YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

“Camilerin sosyal hayattaki yeri” konferansı

Kars Kağızman£da Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri Kağızman Müftülüğü tarafından düzenlenen “Camilerin Sosyal Hayattaki Yeri” konulu konferansla başladı.

“Camilerin sosyal hayattaki yeri” konferansı

Kars Kağızman£da Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri Kağızman Müftülüğü tarafından düzenlenen “Camilerin Sosyal Hayattaki Yeri” konulu konferansla başladı.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftasının bu yılki temasını "Engelsiz Cami Engelsiz İbadet" olarak belirledi.

Kağızman’daki bu hafta etkinlikleri Kağızman Halk Eğitimi Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen “Camilerin Sosyal Hayattaki Yeri” konulu konferansla başladı. Konferans saygı duruşu ve istiklal marşının ardından Kağızman merkez Dr.Mustafa Yalçın Cami İmam Hatibi Yusuf Demir'in okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Program Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Camiler ve Din Görevlileri haftası dolayısıyla hazırlamış olduğu “Engelsiz Cami Engelsiz İbadet" konulu sinevizyon gösterimi ile devam etti.

Programa , İlçe Müftüsü, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, müftülük personeli ve din görevlileri katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan İlçe Müftüsü Nürettin Baytar tüm din görevlilerinin Camiler ve Din Görevlileri Haftasını kutladı. Camilerin öneminden bahseden Baytar “Gerek doğuştan, gerekse sonradan ortaya çıkan engellilik durumu çalışmaya, üretmeye, başarıya ve nihai hedefe ulaşmaya asla engel değildir. Engelli olduğu halde azimle, inançla kararlılıkla çabalayan ve tarihe adını yazdıran nice abide şahsiyetler vardır. Yeter ki insanların önüne engeller konulmasın. Yeter ki gönüller engelli olmasın, engel tanımasın. Dinimize göre asıl üstünlük, Allah’a yakın olmak ve insanlığa hayırlı hizmetler sunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığımız, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın bu seneki temasını ‘Cami ve Engelliler’ olarak belirlemiştir. Başkanlık olarak, Kağızman İlçemizde 74 camilerimizin, engellilerimizin rahatça ulaşacağı ve ibadetini yapabileceği camiler olmasını amaçlıyoruz. Konuya hafta boyunca yoğun bir şekilde yer verecek olan Başkanlığımız, engelli kardeşlerimize yönelik toplumsal bilinçlenmenin oluşmasını hedeflemektedir. Camilerimizde toplumumuzun her kesimine hizmet vermemiz gerekiyor. Camilerimizi engelli vatandaşlarımıza uygun hale getirmemiz gerekli” dedi.

Konferansa konuşmacı olarak KAÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin Seyhan, ‘Camiler ve Engelliler’ konulu bir konferans verdi.

Rabbimizin hikmeti ve imtihanın bir gereği olarak dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de engelli kardeşlerimizin bulunduğunu belirten Seyhan, “Engelli olmak kınanacak bir hal değildir. Ne engelli ne de engelli ailesi bir takım gerekçelerle kınanabilir. Zira herkes her an engelli olmaya adaydır. Şurası bir gerçek ki, doğuştan veya sonradan ortaya çıkan engellilik durumu çalışmaya, üretmeye, başarılı işler yapmaya ve nihai hedefe ulaşmaya asla ama asla mani değildir. Engelli olduğu halde azimle, inançla kararlılıkla çabalayan ve tarihe adını altın harflerle yazdıran nice abide şahsiyetler vardır. Yeter ki bu insanların önüne engeller konulmasın. Yeter ki gönüller engelli olmasın. Yeter ki gönüller engel tanımasın” dedi.

Engelli olmanın, hor görülme, itilip kakılma, küçümsenme sebebi de olmadığını ifade eden Seyhan, “Zira insanlar, kendi tercihi olmayan durumlardan dolayı asla kınanamazlar. Bu insanları kınamak, insani ve ahlaki değerlerden yoksun olmak anlamına gelir. Bizler şekle ve görünüşe değil, insanın ruhunu güzelleştirip ahlakını mükemmel hale getirip getirmediğine bakmak durumundayız. Zira Allah bizim şeklimize, paramıza, malımıza, mülkümüze, makamımıza, güzelliğimize ve rütbemize bakmayacaktır. Peygamberimizin ifadesiyle, "Allah sizin görünüşünüze, malınıza, mülkünüze bakmaz; yalnızca kalplerinize ve amellerinize bakar." Dinimize göre gerçek üstünlük; Allah’ı bilmek, O’nu tanımak, O’nu sevmek, O’na sonsuz saygı duymak, O’na şükretmek, O’na hamd etmek ve O’na yakın olmaktır. Sonra da ahlakımızı güzelleştirip tüm insanlığa hayırlı hizmetler sunmaktır” diye konuştu.

İlahi hikmetlerle dolu Yüce Kitabımız Kur’an’ın, ayrım yapmaksızın her toplum kesiminden söz ettiğini vurgulayan Seyhan, “Nitekim Kuran, sağlıklı ve hastalardan, engelli ve sağlamlardan, bilenlerle bilmeyenlerden, inananlardan ve inkarcılardan, zenginler ve yoksullardan, şükredenler ve nankörlük edenlerden, kadınlar ve erkeklerden, yaşlılar ve gençlerden bahseder. Örnek verecek olursak, Yüce Kitabımız, Hz. Musa (as)’in dilinde düğüm olduğundan bahseder. Evlat hasretiyle döktüğü yaşlar sonucu gözlerini kaybeden Hz. Yakup (as)’dan bahseder. Yakalandığı amansız hastalıktan dolayı biçare hale gelen fakat yine de isyan etmeyen ve daima Rabbine sığınan ve O’na şükreden Hz. Eyüp (as)’dan bahseder. Öte yandan Peygamber Efendimizde engellilere değer vermiş, onları topluma kazandıracak işlere imza atmış ve bize de bu konuda örnek ve rehber olmuştur. Nitekim Peygamberimiz gözleri görmeyen Abdullah İbni Ümmi Mektum’u sefere çıktığı zaman Medine’de kendi yerine defalarca vekil olarak bırakmıştır. Yine O, ortopedik engeli bulunan Muaz b. Cebel’i genç yaşına rağmen vali olarak tayin etmiştir. Çünkü Efendimiz bunları yaparken insanların fiziksel özelliklerine bakmamış tam tersine liyakate bakmıştır. O akla, bilgiye, çalışkanlığa ve tecrübeye önem ve öncelik vermiştir. Her zaman fazilet ve liyakat esaslı görevlendirmelerde bulunmuştur. Mesela o, Abdullah b. Mesud gibi çok kısa boylu birisini (cüce) yanından ayırmamış, ona özel iltifatlarda bulunmuş ve ona vahiy katipliği görevi vermiştir. Dinimiz İslam, görmeyenin gözü, duymayanın kulağı, konuşamayanın dili, güçsüzün eli ve kolu olmayı doğru ve hayırlı bir davranış olarak kabul etmiş ve öyle ilan etmiştir. Buna mukabil, engelli birine engel olmayı, engeller çıkarmayı, dalga geçmeyi, hor ve hakir görmeyi, küçümsemeyi, alaya almayı, tepeden bakmayı ise yasaklamış ve lanetlemiştir” şeklinde konuştu.

Unutmamalıdır ki, asıl engelli olanlar aklını, mantığını ve kalp gözünü, doğru dini bilgiye, şefkate, merhamete, hikmete ve ilahi gerçeklere kapatıp, kendi insanlığını ayaklar altına alan ve şeytanın taraftarı olan kimseler olduğunu belirten Seyhan şunları kaydetti:

“Doğuştan veya sonradan engelli olan pek çok kardeşimiz eğer Hz. Eyüp (as) gibi sabrederse imtihanı başarmış olur. Engelli kimse ona buna takılmadan kararlı bir şekilde okur, araştırır, düşünür, sonra da imanını sağlamlaştırır ve ahlaklarını güzelleştirirse Allah katında çok değerli bir kul olma şansını yakalamış olur. Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın bu seneki temasını "cami ve engelliler" olarak belirlemiştir. Bu nedenle seksen beş bini bulan camiler engellilerimizin rahatça ulaşacağı ve ibadetlerini gönül huzuru ile yapabileceği mekanlar olmalıdır. Bu konu hafta boyunca yoğun bir şekilde işlenmeli ve kamuoyunun dikkatleri buraya çekilmelidir. Böylece toplumda engelli kardeşlerimize yönelik toplumsal bir bilinçlenme söz konusu olabilecektir. Özetle, asıl önemli olan; insani değerlerle donanmak ve ne olursa olsun bu dünyadaki varoluş gayemizi asla unutmamaktır. Unutmayalım ki, herkes bir şekilde imtihan olmaktadır. Bu süreç sabır ve metanetle değerlendirilirse bunun ahrette ki mükafatı da çok büyük olacaktır.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler