ANKARA (İHA) - Depresyonun, uzun süre devam eden derin üzüntü hali, durgunluk, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık, konuşma ve hareketlerde yavaşlama şeklinde ortaya çıktığı, kadınların yüzde 20'sinde, erkeklerin yüzde 10'unda, ergenlerin de yüzde 5'inde görüldüğü belirtildi. Depresyonu; depresif, kronik, majör ve lohusalı olarak 4 gruba ayıran uzmanlar bunları kısaca şöyle tanımlıyorlar:
"Depresif reaksiyon: Kişinin başına gelen belli bir olaydan kaynaklanır. Derin üzüntülü bir duygu hali hakimdir. Genellikle çok ciddi bir durum değildir ve geçicidir. Şikayetler şiddetli olabilir ama genellikle tedavi gerektirmez ve iki hafta ile altı ay arasında kendiliğinden iyileşir.
Kronik depresyon (Distimik bozukluk): Şikayetler ve şikayetlerin şiddeti depresif reaksiyona benzer ama distimik bozukluk daha uzun sürer (en az iki yıl).
Majör depresyon: Ciddi bir rahatsızlıktır. Davranış bozuklukları, hatta intihar bile görülebilir. Hastalarda sadece derin üzüntü ve çökkünlük hali değil, aynı zamanda günlük olaylara karşı ilgisizlik, aşırı yorgunluk, uyku problemleri, suçluluk ve değersizlik hissi vardır. Belli nöbet dönemleri halinde seyreder. Hastaların çoğu ilk nöbetten kurtulsa da nüks ihtimali yüksektir. Majör depresyon genellikle kendiliğinden başlar, veya depresif reaksiyonda olduğu gibi olayı başlatan belli bir travma veya stres vardır. Hastalarda intihara teşebbüs olabileceği için mutlaka tedavi edilmelidir.
Lohusalı depresyon: Kadınların yaklaşık %10-20"si doğum sonrasında depresyon geçirir. Şikayetler birkaç haftadan bir yıla kadar sürebilir."
Uzmanlara göre, depresyonların genel belirti ve bulguları ise şöyle:
"Derin üzüntü hali, pesimizm. Suçluluk, değersizlik, işe yaramazlık veya umutsuzluk hissi. Günlük olaylara ilgisizlik. Cinsel fonksiyonlarda azalma. Konsantrasyon güçlüğü, hafızada zayıflama. Uykusuzluk veya aşırı uyuma. Kilo alma veya kilo kaybı. Halsizlik, bitkinlik. İntihar etme veya ölüm düşüncesi. Az konuşma, yavaş hareket etme. Kendine güvensizlik.
Depresyon tedavisiinn mutlaka psikiyatrist kontrolü altına alınması ve intihar riski olanların hastaneye yatırılması gerektiğini ifade eden uzmanlar bu hastalara psikoterapi ve ilaç tedavisi uygulandığını belirtiyorlar. İlaç tedavisinde genellikle trisiklik antidepresanlar ve lityum tuzları kullanılıyor".