Buz Gibi Havada Naylon Çadırlarda Yaşam

Elazığ'da meşe ağaçlarının bulunduğu alanda mangal kömürü üreten, aralarında kadın ve çocukların da olduğu yaklaşık 30 kişi, soğuk havaya rağmen naylondan yaptıkları çadırlarda yaşıyor.

Meşe ağaçlarından mangal kömürü yapmak amacıyla Mardin ve Diyarbakır'dan Elazığ'ın Kömürhan mevkisine gelen ve birbirleriyle akraba olan aileler, yazın kömür ateşinin de etkisiyle aşırı sıcakla, kışın ise dondurucu soğukla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Naylondan, yaklaşık 15 metrekarelik çadırlarda yaşayan aileler, ağır kış şartlarının yanı sıra yabani hayvan saldırısı, köyden çektikleri elektrik hatlarının kesilmesi ve kuyulardan elde ettikleri suyun donması gibi birçok zorlukla mücadele ediyor.

Tüm olumsuzluklara rağmen geçimlerini sağlamaya çalışan ailelerde zorlu yaşam mücadelesinden en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Bir yandan çocuklarıyla ilgilenen kadınlar, diğer yandan da burada kurdukları tandırda ekmek pişiriyor, zor şartlarda yemek hazırlıyor, günlük işlerle ilgileniyor.

Yaşları 2-15 arasında değişen çocuklar, derslerini küçük çadırlarda yaparken, kimisi ileride doktor, öğretmen olacağını dile getiriyor.

İşçilerden Harun Geçmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazın kömür karası ve isin içinde olan çocuklarının kışın ise soğuk havayla mücadele ettiğini ve yabani hayvan saldırılarının tehlikesini yaşadığını belirterek, "Bazen kurtlar ve yaban domuzları tarafından çadırlara saldırı oluyor. Biz de çıkıp onları kovalıyoruz" dedi.

Artezyenden çıkarttıkları suyun donma riski olduğunu ve bu yüzden daima suyu akıtmak zorunda kaldıklarını dile getiren Geçmez, sular donduğu zaman büyük zorluklar yaşadıklarını aktardı. Her şeye rağmen ekmek mücadelesi için kış şartlarına uyum sağlamaya çalıştıklarını vurgulayan Geçmez, şunları söyledi:

"Çocuklarımızı köyün servisiyle okula gönderiyoruz. Onların okullarını aksatmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bazen de kış şartlarından dolayı gidemiyorlar. Çocuklar zor şartlar altında ders çalışıyor. Köyden elektrik çektik. O da bazen gidip geliyor, ondan ötürü de burada zorlanıyoruz. Hani derler ya 'ekmek aslanın midesinde', bizim ekmeğimiz ateşin içinde."