HABER

Buzullardaki hayat tehlikede

WASHINGTON (İHA) - İnsanoğlunun sebep olduğu atmosferdeki ısınmanın Kuzey Kutbu'ndaki etkisi, bilim adamlarını endişelendiriyor. Kuzey Kutbu'ndaki iklim değişikliğinin hızlanarak devam etmesi sonucu, bu yüzyılın sonuna kadar buzulların eriyeceği ve kaybolacağı, bu durumun da kutup ayılarının neslinin tükenmesine ve deniz seviyesinin yaklaşık bir metre kadar yükselmesine yol açacağı belirtiliyor. Bilim adamları, tedbir almak için Kyoto Protokolü'nün yeterli olmadığını, atmosferi en çok kirleten ABD sorumluluğuna sahip çıkmadığı takdirde düzelme beklenemeyeceğini bildiriyor.

Kuzey Kutbu Konseyi'nce hazırlanan ve hafta başında Washington'da açıklanan bilimsel raporda, deniz seviyesinin tehlikeli şekilde yükseleceği ve Kutup Denizi'ndeki buz tabakasının son 30 yılda 990 bin km kadar yüzölçümü kaybettiği kaydediliyor. Kutup bölgesindeki sekiz ülkeden 300'ün üzerinde bilim adamının hazırladığı rapora göre, Kuzey Kutbu'ndaki iklim değişikliği hızlanarak devam ediyor ve ısı ortalaması dünyanın diğer bölgelerinden iki-üç kat daha çabuk artıyor. Bu yüzyılın sonuna kadar Kuzey Kutbu'ndaki buzların erimesi ve buzulların kaybolması mümkün.

Bunun yol açabileceği vahim gelişmeleri tahayyül etmek bile zor. Kutup ayılarının nesli tükenecek ve buzulların erimesi deniz seviyesinin yaklaşık bir metre kadar yükselmesine yol açacak. World Wild Life Fund adlı iklim koruma programı uzmanları, Alaska'daki buzulların erime hızına dikkat çekiyor. "Buzulların erimesi deniz seviyesini yükseltecektir" diyen uzmanlar, uzun vadede, içme suyunu buzullardan temin eden bölgelerin de büyük sıkıntıya düşeceğini, nehir ve göllerin zarar göreceğini anlatıyor.

İklim değişikliğine işaret eden şiddetli fırtınaların da ısı dağılımını etkilediğini vurgulayan bilim adamları, 2100 yılına kadar Kuzey Kutbu ortalama ısısının 4 ila 7 derece artacağını tahmin ediyorlar. Artış hızının anormal olduğunu, hızla eriyen buzulların deniz seviyesini bir metre yükselteceğini, sahil şeritlerinin sular altında kalacağını, Kuzeybatı Avrupa'ya okyanuslardan sıcak su ve ılıman iklim taşıyan golfstrim akıntısının muhtemelen kesileceğini ifade ediyorlar.

İklim araştırmacılarıyla çevreciler, bu dramatik senaryo karşısında hükümetlerin harekete geçmesi gerektiğini belirtiyorlar. Uzmanlar, Kyoto Protokolü'nde öngörülen karbondioksit ve diğer atmosfer düşmanı sera gazlarındaki azaltmanın yeterli olmadığını ve atmosferi en çok kirleten ABD sorumluluğuna sahip çıkmadığı takdirde düzelme beklenemeyeceğini bildiriyor.

Kyoto Protokolü, imzacı devletleri, sera gazları emisyonunu 2012 yılına kadar 1990 düzeyinin yüzde 5,2 oranında altına çekme yükümlülüğü getiriyor. Rusya'nın anlaşmayı onaylamasıyla, uygulama önündeki engeller kalkmış oldu. Önde gelen sanayi ülkelerinden ABD ve Avustralya ise Kyoto Protokolü'nü imzalamayı reddediyorlar.

En Çok Aranan Haberler