İstanbul depreminin eli kulağında mı yoksa paniğe gerek yok mu? Özellikle de dünkü Gölyaka depreminden sonra milyonlar bu sorunun yanıtını merak ediyor. İstanbul'da depremin "öyle ya da böyle olacağına" değinen Prof. Dr. Samet Arslan, "İstatistik ve bilimsel olarak bakarsak İstanbul depremi için zaman doldu. Gözümüzü yummanın anlamı yok, gerçekle yüzleşmek lazım. İstanbul depremi dünden daha yakın" değerlendirmesinde bulundu. Arslan, İstanbul'da gerçekleşecek bir depremde "ciddi şekilde etkilenecek" bölgeleri sıralarken "Bu bölgede en az 30 bin binanın ciddi etkileneceği, 100 bin civarında vatandaşın da ciddi etkileneceği gözüküyor. Depremin kendisi felaket değil, içinde bulunduğunuz ortamın sağlam olması ya da olmaması asıl felaket" diyerek de uyardı. Arslan ayrıca İstanbul'da gerçekleşmesi beklenen depremin büyüklüğünün aralığını 2 rakamla belirtti.
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, Düzce Gölyaka'daki 5.9'luk depremin sıra dışı olmadığını, beklenen bir deprem olduğunu söyledi. Prof. Dr. Arslan, "Zamanlaması açısından bile neredeyse tahmini güç olmayan bir deprem. Arada kırılmamış bir bölge vardı, kırılması bekleniyordu ve kırıldı. Türkiye'nde 2 büyük fay hattından Kuzey Anadolu Fayı; yüzyıllardan beri Türkiye'de büyük depremlerin olduğu fay hattı. Bu hatların birbirlerine göre hareket hızları var. Kuzey Anadolu Fay Hattında ortada bulunan bölge İç Anadolu Bölgesi, batıya doğru her yıl hareket diyor. Bu hareket sırasında zaman zaman sıkışmalar meydana geliyor ve bir anda kırılmaya yol açıyor. Fayın her iki tarafında hareket meydana geliyor, sıkışıyor, dayanılmayacak noktaya geldiğinde bir anda kırılıyor, işte bu an deprem anı" dedi.
Prof. Dr. Arslan, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın, doğudan batıya doğru göçen, hareket eden bir deprem hattı olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Erzincan'da bir kırılma meydana geliyor, arkasından devam ederek kayıyor, Bolu'ya doğru kayıyor, Düzce'ye, Marmara'ya, Ege’ye arkasından da Yunanistan'a kayıyor. Büyük depremleri takip ettiğinizde bu sıralama vardır. Bilimsel olarak da bu var. Kuzey Anadolu Fay Hattındaki beklediğimiz o şiddetli deprem henüz olmadı."
Düzce depreminin İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda yorum yapmanın erken olduğunu ifade eden Prof. Dr. Samet Arslan şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul depremi öyle ya da böyle olacak. İstatistik ve bilimsel olarak bakarsak İstanbul depremi için zaman doldu. Gözümüzü yummanın anlamı yok, gerçekle yüzleşmek lazım. İstanbul depremi dünden daha yakın. Yapılan çalışmaları üst üste koyduğumuzda İstanbul’da olacak deprem için bazı olasılıklar var, kırılmamış fayları hepsinin aynı anda kırılması veya sıralı olarak kırılması gibi opsiyon var. İstanbul'da 7'den aşağı, 7.3'ten yukarı olmayacak bir deprem bekleniyor."
Prof. Dr. Arslan, böyle bir deprem olduğunda fay hattına yakın bölgelerin depremi daha şiddetli hissedeceğine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:
"İstanbul'un güney sahilinin 5 kilometrelik bir bandı, adaların karşısından başlayacak şekilde, Marmara Ereğlisi'ne kadar hatta o bölgenin depremden ciddi şekilde etkileneceği ortaya çıkıyor. Bu sonucu nereden çıkartıyoruz? Özellikle Avrupa yakasındaki zemin özellikleriyle ilgili bir durum bu. Zeminin yumuşak olduğu yerlerde; Düzce bunlardan biridir, buralarda depremin şiddeti çok daha yüksek hissediliyor. Zeminin kayalık olduğu yerlerde az hissedersiniz. Bu bölgelerde çok ciddi hissedilmesini bekliyoruz. Bu bölgede en az 30 bin binanın ciddi etkileneceği, 100 bin civarında vatandaşın da ciddi etkileneceği gözüküyor. Depremin kendisi felaket değil, içinde bulunduğunuz ortamın sağlam olması ya da olmaması asıl felaket."
(DHA)