Büyüklüğün bedeli

Şartlar çerçevesinde sahada oynanan maç hakkında söylenecek pek bir şey yok aslında, şartlara göre akıllı oynayan takım hak ederek kazandı. Bence en önemli nokta eğer Galatasaray savunmadayken 4’lü hücumdayken 3’lü sisteme adapte olabilirse kolay kolay gol yemeyen ve skor üretmekte zorlanmayan bir takım olur.

Burada başkana ve teknik direktörümüze haddim olmadan bir şey hatırlatmak isterim. Galatasaray’ı büyük yapan, ne kulüp hisselerinin borsa değeri ne de sporcularının spor marketlerdeki değeridir. Galatasaray’ı büyük yapan 108 yıllık geleneği, arması, o armalı formaları yıllar boyu üstlerinde gururla taşımış sporcuları ve o armanın peşinde, her şeyi bir kenara bırakıp koşan taraftarlardır..

“Büyük olmanın bedeli sorumluluklarımızdır.” demiş Churchill. Galatasaray kubbesi altındaki her birim ve birey sorumlulukların farkına varmalı ve bu doğrultuda hareket etmelidir. Şayet 108 değil, 258. yılıda kutlamak istiyorsak! Yönetimlerin hedefi, Galatasaray'ın katıldığı her turnuvada en başarılı olmak ve bunu bir gelenek haline getirmek, sporcuların sorumluluğu, hiçbir zaman pes etmeden bu amaç doğrultusunda sahada ellerinden geleni yapmak ve taraftarların da görevi her şartta takımı sonuna kadar desteklemek olmalıdır.

Son sözüm, üstlerinde taşıdıkları formayı giymek hayaliyle yaşayan milyonlarca Galatasaraylıya yakışmayan bir performans gösteren ve mevsimlik pamuk işçileri gibi davranan, Galatasaray ruhunu kavrayamamış erkek voleybol takımına. Bir an önce temsil ettiğiniz camianın farkına varın ve taşıdığınız formanın hakkını verin ve sevenleri üzmeyin.
LÜTFEN