AFYONKARAHİSAR (AA) - CANAN TÜKELAY - Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Özer, binlerce yıldır Ege Bölgesi'ne hayat veren, çevresinde onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Büyük Menderes Nehri'ndeki kirliliğe işaret etmek için belgesel çekti.
Özer’in yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği "Büyük Menderes" adlı belgesel film, Arjantin'de düzenlenen Santa Cruz 4. Uluslararası Film Festivali'nde ödül aldı.
Yaklaşık 3 yılda hazırlanan çalışma, önce 680 film arasından seçilip 10 finalist filmden biri olmayı, ardından da kısa belgesel film kategorisinde "Palmeras 2018 Grand Prix Best Short Documentary" ödülünü kazanmayı başardı.
Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi için bir tutku olan sinemanın, sadece teorik değil pratik olarak da içinde bulunmaya çalıştığını söyledi.
Bu kapsamda belgesel ve fotoğraf projeleri hazırladığını belirten Özer, Kırgızistan'dan Finlandiya'ya, İzlanda'dan İspanya'ya birçok ülkede yerel kültür temalı çalışmalar yaptığını aktardı.
- "Medeniyetlerin inşa edilmesini sağlamış"
Son çalışması olan Büyük Menderes belgeselini nisan ayında tamamladığını anlatan Özer, şöyle devam etti:
"Büyük Menderes hem benim hem de Türkiye'miz için çok özel bir coğrafya. Ben Denizliliyim. Çocukluğum Büyük Menderes'in kıyısında geçti. Nehrin zaman içerisindeki değişimini bizzat gördüm. Bu değişim beni üzüyordu. Büyük Menderes hakkında yapılmış bir film çalışmasına rastlayamadım. Bu nehrin coğrafi bölge olarak büyük bir alana verdiği yaşam var. Bu yaşam binlerce yıldır çeşitli medeniyetler getirmiş, Anadolu'nun zenginliklerini bize kazandırmış. Yunan mitolojisinden Anadolu mitolojilerine tarih boyunca karşılaştığımız birçok kaynak bu alanda ortaya çıkmış. Büyük Menderes'in getirdiği zenginlik, bereket burada medeniyetlerin inşa edilmesini sağlamış."
Özer, nehrin bu özelliğinin geleceğe taşınması gerektiğine işaret ederek, "Maalesef Büyük Menderes bu özelliğinden artık uzaklaşıyor. Büyük Menderes'in şu an yaşadığı durum bir çevre felaketine dönüşmekte. Biz bundan doğrudan etkileniyoruz. Sadece Ege değil, bütün Türkiye bundan etkileniyor." diye konuştu.
- "Atık su kanalına dönüşmüş durumda"
Büyük Menderes'in bazı bölgelerde bir nehirden ziyade atık su kanalına dönüşmüş durumda olduğunu vurgulayan Özer, şunları kaydetti:
"Büyük şehirlerin endüstriyel atıkları, şehirlerin kanalizasyonları doğrudan nehre karışıyor. Bazı sektörler maalesef bilinçsizce, mevzuattaki bazı eksiklikleri de kullanarak atık sularını gönderiyor. Büyük Menderes'in sahip olduğu tarihsel ve coğrafi zenginliği insanlara aktarabilmek, aynı zamanda korunması için insanlara küçük bir uyarıda bulunmak amacıyla bu belgeseli çektim. Belgeseli çekerken aynı zamanda bu coğrafyanın arkeolojik, mitolojik özelliklerine ve tarih boyunca getirdiği berekete odaklandım."
- "30 saatlik çalışmayı 30 dakikaya indirdim"
Çalışmanın 3 yıl sürdüğünü, bölgeyi farklı mevsimlerde inceleyerek belgesele aktardığını dile getiren Özer, çalışmasını şöyle anlattı:
"600 kilometreye yakın uzunluktaki nehri ve 25 bin kilometrekarelik havzayı inceledim. Kirliliğe ve bölgenin tarihsel zenginliğine dair herkesten görüş almaya çalıştım. 30 saatten fazla görüntü elde ettim. 60'ın üzerinde röportaj çektim. 30 saatlik çalışmayı 30 dakikaya indirdim. Amacım, seyircinin sıkılmadan izleyebileceği bir çalışma yapmak ve bu önemli konuyu insanların dikkatine sunmaktı. Nisan ayından beri bu belgeseli yurt dışındaki festivallere gönderiyorum."