HABER

“Bypass ameliyatı olmaya Türkiye’ye gelirim”

Türkiye’de sağlık sektörü son yıllarda birbiri ardına yapılan başarılı operasyonlarla dünyanın parlayan yıldızı konumunda.

“Bypass ameliyatı olmaya Türkiye’ye gelirim”

Artık birçok ülkeden sağlık hizmeti almak için Türkiye’ye geliniyor. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin düzenlediği sempozyumda, sağlık yönetimindeki gelişmeler ele alındı. Virginia Commonwealth Üniversitesi Sağlık Yönetimi BölümüÖğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Özcan, Türkiye’de sağlık alanında son yıllarda büyük atılım yapıldığını vurguladı. Özcan, “Bypass’a ihtiyacım olursa çekinmeden Türkiye’de ameliyat olurum” dedi.

Gerek doktorların başarısı, gerek dünya standartlarında sağlık kuruluşlarının yaygınlaşması gerekse de ileri teknolojik cihazlar ile Türkiye’de sağlık sektörü dünyada her geçen gün adından daha çok söz ettiriyor. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen sempozyumda, son dönemde yaşanan hızlı gelişmeler ve sağlık sektörünün geleceği değerlendirildi. Toplantının onur konuğu 41 yıldır Amerika’da yaşayan ve 35 yıldır da Virginia Commonwealth Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Yaşar Özcan’dı. Konuşmasında, entegre sağlık sistemlerindeki büyüme ve gelişmeye yönelik bilgiler veren ve “sağlıkta entegrasyonun” beşiği olan ABD’deki gelişmeleri anlatan Prof. Dr. Özcan’a göre, Türkiye’de sağlık sektöründe hızlı bir gelişim yaşanıyor.

Türkiye’de sağlık sektörü güven veriyor

Türkiye’deki sağlık hizmetleri kalitesinde önemli gelişmeler yaşandığını belirten Prof. Dr. Özcan, yeni teknolojiler ve bu teknolojileri kullanabilecek sağlık personeli ile doktorların güven verdiğini söyledi. Türkiye’de sağlık turizminin de buna paralel hızla gelişmeye başladığını belirten Özcan, eskiden sağlık hizmeti için Türkiye’den yurtdışına gidilirken, artık yurtdışından Türkiye’ye gelindiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Özcan “Türkiye’de sağlık hizmetleri artık hem kaliteli, en güzel ve güvenilir şekilde hem de daha ucuza veriliyor. Ben de Türkiye’ye geldiğimde hiçbir kuşku duymuyorum. Çünkü biliyorum ki burada da aynı servisler var. Bütün sağlık hizmetlerini buradaki sağlık kurumlarından alabileceğimi biliyorum. Hatta, inşallah bypass’a ihtiyacım olmaz ama bypass’a ihtiyacım olursa Türkiye’de çekinmeden değerli doktorlarımıza kendimi teslim edebilirim” diye konuştu.

Devlet hastanelerinde de son dönemde iyileşme görüldüğünü belirten Prof. Dr. Özcan, “reformlar etkilerini göstermeye başladı ve sanırım ileride daha iyi sonuçlar alınacak” dedi.

Beklentiler arttı

Acıbadem Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hacer Özgen Narcı da konuşmasında, dünyada 1.3 milyar yoksulun önemli bir kısmının, finansal engel nedeniyle en doğal insanlık hakkı olan sağlık hizmetine erişemediğini söyledi. Türkiye’de insanların artık en değerli varlığı olan sağlığın korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik beklentisinin arttığını belirten Prof. Dr. Narcı “Gerek hükümet gerek akademisyenler gerekse sağlık personellerinin kısacası herkesin üzerine düşen görevi yapması yönünde beklenti arttı. İnsanlar artık, sadece sağlık statüsünün korunmasını ve iyileştirilmesini değil, finansal koruma da istiyor. Yani ‘beni gıda gibi zorunlu harcamalarımdan kısıntı yaparak sağlık harcamaları yapmak zorunda bırakma’ diyor. Yine sistemin gizlilik, saygınlık ve tercih hakkının verilmesi gibi birçok konuda beklentisinin de karşılanmasını istiyor” şeklinde konuştu.

Sağlıkta entegrasyon süreci

Acıbadem Sağlık Grubu Bölgesel Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Tahsin Güney de, toplantıda “Türkiye’de Sağlıkta Entegresyonda Gelinen Nokta”yı değerlendirdi. SGK’da sağlık kayıtlarındaki entegrasyona değinen Güney, “Örneğin SGK bu alanda hızla ilerliyor. Hastanın sağlık kayıtlarının hepsinin bir arada görülmesi sağlanıyor. Hastanın hangi ilacı kullandığı zaten belli, hangi tedavileri aldığı, hangi hastaneden aldığı, hangi hekimin yaptığı, hangi ameliyatı olduğu, bu ameliyattan sonraki ikinci ameliyatı mı oldu, hangi tıbbi malzemeyi kullandı, tıbbi malzemeyi kullananlar ne oldu gibi birçok kaydın takip edilebileceği bir yere doğru gidiliyor. Şu anda dünyada birçok ülkede olmayan bir sağlık kayıt sistemine doğru ilerleniyor” diye konuştu. Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında da entegrasyon çalışmaları olduğunu, 2005 yılında SSK hastaneleri başta olmak üzere tüm kamu hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na bağlandığını, 2011 yılında Kamu Hastaneleri Kurumu ve bu kuruma bağlı il düzeyinde Kamu Hastaneleri Birliği kurulduğunu belirten Güney, şehir hastaneleri projesinde de ilk defa “entegre sağlık hizmetleri”ne vurgu yapıldığını söyledi.

Türkiye’de özel sağlık kurumlarına bakıldığında ise 500’ün üzerinde hastane bulunuyor. 1’den fazla şubesi olan gruplar 30 tane, 15 üzeri hastanesi olan grup 4 tane, 5-10 arasında hastanesi olan grup da 7 tane. Yani Türkiye’de 5 ve üzeri hastanesi olan 11 tane grup var. Güney, “Çok sayıda hastanesi olan gruplar kendi hastanelerini entegre etmişler mi, standart birliği var mı, fiyat birliği var mı, kişisel kayıtlar diğer hastanelerinde entegre midir? Bunlar soru işareti. Olan var, olmayan var. Entegrasyon derken eğer bir hastaneye gittiğinizde diğer hastane sizin hasta kayıtlarınızı göremediği için ‘ne yapalım işte bir daha test yapalım, bir daha tahlil yapalım, bir daha röntgen çekelim’ diyorsa o hastaneye gitmenizi engeller. Doğrudur da, engellemesi de lazım. Hastaya olumsuz etkileri var ayrıca bu kadar kaynak israfına da gerek yok” diye konuştu. Güney, Acıbadem Sağlık Grubu’nun ise hastaneler arasında bilgi ağının ötesinde, hastane inşası, temizlik, yemek, özel sağlık sigortası, laboratuvar, genetik, üniversite ve AR-GE çalışmaları ile entegrasyona farklı bir vizyon ve uygulama açısı getirdiğini vurguladı.

En Çok Aranan Haberler