İSTANBUL (İHA) - Kristal - İş Genel Başkanı Mustafa Bağçeci, grevdeki cam işçisinin sorunlarını çözmenin zor olmadığını, işveren tarafının akıllarını, hırslarının önüne koymaları durumunda problemlerin çözüleceğini söyledi. Bağçeci, "İşveren, sorunların çözümünü mahkemelerde değil, sendika ile görüşmelerde aramalıdır" dedi.
Bakanlar Kurulu'nun Şişecam fabrikalarındaki grevi erteleme kararına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı alan Danıştay'ın kararı, Kristal-İş Sendikası'na tebliğ edilmesinin ardından, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (Türk-İş) bağlı Çimento, Cam ve Toprak İşçileri Sendikası (Kristal-İş) Genel Merkezi, toplu sözleşmelerde istenilen anlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle 6 şirkete bağlı 13 cam fabrikasında 30 Ocak'ta grev başlatma kararı aldı.
Grevin 7. gününde konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'nın (İHA) sorularını cevaplandıran Kristal - İş Genel Başkanı Mustafa Bağçeci, grev yerlerinde işçileri ziyaret ettiklerini ve ziyaretlerinin sürdüğünü belirterek, cam işçisinin moralinin çok yüksek olduğunu söyledi. Bağçeci, "Son derece kararlı olarak sendikasını destekliyorlar. Bu coşkuyu Gebze ve Topkapı'da gördük. Önümüzdeki günlerde de Mersin'e giderek bu durumu yerinde göreceğiz" diye konuştu.
Grevin en hayırlı şekilde bitirilmesi konusunda alınan mesajlardan güç kazandıklarını vurgulayan Bağçeci, gerek iktidar ve gerekse muhalefet kanadı ile sivil toplum örgütleri ve diğer kuruluşlardan destekler aldıklarını, en önemli desteğin de Çalışma Genel Müdürlüğü'nden geldiğini belirtti. Bağçeci, "Çalışma Genel Müdürü sonuçta bir bürokrattır. Grevin bir an önce sona ermesi yolunda iyi niyet temennisi olmuştur. Mutlaka Çalışma Bakanı'nın görüşü de böyledir. Çalışma Bakanı'nın yakın ilgi gösterdiğini de biliyoruz. Uzun süre işveren sendikası ile sorunlar yaşandığı için grevin bir kalemde bitmesi mümkün görünmüyor. Umarım kısa zamanda bir çağrı olur, biz de müzakerelere başlarız" ifadelerini kullandı.
İşveren sendikasının, Kristal-İş'e açtığı davalar sebebiyle toplu sözleşmeye geç başladıklarını ileri süren Bağçeci, "İşverenin, sorunlarını her şeyden önce sendika ile çözmesi gerekir. Gidip mahkemelerle, yargı ile çözmeye çalışmaktan vazgeçmeli. Karşılarında 1965 yılından beri var olan, kendileriyle toplu sözleşme yapan bir sendika bulunuyor. Sendikanın geleneksel anlayışını değiştirmek istiyorlar. Yani yukarıda uzlaşacağız, işçilere de sormayacağız. Bunlar bizim sendikamızın geleneğine uymaz" dedi.
Cam işçisinin taleplerinin ortada olduğunu ve uzlaşma konusunda işvereni beklediğini hatırlatan Mustafa Bağçeci, şunları söyledi:
"ÜCRETTEKİ TALEPLERİMİZ MAKUL" "Sendikal çalışmalar sebebiyle işten atılmış arkadaşlarımız var, bunların işlerine iadeleri gerekiyor. Diğer taraftan arkadaşlarımız 1.7.2002 tarihinde belirlenen ücretlerle çalışmaktadır. Kamu işyerlerinde grevlerin ertelenmesi kararına biz de dahil edildik. Cam işçisi kamu işçisi değildir. Buna rağmen zoraki toplu sözleşme imzaladık. Önemli ölçüde ücretlerimizde gerileme söz konusudur. Biz ücretlerimizin kayıplarla birlikte telafisini istiyoruz. Bunlara yaklaştıkları sürece müzakere yapmaya açığız. Ücret konusunda taleplerimiz makul ve uygulanabilir. Çok ücret istemiyoruz. Şirketlerin bilançoları elimizde. Bunlar halka açık şirketler. Bilançolarında da biz taşıyabilecekleri ücretleri kendilerinden talep ediyoruz. Kamuoyuna söyledikleri gibi değildir. Bize önerilen ücretler kamu toplu iş sözleşmelerinde önerilen ücretler. En fazla ücret brüt 941 milyon lira. Bu kamu işyerlerinden de düşük. Şişecam Türkiye'nin tekeli Avrupa'nın ikinci büyük şirketidir. Taleplerimiz makuldür. Çünkü bilançolarından izliyoruz. Kaldırabilecek ücretlerdir."
GREVİN SÜRESİ
Grevin süresinde işverenin taleplere yaklaşımının belirleyici olacağını vurgulayan Bağçeci, "Geçenlerde basında yanlış bir haber çıktı. Bizim ağzımızdan grevin birkaç gün içinde biteceğine dair beyanat yayınlandı. Bu konuda biz bir şey söylemedik. Bu tamamen işverenin yorumudur ki işveren 'İşçiler greve çıkar, ama 2-3 gün sonra anlaşma sağlanır' açıklamasını yapmıştı. Bu açıklama bize ait değil, Cam İşverenleri Sendikası Başkan Vekili'ne aittir" diye konuştu.
İşten atılan işçilerin toplu sözleşme görüşmelerinde en önemli gündem maddelerinden biri olduğuna dikkat çeken Mustafa Bağçeci, grevlerin ertelenmesiyle birlikte 9 Ocak 2004 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu başkanlığında bir toplantının yapıldığını hatırlattı. Bağçeci, "Bu toplantıda Eskişehir'de işten atılan işçilerle ilgili sorunun çözümünü istedik. Sayın Bakan'ın baskısı sonucu toplu sözleşmede uzlaşma sağlanırsa bu konuda da uzlaşma olur görüşü benimsendi ancak işveren tarafından net bir görüş belirtilmedi. Şu ana kadar da bu konuda önümüze konan bir proje yok, toplu sözleşme konusunda herhangi davet de almadık" şeklinde konuştu.
"AKIL, HIRSIN ÖNÜNE GEÇMELİ" Cam sektörünün milli bir servet olduğuna dikkat çeken Mustafa Bağçeci, "İşveren bunu gördükten sonra umarım sahip oldukları görüşlerini yeniden gözden geçirme gereği duyar. Bu bir milli sermayedir. İşverenden akıllarını, hırslarının önüne koymalarını bekliyorum. Bizimle müzakere ederek sektörü ve bu kadar insanı karda kışta grev yapmak zorunda bddika ile çözmesi gerekir. Gidiırakmazlar diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Bağçeci, işçileri direnişlerinden dolayı kutladığını, sendikalarına sahip çıkmalarından dolayı kendilerini son derece güçlü hissettiklerini söyledi ve "İşveren sendikası bu işçi greve çıkmaz demişti. İşte cam işçisi grevde, hakkını arıyor" diye konuştu.
Hükümetin işçiye yaklaşımını açıkça doğru bulmadıklarını ve bu konuda açıklama yapılması gereğinin olduğuna işaret eden Mustafa Bahçeci, şunları söyledi:
"Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 19. Türk-İş Genel Kurulu'nda gelip yapmış olduğu konuşmada, 'Siz Türkiye'nin çok küçük parçasısınız' diyerek Türk işçi sınıfına bir meydan okumuştur, dikkate almamıştır. Yaklaşımlarını doğru bulmuyorum. Özellikle çalışan kesimlere yönelik yaklaşımlarını doğru bulmuyorum. Kendisini iktidara taşıyan bu işçilerdir. İnsanlar umut bağlayarak kendisini iktidara getirmiştir. Bu tavrından vazgeçmesi gerekir."