HABER

Camilerde para toplamaya son

ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı Mehmet Aydın, camilerde para toplanmasına ilişkin olarak, "Arkadaşlarımız başka bir kaynak imkanı üzerinde çalışıyor. Nihai noktada bunun devam etmesinden yana değilim" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda bir panel düzenlendi. Panele, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Prof. Dr. Mualla Selçuk, Prof. Dr. Mustafa Payda, Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu ve İlhan Özay konuşmacı olarak katıldı. Panel sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Aydın, camilerde para toplanmasına ilişkin olarak, "Planlarımız, hedeflerimiz var. Arkadaşlarımız başka bir kaynak imkanı üzerinde çalışıyorlar. Nihai noktada bunun devam etmesinden yana değilim. Camilerimizin elbette bakıma ve onarıma ihtiyacı var. Bununla ilgili başka çalışmalarımız var. Bunun sona ermesi bizi memnun eder" dedi.

Aydın, cemaatsiz camilerin kapatılması ile ilgili olarak da, "Orada bir yanlış anlama var. Sanki biz camilerin kapısına kilit vuracakmışız gibi. Hayır, öyle değil. Şimdi arkadaşlarımızın yaptıkları çalışmalar var. Bizim söylediğimiz şu: Biliyorsunuz Diyanet İşleri Başkanlığı 10 senedir kadro alamadı. 15 senedir açıktan atama olmadı. Büyük bir açık var şu anda. Öyle camilerimiz var ki 150-200 cemaati var ama ne kadrosu var, ne de imamı var. Yani yaptığımız, ister istemez birbirine yakın olan bazı yerlerimizdeki görevlilerimizi hizmetin daha geniş olduğu bir alana göndermek, orada görevlendirmek ile ilgili bir şey. Yoksa vatandaşlarımızın emeği ile, inancı ile yaptığı hiçbir mabede kilit vurmak değil" şeklinde konuştu. Aydın, bir gazetecinin, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde, Türkiye ve Diyanet'e diğer İslam ülkelerine modellik yapma yönünde görev düşmesiyle ilgili sorusunu, "Biz zaten kendimiz örnek olmak isteriz. Örnek olmak için de elimizden geleni yaparız. Biz örnek olduktan sonra da bizi örnek alanlardan da memnun oluruz. Bizi o konuda büyük siyasi projelerle, bir arada düşünmek yanlış olur. Biz siyasi bir kurum değiliz. Manevi, ahlaki, dini hizmet üreten bir kurumuz. Biz bunu en iyi şekilde yaparsak, eminim bu Avrupa'da da Amerika'da da takdir edilir. İslam dünyasında da örnek olarak alınır. Ama bizim hizmet anlayışımız uluslararası bağlamda ve AB ile ilgili değil. Bizim yaptığımız şey kendimizi anlatmaktır. Ben bütün hayatım boyunca bu işlerin içinde oldum. Bugünkü kadar dikkat çektiğimizi, bu kadar takdir edildiğimizi hatırlamıyorum. Almanların deyişiyle 'Zamanın Ruhu' biraz da bu duruma getirdi" diye konuştu.
Konuşmasında, yurt dışında kiliselerin müstakil üniversiteleri olduğunu belirteren Aydın, İlahiyat Fakülteleri ile Diyanet'in daha da yakınlaşması ve birlikte sistematik bir ilişkide bulunmaları gereğine dikkat çekti. Bununla ilgili soruları da yanıtlayan Aydın, "Avrupa ve Amerika da bütün kiliselerin yardım aldığı ve organik bağlarının olduğu kurumlar vardır. Biz bütün İlahiyat fakülteleri'nin kurumu olalım dedik. Yani orada üretilen bilgiyi, düşünceyi burada kullanmak istiyoruz. Üretim yeri orasıdır, ama kullanım alanı burasıdır. Fakülteler bize yardım ediyorlar, ama bunun daha sistemli olmasını istiyoruz. Bu konuda üniversitelerimizin üst kurulları ile konuşacağız" dedi.
Panelde, ayrıca Türkiye'nin birden bire dünyaya açılması ve küreselleşme içinde yer alması ile Diyanet'in de bu süreç içinde önemli bir aktör olduğunu belirten Aydın, "Diyanet İşleri Başkanlığı bugün Türkiye'nin en önemli aktörlerinden biridir. Türkiye AB'ye girmek için müzakere tarihi alması sürecinde. AB ekonomik bir süreçtir. Bir finans, kültürel entegrasyon sürecidir. 'Türkiye farklı bir ülkedir, Müslüman bir ülkedir. AB'ye giremez. AB Hıristiyan birliğidir' diyenler var. Bunları demeden önce önlem almak gerekir" dedi.

Konuşmasında özellikle uluslararası konferans ve toplantılardaki dil sorununa dikkat çeken Aydın, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu'na bu işin çözülmesi gerektiğini söyledi. Aydın, ayrıca yurt dışındaki kiliseler ve bunlara bağlı üniversitelerden örnek vererek, Türkiye'de de İlahiyat Fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın birlikte çalışması gerektiğini vurguladı. Panelde bir konuşma yapan Bardakoğlu da, Diyanet'in bir kamu kurumu olduğunu ve devletin önemli bir ayağı olduklarını belirterek, Diyanet'in bilimsel bilgiyi üretme ve kullanma açısından tümüyle bağımsız ve sivil bir kurum olduğunu kaydetti.

En Çok Aranan Haberler