Çalgısız yaşayamayanlar buraya! Roman düğünleri hakkında bilmeniz gereken 10 ilginç şey

1. Kız istemeler bile sokakta başlar.

Onların kız isteme ritüelleri bile sokakta başlıyor. İki aile sokakta karşı karşıya geliyor, tarafların büyükleri geçer, mikrofonlar alınır ele ve "Ben 40 devemle buradan geçerken, oğlum kızınızı görmüş kızınıza âşık olmuş, kızınızı istiyoruz" der ve talip olur. Tabii sade ve sakince olmaz, her şey şova dönüşür, etraf rengarenk oluverir.

2. Henüz kız istenirken bile hediyelere boğarlar birbirlerini.

Romanlarda hediyesiz hiçbir şey olmaz. Önce on çift terlik, on çift ayakkabı, 20 gömlek, kızın kardeşlerinin ve akrabalarının kuaför masrafı, bu tür isteklerde asgari müştereklerde buluşulur, tokalaşılır ve kız verilir. Bunların planları önceden yapılır tabii.

3. Maalesef erken yaşta evlilik çok yaygın. Sözü, nişanı da pek uzatmazlar bu yüzden.

Kışın nişan yapıldıysa yaz gelmeden de düğün yapılır. 20 yaşında bekar insan bulmak pek zordur ama onlar da artık daha büyük yaşlarda evlenmeye başlamış.

4. Düğün günü adetlerinin sonu yok. Kuaförden çıkar çıkmaz şov başlar.

Gelini kuaförden alan arabalar yolda kornaya basarak gider sanmayın. Korna ne ki? Yol kenarına çekip göbek atarak başlanır düğün eğlencesine. 5 km'lik yolda 5 kez durulur, çalgısız yaşayamaz ölürler, denmemiş boşa.

5. Düğündeki kıyafetleri Paris Moda Haftası'nda bulamazsınız. Kırmızıyı pek severler.

Düğünlerin amacı birilerini evlendirmenin yanında, kadınların birbirine nispet yapacak alan bulmaları aslında. Özenle buldukları, diktikleri kıyafetleri sergilerler. Pullar, tüller, renkler, abartının vücut bulduğu yegane yer Roman düğünleridir.

6. Araba arkası yazılarında bir devrim!

Eğer hafif argo bir gelin arabası yazısı görürseniz, orada bir Roman olduğuna emin olun.

7. Onları senelerce ayakta tutan tek şey, dillere destan olacak sokak düğünleri yapmaları.

Salon düğünü mü? Asla. Salon düğünü yapmak zorunda kalanlar ayıplanır. Onların olayı sokaklar. Yaptıkları düğünlerde 3-4 yıl dilden anlatırlar. Hangisi daha şaşalı düğün yaparsa o daha çok saygı görür.

8. Altınsız düğün, tekerleksiz arabaya benzer.

Ne kadar çok altın takılırsa ailenin o kadar köklü olduğu belli olur. Kız evlatlarına takılan altına önem verilmesi aslında kızlara önem verilmesinden kaynaklı. Roman büyükler gelinler için “Onu kulağımın arkasına fesleğen, karanfil yapacağım” der. Gelin, bir düğüne gittiğinde ne kadar altın takmışsa o düğünde sandalyesi belli olur.

9. Sadece kadınlar değil, erkekler de şov yapıyor.

Hep kadınlaran bahsettik ama erkekler için de sokak düğünleri birer şov arenası. Roman erkeklerinden daha iyi göbek atan dünyaya gelmemiştir. Akla hayale yatmayacak figürleri birbir sergilerler. Özellikle de 1 ev parası harcadıkları için düğünlerde daha da bir şevkle oynarlar :)

Romanlar, maddi durumları ne olursa olsun, ne kadar ayrımcılığa uğrarsa uğrasınlar, bu dünyanın eğlenmeyi bilen tek milleti. Onların lügatında asık suratlı olmak yok. Hepsine mutluluklar diliyoruz :)