HABER

Büyükada'da Rum çocukların barındığı yetimhane yetim kaldı

Son günlerde İstanbul Büyükada'da bir zamanlar Rum çocukların barındırıldığı yetimhanenin onarıma alınması ile ilgili haberler, Avrupa'nın bu en büyük ahşap yapısının geçmişini akıllara getiriyor. Stelyo Berberakis yazdı.

Büyükada'da Rum çocukların barındığı yetimhane yetim kaldı

Son günlerde İstanbul Büyükada'da bir zamanlar Rum çocukların barındırıldığı yetimhanenin onarıma alınması ile ilgili haberler, Avrupa'nın bu en büyük ahşap yapısının geçmişini akıllara getiriyor.

Yayınlarda tek kaynağa dayalı verilen haberlerde yetimhanenin 1964 yılında niçin aniden kapatıldığına, niçin mühürlendiğine, içindeki 170 çocuğun yetimhaneyi apar topar nasıl terk etmek zorunda kaldığına, nereye gittiklerine, görkemli ahşap binanın harap hale gelmesinden sonra tapusunun nasıl 2010'da tekrar İstanbul Rum Patrikhanesi'ne iade edildiğine hiç değinilmiyor.

Acıklı bir drama ile özdeş olan yetimhanenin geçmişi özetle şöyle:

1800'lerin sonlarında Fransızlar tarafından inşa edilen bu bina, Avrupa kıtasının en büyük ahşap binasıydı. Fransa'dakilerin benzeri bir casino-otel olarak kullanılması öngörülüyordu. Ne var ki casino-otel anlayışı, dönemin Osmanlı yönetiminin örf ve adetlerine ters düştüğü için gerekli izin alınamadı ve bina satışa çıkarıldı.

İnşaatı tamamlanamayan bina, Balıklı Rum yetimhanesinin kullanımı için dönemin en zengin Rum ailelerinden biri olan Andreas Syngros vakfı tarafından 15 bin Osmanlı lirası karşılığında satın alındı.

Büyükada'daki yetimhane

Diğer zengin bir Rum ailesi olan Zarifis'lerin 3 bin 700 altın Osmanlı lirası ve Sultan Abdülhamit'in bağışladığı 1.180 Osmanlı lirası ile Rum Patrikhanesi'nin himayesine verildi.

Bina, 21 Mayıs 1903'te Sultan Abdülhamit'in ve dönemin Rum Patriki 3. İoakim'in de katıldığı bir törenle yetimhane olarak hizmete açıldı. Sultanın fermanıyla yetimhaneye her gün 7 buçuk okka et ve yeterince ekmek gönderiliyordu.

Yetimhane, 206 odadan, büyük bir mutfaktan, görkemli bir kütüphaneden ve 15 kişilik personelden oluşuyordu. Ayrıca ilkokul ve çeşitli meslek okullarını da barındırıyordu. Üç Rum, iki de Türk öğretmeni vardı.

Büyükada'daki yetimhane

Ancak 61 yıl sonra, 21 Nisan 1964'te TC Vakıflar Genel Müdürlüğü "ansızın" yetimhanenin kapatılmasına karar verdi ve bina mühürlendi.

Gerekçe olarak "yangın tehlikesi" gösterildi. Binanın "derhal boşaltılması" gerekiyordu.

Yetimhanedeki 177 çocuk kendi olanaklarıyla apar topar adadaki kilise ve manastırlara sevk edildi.

Yetimhanenin son müdiresi**nin yazdıkları**

Yetimhanenin son müdiresi Marika Hatsu, 2011'de yetimhane ile ilgili anılarını kaleme aldığı kitabında şunları yazıyor:

Büyükada'daki yetimhane

"...Eğitim Bakanlığı binanın iki gün içinde boşaltılmasını ve kendilerine teslim edilmesini istedi. Gerekçe olarak yangın tehlikesi gösterildi. Birkaç günlük süre tanınması ricası reddedilince, çocuklar apar topar adada bulunan iki manastıra yığdırıldı. Çok hüzünlü bir manzara ortaya çıktı. Akşamın saatlerine kadar herkes, küçük çocuklar dahil, panik içinde bir şeyler taşıyarak koşuşturuyor; kiminin elinde bir battaniye, kiminin elinde kitaplar, kiminin elinde giysiler, çanak çömlekler vardı. 177 çocuğumuz yuvalarını böyle kaybetti."

Bu dramın bir de trajikomik yanı olmuş. Maria Hatsu'nun kitabında bu konu şöyle dile getiriliyor:

"....Yetimhanenin kapatılmasından iki gün sonra kutlanan 23 Nisan bayramında manastıra yığdırılan öksüz çocuklar da adada düzenlenen törenlere zorunlu olarak katılacak ve marşlar söyleyecekti… Çocuklarımızın dramı burada da bitmeyecekti. Eğitim bakanlığı, çocukların sevk edildiği manastırların yetimhane standartlarına uymadığı gerekçesiyle tahliyelerini istemiş; çocuklar, bu kez kendilerine, sığınacak birer aile aramaya başlamıştı."

Büyükada'daki yetimhane

Binanın kullanımı yasaklanmıştı

23 bin metrekarelik bir sahada bulunan ahşap bina hiçbir zaman yanmadı. Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmadı.

Aralarında vahşi yaşam koruma derneği WWF'nin de bulunduğu birçok kuruluşun, yerli yabancı işadamının ve şirketin onarım ve kullanım önerileri devlet tarafından reddedildi.

En son 1990 yılında ahşap binanın kullanımı için Patrikhane ile bir turizm şirketi arasında yapılan 50 yıllık kira anlaşması, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından engellendi.

Bina adeta, bile bile yıkılma terk edilecekti.

Burada önemli bir not düşelim.

nce Photo Library

Büyükada'daki yetimhane

Yıl 1964. Kıbrıs ve Türk-Yunan ilişkileri en kızgın dönemlerinden birini yaşamaktaydı. Ne Kıbrıs Rumları ne de Yunanistan ile hiçbir ilgisi olmayan yetimhanenin kapatıldığı dönem, 1930 Atatürk-Venizelos anlaşmasıyla İstanbul'da yaşayan Yunan uyruklu 12 bin Rum ailenin mal ve mülklerine el konularak sınır dışı edildiği; Kıbrıs'taki Rum çetelerin Kıbrıslı Türkleri öldürmesi üzerine Türk savaş uçaklarının Kıbrıs'ta alçak uçuşlar yaparak "müdahale sinyalleri" verdiği döneme denk düşüyordu.

Hukuki süreç

Patrik Bartholomeos, yıkılmaya yüz tutan ahşap binanın tapusunun Patrikhane'ye iadesi için Türk mahkemelerinde açtığı davaların hepsini - Yargıtay dahil - kaybedince, 2003'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurdu ve davayı 2007'de kazandı.

Tapusu ise 1964'e kadar ayakta kalan ve yetim çocuklara hizmet veren dev yetimhane, yıllar içinde harabeye dönüşmüş olarak 2010'da Patrikhane'ye iade edildi.

Büyükada'daki yetimhane

Yetimhanenin içi, dışından daha vahim

Büyükada'nın en yüksek tepesinde bulunan yetimhanenin harap halini bundan on yıl önce yakından görme ve fotoğraflarını çekme fırsatı bulmuştum.

Çatısı yıkılmış, dış cephesindeki içler acısı durumdaki binanın içi daha da vahim durumdaydı. Bir zamanlar yüzlerce çocuğa yuva olan bu görkemli ahşap binanın yeniden onarılmasının ne kadar zor olacağını düşündükçe insanın içini bir ümitsizlik sarıyordu.

Yıkıldı yıkılacak durumdaki ahşap merdivenlerin oymalı tırabzanı, zamanın tahrip ettiği geniş salonun köşesinde kendi kendine çürüyen bir piyano, hemen yanı başında büyük bir hayvanın iskelet kemikleri, müdür odasındaki duvarlar yarı yıkık; 1920'lerden, 30'lardan ve 40'lı yıllardan kalma sararmış öğrenci kayıtları, karneleri yerlere savrulmuş, ders görülen sıraların üzerinde öğrencilerin çiziktirdiği isimler ve tarihleri hala okumak mümkün.

En Çok Aranan Haberler