8, AB ve NATO onları destekleme kararı aldı. Pek çok ülke Afgan halkına yardım ediyor. NATO, Afganistan'da askeri bir harekat yürütüyor. İttifakın Avrupa dışındaki ilk harekatı budur. Irak'ta geniş bir koalisyon, çoğu NATO ülkesi ordusu dahil olmak üzere bu ülke halkına düzgün ve demokratik bir yönetim kurma konusunda destek oluyor. NATO, Polonya öncülüğünde bir tümene de destek veriyor. Irak hükümeti çok önemli bir adım attı ve on yıllarca süren zalim diktatörlüğün ardından egemenliğin devredildiğine tanık olduk. Sadece 15 ayda Irak halkı Ortadoğu'nun en korkunç rejimlerinden birini geride bıraktı. Ülkeleri artık dünyanın en yeni demokrasisi olmaya başladı. Irak demokrasisinin doğuşu tüm Ortadoğu'da reformları devam ettirecektir. Özgür ve egemen bir Irak, aşırıların teröristlerin, kesin bir yenilgisidir. Teröristler Irak'ta demokrasiyi gölgede bırakmak için ne varsa yapıyor. Ancak onlarda bir güç yok. Irak'ın nereye gideceği sonucunu değiştiremeyecekler. Medeni dünya kararını koruyacak. Irak halkı Irak'ta önümüzdeki günlerde zorluklarla karşılaşacağını biliyor. Güvenliğini temin etmek istiyor."
NATO'nun, Irak'ta demokrasinin oluşması için destek sözü verdiğini hatırlatan ABD Başkanı Bush, "Türkiye ve diğer ülkelerin Irak'a verdiği destekten dolayı çok mutluyuz. Sınırların kontrolü ve felaketzedelere yardım konusunda işbirliği var. Bu konuda plan ve politikalar belirlemek gerekiyor. Çabaların gerçeğe dönmesi için Ortadoğu ve halkları ile aramızda iyi niyetin oluşması gerekiyor. Bu iyi niyet, korku ve şüpheler arttıkça daha net ortaya çıkacak. Benim ülkemde de bazı kimseler İslam konusunda bilgisiz. Yanlış konuşuyorlar, farklı davranışlar içine giriyorlar. Bu da bizim Ortadoğu'daki iyi niyetli çabalarımız sekte vuruyor. Genç Müslüman kuşaklar bunları duyuyor. Onların geleceği nefrette gizli değil. Ortadoğu'da kültürel farklılıklarımız ne olursa olsun, yeni bir sayfanın var olması gerekiyor ve İbrahim'in evinde barışa ihtiyacımız var. Türk yazar Orhan Pamuk, İstanbul'un en güzel görüntüsünün Asya ve Avrupa'dan değil köprüden göründüğünü söylemiştir. Bunun kültürler arası köprü olduğunu vurgulamıştır. Batı ile Doğu'nun birleşmesini açıklamıştır. Diğer kıtalarda ve medeniyetlerdeki insanların da sizin gibi olduğu anlayışını getirmiştir. Umuda ihtiyacımız var. Ortadoğu halkları da tıpkı sizin ve benim gibi. Onlar uzun süre özgürlük haklarından muaf tutuldu. Ama biz onlara özgürlüklerini vereceğiz" şeklinde konuştu.
CERRAH'A TEŞEKKÜR ABD Başkanı Bush, yaptığı konuşmanın ardından konuklarla tokalaştı.
Toplantıya, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Devlet Bakanı Güldal Akşit, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi, Hahambaşı İsak Haleva, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, çok sayıda Ortadoğu ülkelerinin büyükelçileri, milletvekilleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler hazır bulundu.
ABD Başkanı Bush, alınan yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'a ayrıca teşekkürlerini sundu.