YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Büyük Göç Mübadelesi'nin 91. Yılı

Emekli eğitimci Firdevs Tunçay, ailesinin hayatında izler bırakan Mübadele dönemini "Kalbim Rumeli'de kaldı" isimli kitabında...

Büyük Göç Mübadelesi'nin 91. Yılı

Emekli eğitimci Firdevs Tunçay, ailesinin hayatında izler bırakan Mübadele dönemini "Kalbim Rumeli'de kaldı" isimli kitabında anlattı.Kitabında, ''Bir gün sizi; doğup büyüdüğünüz, havasıyla suyuyla yoğrulduğunuz memleketinizden, atalarınızın asırlar boyu yaşadığı topraklardan, çocukluk sevinçlerini ve gençlik heyecanlarını yaşadığınız yerlerden koparıp hiç tanımadığınız bir yere gönderseler neler hissedersiniz? Hiç düşündünüz mü?'' sorusunu soran emekli Eğitimci Firdevs Tunçay, bugün birçoğumuzun hiç bilmediği 'bir ayrılık şarkısı' olarak hatıralarda derin izler yapan bu büyük göçü şöyle anlatıyor:''Mübadele rüzgarı, ata yadigarı topraklarda ‘Son Müslümanlar’ gemilere bindirilip gittikten sonra durmuştu ancak dönüşü olmayan bu yolculukta, binlerce kişi yerini yurdunu, evini barkını, bağını bahçesini zorunlu olarak terk etti. Anılarını, geleneklerini, göreneklerini yüreklerinde saklayıp getirdiler, yaşatmak için! Bahçelerinden kopardıkları sardunyalar umut oldu onlara! Sınır kapıları 50 yıl kapalı kaldı mübadillere. Geldikleri köyleri, kentleri bir daha göremeyen mübadillerin çoğu hasret içinde bu dünyadan ayrıldı. Onlardan geriye bir avuç maziyle bir dal sardunya kaldı.''Mübadeleyi anlatan Firdevs Tunçay, şöyle devam ediyor:''Ne zaman Mübadele sözcüğünü duysam içim sızlar. Mübadele’nin acısını çekmiş, yoksunluklarına katlanmış mübadil bir ailenin çocuğuyum çünkü Rumeli asıllıdır ailem. Selanik bölgesinin şirin bir liman kenti Kavala’da nesiller boyu yaşayan anne tarafım, 1924’te mübadele yoluyla Türkiye’ye göçmek zorunda kaldı. İzmir’in ilçesi Ödemiş’e yerleştirildiler. İnsanların zorunluluklar sonucu doğup büyüdükleri yerlerden göç etmeleri, yaşamlarında tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açıyor. Ben, bu duruma ailemin ve aile büyüklerimin yaşantılarında tanık oldum. Onlar, geldikleri yerlerden ‘memleket’ diye söz ederlerdi ve memleket özlemi yüreklerinde, sönmez bir ateş gibi için için yanardı. Anavatana uyum sağlamaya çalışsalar da kalpleri Rumeli’de kalmıştı. Rumeli Türkleri, göçten öte bir de mübadeleyi yaşadılar. ‘Değiş tokuş, bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi’ anlamına gelen mübadele sözcüğü burada, karşılıklı insan değişimini öngörüyor. Eşyaların değiş tokuşu bir şekilde anlaşılır da insanların değiş tokuşu nasıl anlatılır? Günümüzden 91 yıl öncesi 30 Ocak 1923'te İsviçre’nin Lozan kentinde aylar süren görüşmelerden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında Mübadele Sözleşmesi ve Protokolü imzalandı. Mübadele din temelliydi. Protokole göre Yunanistan’da yerleşik Yunan uyruklu Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik Osmanlı uyruklu Ortodoks-Rumlar Yunanistan’a göç ettirildi. Bu insanlar, kendilerine sorulmadan köksüz bir ağaç gibi sökülüp atıldılar. Mübadele’ye tabi tutulanlar; evlerini, yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, ekmek parası kazandıkları işyerlerini, ibadet ettikleri kutsal mekanlarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bıraktılar. Limanlarda, tren istasyonlarında kurulan çadırlarda haftalarca, aylarca beklediler. Yolcu taşımaya elverişli olmayan gemilerle iki ülke arasında günler, haftalar, aylar süren yolculuklar yaptılar. Bu uzun ve zahmetli yolculuk sırasında kaybettiklerinin ölülerini denize verdiler. Yetersiz beslenmeden ve kötü fiziki koşullardan dolayı hastalanarak ölenler oldu. Aileler dağıldı. Yeni vatanlarında uzun süre uyum güçlüğü çektiler. İki yerde de yabancı oldular. Göz ağrımız Rumeli’den bize, Trakya dediğimiz kesimle güzelim Rumeli türküleri hatıra kaldı.''Tunçay, kendi ailesinin de mübadil olduğunu anlatarak şöyle devam ediyor:''Mübadele dışı bırakılan Batı Trakya’nın İskeçe şehrinde yüzyıllardır yaşayan baba tarafım 1927’de, Yunan Hükümeti’nin baskısından ve çetelerin mezaliminden kurtulabilmek için her şeylerini geride bırakıp canları pahasına kaçarak anavatana geldiler. İki katlı taş konakları, kapıda bekleyen siyah Ford arabaları, faytonları boynu bükük kaldı. Anavatana ayak bastıklarında eğilip toprağı saygıyla öptüler. Zahmetli günlerden sonra, Küçük Menderes Ovası’nda İzmir’in Ödemiş ilçesine yerleştiler. Geldikleri yerleri hep özlemle andılar. Mübadillerin çektiği acıları onlar da yaşadılar. Varlıklı bir hayattan sonra, Ödemiş’te iki göz odalı kira evlerinde geçti ömürleri. Ne dram değil mi?''''Güzel İzmir’imiz, İstanbul gibi önemli bir mübadil kenttir. Kentimizin geçmişini tanımak, tarihimizin bu döneminde yaşanılan acıları düşünerek yaşadığımız günün kıymetini bilmek adına bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim'' diyen Tunçay, bununla da yetinmemiş ve acı dolu hatıraların unutulup gitmemesi için 'Kalbim Rumeli'de Kaldı' adını verdiği bir kitap yazmış. O kitap, Mübadele'nin 91. yılında ikinci baskıya hazırlanıyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler