Omesa Otel'de yapılan toplantıya 23 il müdürlüğü ve 7 il kontrol laboratuar müdürlüğünden çiftçi eğitimcileri, gıda kontrolörleri ve laboratuar çalışanları katıldı. Toplantıda 'Dünyada İyot Yetersizliği Hastalıkları Eliminasyon Uygulamaları' konulu bir sunum yapan UNICEF Türkiye Temsilciliği Sağlık Bölümü Sorumlusu Dr. Canan Sargın, iyot eksikliğinin dünyadaki en önemli ve önlenebilir zeka geriliğine sebep olan önemli bir etken olduğunu ve bir kişinin bütün yaşamı boyunca 1 tatlı kaşığı iyota ihtiyaç duyduıunu söyledi.
İyot yetersizliğinin guatr, fetus ve kretenizm başta olmak üzere pek çok hastalığın sebebi olduğunu kaydeden Sargın, "Çözüm, üniversal tuzların iyotlanmasıyla mümkündür. Aksi halde iyot yetersizliği hastalıkları ortadan kaldırılamayacaktır. Bu açıdan küresel hedef 2005 yılı sonuna kadar iyot yetersizliği hastalıklarının ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için de ev halkının iyotlu tuz kullanım oranlarının yüzde 90'lar seviyesine çıkarılması gerekmektedir" dedi.
Dünyada 27 ülkede iyotlu tuz kullanım oranlarının yüzde 90'ların üzerinde olduğunu, 48 ülkede ise bu oranın yüzde 50'lerin altında bulunduğunu belirten Sargın, Türkiye'nin yüzde 70'lik ortalamayla bu grup ülkelerin arasında yer aldığını ancak bu oranın yeterli olmadığını ifade etti.
'İyotun İnsan Sağlığındaki Yeri ve Önemi' konulu bir sunum yapan Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Sağlık Teknik Yüksekokulu Beslenme ve Diyet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülden Pekcan ise iyotun büyüme ve gelişme üzerinde çok etkili olan tiroid hormonlarının önemli bir bileşeni olduğunu belirterek, iyotun normal bir büyüme ve gelişme ve beynin işlevlerinin yerine getirilmesi için elzem bir element olduğunu söyledi. İyot yetersizliğinin birçok hastalığa yol açtığını ifade eden Pekcan, "Dünyada önlenebilir zeka geriliği ve beyin hasarının en önemli sebebi iyot yetersizliğidir. İyot yetersizliği annede gebelik döneminde düşük yada ölü doğumlara neden olur. Bebekte ise zeka geriliği dediğimiz kretenizmin yanında sağırlık, dilsizlik, cücelik ve şaşılık gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. İyot yetersizliği çocuklarda guatr, büyüme geriliği, mental işlevlerde, öğrenme ve eğitimde bozukluklar; yetişkinlerde de yine guatr, hipotiroidizm, mental işlevlerde bozukluklar, vurdumduymazlık, algılama zorlukları ve verim düşüklüğüne neden olabilmektedir" diye konuştu.
"İyot kaynakları açısından bakıldığında besinlerimizdeki iyot oranı ihtiyacımızı karşılayacak düzeyde değil" diyen Prof. Pekcan, "Toprak sulama ve gübrelemeden olumsuz etkileniyor. İyot, deniz ürünlerinde çok fazla bulunuyor ancak bazı deniz ürünlerinde iyot miktarı yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle iyotun yeterli olduğu toprakta yetişen besinlerin ve hayvansal ürünlerin tüketilmesi gerekiyor. Toprakta iyot yetersizliğine birçok çevresel etmen yol açabilmektedir. Özellikle dağlık ve erozyonun fazla olduğu ormanlık bölgelerde bu durum çok görülür. Çünkü erozyonda topraktaki iyot yetersiz kalıyor. İyot, denizden buharlaşır ve havadan toprağın yüzeyine iner. Bu nedenle kaynak sularında yetersizdir ve tutulmazsa sellerle erozyonla sürüklenir gider" şeklinde konuştu.
Prof. Pekcan; lahana, şalgam ve turp gibi maddelerin guatrojen maddeler içerdiğini ancak bilinenin aksine bu besinlerin direkt olarak iyot yetersizliğine neden olmadığını belirterek, "Eğer kişide iyot yetersizliği varsa bu gıdaların alınması durumunda bir etkileşim ortaya çıkar ve etkiyi artırıcı rol oynar. Ancak sigarada da guatrojen madde var ve toplumumuzda sigara içimi çok yaygın" dedi.
İyotlu tuzun üretimden tüketim aşamasına kadar geçtiği evrelerde yüzde 40-50'lere varan oranlarda iyot kaybına uğradığına dikkat çeken Prof. Pekcan, bunun önlenmesi için şu tavsiyelerde bulundu:
"Tuzlarda bulunan iyot gün ışığında, fazla nemde ve yüksek sıcaklıkta azalmaktadır. Bunun için iyotlu tuzu koyu renkli, kapaklı bir kapta veya dolap içinde ışık almayacak şekilde muhafaza etmeli, nemli ve sıcak ortamda bırakmamalıdır. Yine yemek pişirildikten sonra tuz eklenmeli veya yemeğin pişmesine yakın tuz eklenmelidir"