ANKARA (ANKA) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 23 Nisan resepsiyonunda gazetecilerin "Cumhurbaşkanı adaylarını merak ediyor musunuz?" sorusuna "Hayatımda hiç bir şeyi merak etmedim. Zamanı gelince öğreniyorum" yanıtını verdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın verdiği Milli Egemenlik Günü resepsiyonuna kuvvet komutanlarıyla beraber gelen Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, basın mensuplarının ilgi merkezi oldu. Cumhurbaşkanı adaylarını merak edip etmediğinin sorulmasını üzerine Büyükanıt, "Hayatımda hiç bir şeyi merak etmedim. Zamanı gelince öğreniyorum. Ben terfi zamanı geldiğinde de durumumu hiç merak etmezdim. Nasıl olsa bana göre düzeltmezler. Hiç öyle bir merakım olmadı" yanıtını verdi.
Büyükanıt, "Cumhurbaşkanlığı seçiminin rahat geçip ardından da selamete çıkacağımıza inanıyor musunuz?" sorusuna, "Umarım öyle olur. Ben Genelkurmay'daki basın toplantısında 'Umarım' diye bitirdim. Öyle bir şey Türkiye'yi rahatlatır" diyen Genelkurmay Başkanı, "O günden bu güne içiniz daha mı rahat?" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"Şimdi bir şey söylemem mümkün değil ki. Bilmiyorum ki bir şey ne söyleyeyim? Siz benim yerimde olsaydınız ne söylerdiniz? Mesela. Bu haftaki Beşiktaş maçının sonucu ne olacak ne bileyim? İnşallah yenilir. Fakat bırakın şimdi bu cumhurbaşkanlığını da Beşiktaş koca bir takım. Nasıl bir maç oynadı geçen hafta? Ya sanki ikinci sınıf bir takım gibi, 11 kişi savunma yapıyor. Yakışmadı yani"
BAŞBAKAN İLE SOHBET
Gazetecilerle sohbet eden Büyükanıt'ın yanına Başbakan Tayyip Erdoğan geldi. Genelkurmay Başkanı, "Diyorlar ki uzun uzun ne konuştunuz? Soruyorlar tokalaşmaya girmeden önce uzun uzun ne konuştunuz diye. Ne uzunu bir kaç dakika durduk ayakta öyle" derken, Erdoğan, "O kadar kısa sürede ne konuşulabilir" dedi. Büyükanıt ise "Vallah dünya problemlerini hallettik" esprisini yaptı.
Bu sırada Büyükanıt, "Tamam işte buldunuz Başbakan'ı. Bana sormanıza gerek yok cumhurbaşkanlığını" derken, gazeteciler, "Yarın bir şey çıkma ihtimali var mı?" şeklindeki sorusuna Başbakan, "Olabilir" yanıtı verdi. Bu ilginç diyalog şöyle gelişti:
"Gazeteci: Neye bağlı efendim?
Büyükanıt: Sayın Başbakan balıkçılara söyledi.
Başbakan: Balıkçıların fikrini düşüncesini aldım paşam. Bana orada istikamet gösterildi. Balıkçıların gösterdiği istikametten kaçılmaz. En güzel istikameti onlar verir.
Gazeteci: Peki balıkçılar kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istediklerini söylediler mi?
Erdoğan: Söylemediler.
Gazeteci: Peki sordunuz mu?
Erdoğan: Siz onu iyi bilirsiniz dediler. Siz ne yaptığınızı iyi bilirsiniz dediler.
Büyükanıt: Bu arkadaşlar bana sigarayı bıraktırmaya çalışıyorlar.
Erdoğan: (Gazetecilere dönerek) Paşam yakında sigarayı bırakacak inşallah.
Büyükanıt: Ne Amerika'nın ne Yunanistan'ın cumhurbaşkanlığı seçimiyle bir alakası yok. Varsa yoksa Kuzey Irak. Adamlar oraya kilitlendi. Bu çok dikkat çekici. Yunanistan da öyle.
Erdoğan: Benim için cumhurbaşkanı adayı kesin. Sayın Arınç'la ve Sayın Gül ile konuyu görüştüm. Ancak ismi eşim dahil kimseyle paylaşmadım.
Gazeteci: Sayın Gül de bilmiyor o zaman.
Erdoğan: Hayır
Gazeteci: Sadece siz karar vereceksiniz yani.
Erdoğan: Arkadaşlarımın fikirlerini aldım. Onlar da zaten bir kanaat belirttiler. Bugüne kadar tek tek milletvekilleriyle görüşen bir genel başkan olmadı. 30 bine yakın teşkilat elemanıyla da görüştüm. anketler yaptık. Sivil toplum örgütlerinin bir kısmıyla görüştük. Kamuoyundan aldığım tepkiler var, bunları ölçtük. İnşallah milletimiz için hayırlı olacak.
Büyükanıt: Şimdi ben size bir şey söyleyeyim. Bir tek benle paylaştı. Ben de ağzımı sıkı tutuyorum.
Erdoğan: Fermuarı açtırmaya çalışıyorlar değil mi paşam?
Gazeteci: Rüzgar değişiyor galiba o konuda?
Gül: Rüzgarın değişmesi değil bu kalıcı olması tabi. İnsanları inandırmak, insanları ikna etmek.
Büyükanıt: Yalnız bunda Türkiye'nin tutumu da önemli. Tehdit çok kötü bir şey. Yani siz bunu yaparsanız biz bunu yaparız. Bunlar artık, böyle şey olmaz. Bunlar çok ucuz. Sayın Başbakan ben çıkıyorum. Birazdan eşim beni hırpalayacak. Her resepsiyondan sonra bana kızıyor. Beni niye götürüyorsun oralara diye. Basın gelince göremiyoruz birbirimizi. Kızıyor bana niye götürüyorsun beni."
MALATYA OLAYI
Bu arada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Malatya'da meydana gelen olayı, "İğrenç bir şey. Ne söyleyebilirim ki?" şeklinde değerlendirirken, "Konuyla ilgili bir rapor sunuldu mu size?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Ben de basından yazılanlardan öğrendim. Çok çirkin bir şey insanların boğazını kesmek. Böyle bir şey Türkiye'yi mahvediyor dışarıda. Nasıl bakarsınız bir yabancının yüzüne? İnsanları tavuk gibi boğazından kesiyorlar. Türkiye buna layık değil. Türkiye daha güzel şeylere layık. Biz çırpınıyoruz yurt dışında Türkiye'nin imajına bir katkıda bulunalım diye. Ancak bir taraftan insanlar boğazlarından kesiliyor. Nasıl anlatabilirsiniz bunu? Kim olursa olsun boğazı kesilen. Bir insan, boğazı kesilerek öldürülmeye layık değil."
BASIN İLGİSİNE GÖNDERME
Genelkurmay Başkanı resepsiyonda basın mensuplarının ilgisini, "Böyle bir kokteyl dünyada bir tek bizde vardır herhalde" sözleriyle değerlendirirken, şöyle devam etti:
"Bir gün buna benzer bir kokteyldeydik. Benim bir tane ufak köpeğim var. Elimi ısırmıştı. İçki getirdiler alkollü. Kuduz aşısı olduğum için alkolsüz istedim. Bir arkadaşım sordu. Neden almıyorsun diye. Köpek elimi ısırdı diye cevap verdim. Ertesi gün büyük bir gazetede 'Paşa elini ısırdı' diye yer aldı.
Arkadaşlarımızın yaptığı iş güç. Yunanistan'da Genelkurmay Başkanı'nı zor durumda bıraktılar. Ben gelmesinler demiştim çünkü özel bir programdı. Bir baktım hepsi orada. Nasıl dedim geldiniz? Otelden çıkınca takip ettik dediler. PX'e (Freeshop) girdi bunlar. Konvoyun arasına karışmışlar. Koruma müdürünü işten attılar."
GÜNÜ KURTARMAK
Büyükanıt, Beşiktaş'ın aldığı Song'u nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine gülerek, "Şimdi tabi benim genel bir bakış açım var. Dünyada herkes basına kızar. Yunanistan'a gidin orada kızarlar. Şimdi herkes mesleğini yapıyor. Parasını ondan kazanıyor. Ağız sizin. Yani zorla mı konuşturuyorlar? Ben onun için hepsine saygı duyuyorum. İşleri o. ABD'de bir gün otele gidiyorum. Otele girerken dizilmiş gecenin bir saati. Şimdi orada bir şey yapmaya çalışıyor çocuklar. Henüz görüşmelere başlamadığımızı söyledim. Bir basın mensubu 'Hiç olmazsa bugünü kurtarın' dedi. Bir şey söyleyin. Ben de bir şey söyledim. Onlar da görevini yapmış oldu" diye konuştu.
Gazeteciler bunun üzerine "Bugünü de kurtarsanız" deyince Büyükanıt, "Sizi kurtarmak için öyle sıradan bir şey söylenmez" dedi.
"BANA SAYIN DEMEYİN"
Kendisine sayın diye hitap edilmesini istemeyen Büyükanıt, "Sayınlığım nerden geliyor ki?" deyince Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin de "Saygıdeğer diyelim o zaman" dedi. Büyükanıt ise buna sadece gülerek karşılık verdi."