Çağlayan: Yarın Yunanistan'daki tahvillerin takasında son gün

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yarının Yunanistan'daki tahvillerin takasının yapılacağı son gün olduğunu ve 20'sinde tahvillerin vadesinin dolduğunu belirterek, "Eğer talepler gelmezse bu artık bir yerde Yunanistan ekonomisinin iflası anlamına gelecektir. Yunanistan ekonomisinin iflas etmesi demek, onu elinde tutan Portekiz ve İspanya ekonomisine de ciddi tahribatlar yaratabilecektir" dedi.

Çağlayan, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Türkiye İtibar Endeksi 2011 yılı sonuçlarının açıklandığı zirvenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Petrol fiyatlarındaki yükselişte Avrupa'nın içinde bulunduğu sıkıntılı dönemin etkisinin olduğuna işaret eden Çağlayan, AB'de Yunanistan meselesinde hala bir çözüm olmadığını kaydetti.

Yarının önemli bir gün olduğuna işaret eden Çağlayan, "Yunanistan'daki tahvillerin takasının yapılacağı son gün. 8 Mart dikkatle takip etmeniz gereken bir gün olacak. Çünkü 20'sinde tahvillerin vadesi doluyor. Tahvillerin vadesi yarın gelecek taleplerle ilgili... Eğer talepler gelmezse, bu artık bir yerde Yunanistan ekonomisinin iflası anlamına gelecektir. Buradaki dış faktör, petrol fiyatlarında önemli etkileyici faktörlerden bir tanesidir. Dünya ekonomisinin küreselleşmenin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Onun için yarın Yunanistan tahvillerin değişmesi takası noktasında eğer korkulan olmazsa, beklenilen, istenilen bir gerçekleşme olursa, bu da önemli etkilerden bir tanesi olacak."

-"İtibar endeksi sektörün itibar açığını ortaya koydu"-

Bakan Çağlayan, itibar endeksine yönelik bir soruya da, bu çalışmanın sektörlerin itibar açığını ortaya koyduğunu söyledi.

Eskiden itibar değerlendirmelerinin şirketlerin fiziki sermayesine göre yapıldığını, şimdi ise şirketlerin itibarlarında fiziki sermayelerinin yüzde 20'lik dikkate değer görüldüğünü, bundan sonra sektörlerin ve şirketlerin kendilerine çeki düzen vermesinin önemli olduğunu dile getiren Çağlayan, Türkiye olarak ciddi manada girişim sermayesine ihtiyaçları olduğunu, gelecek olan girişim sermayesinin de bu tip endeks ve algılamalara bakarak hareket edeceğini kaydetti.

Çağlayan, hem girişim sermayesinin gelmesi hem Türk firmalarının ortaklıklar kurması, sermaye ve etki alanlarını büyütmeleri için bu algıların önemli radar olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu çalışma şirketlere kendilerine çeki düzen vermeleri noktasında çok önemli bir çalışma olacak. Sektörel alanda baktığımız zaman itibar açığı en az olan inşaat sektörü. İnşaat sektörünün bu noktada çıkması tesadüfi değil. Bilhassa satış sonrası ortaya çıkan aksaklıklar vatandaşlar tarafından önemli etkisi görülürken, depremlerin de bunda ciddi bir etkisi vardır. Depremlerde binaların yıkılması, hasar görmesi, inşaat sektörünün itibar algılanmasında çok önemli bir faktördür. Bankacılık sektörü de vatandaş açısından itibarı düşük olan sektörler içinde geliyor. Bunda belki bankaların uyguladığı hizmet fiyatları, kredi kartları, krediler önemli etkendir. Bundan sonra bu çalışma adeta özel sektörün bir navigasyonu olacaktır. Bu sektörlerin şimdi bu problemlerini görerek yapacakları çalışmalar bizim teşvik sistemimiz açısından da son derece önemli veri olarak ortaya çıkacaktır."

-İstanbul Tahkim Merkezi-

Çağlayan, hükümetin, İstanbul'u finans merkezi yapma konusunda çok ciddi kararlılık içinde olduğunu, bu konuda bankaların genel merkezleri ve Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınma kararı çıktığını ve İstanbul'un finans merkezlerine yatırım yapacak şirketlerin, uluslararası kuruluşların en iyi ortamlarda çalışacakları mekanizmayı geliştirmek zorunda olduklarını söyledi.

Tahkim Merkezi'nin de Yatırım Ortamı Koordinasyon Kurulu açısından da son derece önemli bir çalışma olduğunu ifade eden Çağlayan, finans, kongre, fuar ve kültür merkezi olarak İstanbul'un finans merkezi yapısında İstanbul Tahkim Merkezi'nin olmasının kamu dışında STK'ların bir araya getirildiği bir modelin oluşturulmasının yabancı yatırımcı açısından son derece önemli olduğunu kaydetti.

Çağlayan, "Kamu dışında sivil toplum kuruluşlarından oluşacak bir yapıdır. Yabancı yatırımcıların İstanbul'a ve Türkiye'ye yatırım yapma kararlılığında çok pozitif etki yapacaktır" dedi.

-Yerli otomobil-

Cenevre Otomotiv Fuarı'nda firmaların Türkiye'yi çok iyi temsil ettiğini, bunun Türkiye açısından önemli bir itibar vesilesi olduğunu dile getiren Çağlayan, Karsan'ın ABD'de taksi ihalesi için geliştirdiği modelin şu anda bir Türk tasarımı ve Türk işçisinin ve mühendisinin yaptığı araç olması açısından önemli oldunu kaydetti.

Fuarda yer alan V1 modelinin de sektöre moral ve güven verdiğini ifade eden Çağlayan, "Sektör artık kendisinin planladığı, tasarladığı bir ürünü yapıp, satabileceğini ve buna müşteri çıkacağını çok net görmüştür. Eskiden bunu yapmak mümkün değildi. Çünkü Türk otomotiv sektörü, maalesef bu konuda çekingen davranıyordu, cesur davranamıyordu. Şartlar da bir yerde onu getiriyordu. Ümit ediyorum ki inşallah bunu diğerleri takip edecek. Yani Türk otomotiv sektörü, dışardan kendisine lisans verilen değil, kendi markasını, kendi sektörünün dizaynını, tasarımını yapan, dolayısıyla motorunu, aktarma organını Türkiye'de yapan bir yapıya dönüşecek. Yoksa her yıl 7 milyar dolara yakın motor ve aktarma organı ithal ederek, sektörü istediğimiz noktaya getiremeyiz. Cari açık ve dış ticaret açığı açısından önemli. Bu tür girişimler, uluslararası arenada ortaya çıkışlar Türkiye'ye yapılacak olan yatırımların şiddetini artıracak.

Dün Rahmi Bey (Rahmi Koç) ile görüştüm. Sayın Koç da fuarda (Cenevre) geldi, beni ziyaret etti. Ford, Türkiye'ye yaklaşık 1,5 milyar dolarlık yatırım yapacak. Biz de teşvik sistemimizde otomotiv sektörü başta olmak üzere, birçok sektörde ithalata ciddi bağımlı sektörlerimizi Türkiye'de üretim ve yatırımını sağlamak için önemli destek vereceğiz" dedi.