Bursa'nın Orhaneli ilçesine bağlı Başköy'de sularını kirleten taş ocaklarını protesto eden muhtar ve azaları toplu olarak istifa etti. Taş ocaklarının içme ve sulama sularını kirlettiğini öne süren köylüler kara kara düşünürken, istifa eden muhtarın mührünü ise köy imamı Üzeyir Turan devraldı.
Orhaneli'ne bağlı Başköy'de içme suyu havzasına açılan taş ocağı köylüleri isyan ettirdi. Başköy, Koçköy, Ortaköy ve Süleymaniye olmak üzere 4 köyün içme suyu ihtiyacını karşılayan su kaynağının kirleneceğini düşünen muhtar ve azaları, bunun önüne geçmek için çalmadık kapı bırakmadı. Ankara'daki yetkililere dilekçe yazmaktan bıkan muhtar Halil Aydın ve azaları Hasan Acar, Sami Oruç, Yusuf Ertan ve Hasan Turhan, taş ocaklarının kapatılmamasını protesto ederek istifa etti. İstifa dilekçesini yazan muhtar ve azaları, muhtarlık binasını terk etti. Bunun üzerine köyün imamı devreye girdi ve muhtarlık mührünü Orhaneli Kaymakamı Mehmet Serdar Bakır'dan aldı. Daha önce defalarca yetkililerin kapısını çaldıklarını ancak bütün kapılardan eli boş döndüklerini söyleyen muhtar Halil Aydın, "Açılan taş ocakları çevreye kirli su bırakıyor. Bu kirli sular yeraltındaki su havzasına iniyor ve içme suyunu kirletiyor. Köyümüzde yeraltı suyunu hem içme suyu olarak içiyoruz hem de sulamada kullanıyoruz. Ancak bu taş
ocaklarının atık suları yeraltı sularını kirlettiği için sularımız bazen kirli akıyor. Çayımızı, yemeğimizi bu sularla yapıyor, çamaşırlarımızı bu sularla yıkıyoruz" dedi.
Taş ocaklarının kapatılması için Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamına dilekçe yazdıklarını ifade eden Aydın, "Yazdığım dilekçelerden bir sonuç alamadık. Bürokrasi işleri insanı uğraştırıyor. Ankara'ya dilekçe yazdık ama hala biz yazdığımız yazıya cevap bekliyoruz. Köylüler, muhtar olduğum için taş ocaklarının sularımızı kirletmesine bir çare bulmamı istedi. Ancak yaptığım tüm yazışmalar derdimize derman olmadı. Köy halkı bürokrasi işlerinin bu kadar uzayacağını bilmediği için tepkilerini gittikçe artırdı. İyice beynim durmaya başladı. Bir arpa boyu yol alamadık. Bir gün baktım ki azaların 4'ü de yetkililerin dilekçelerimize cevap vermemelerini protesto ederek istifa etmiş. Bende tek başıma muhtarlık makamında durmanın bana yakışmayacağını düşünerek istifa dilekçemi yazdım ve mührümü masaya bırakarak kapıyı kilitledim" diye konuştu.
Köy azalarından Hasan Acar, daha önce Devlet Su İşleri, belediyeler, Orhaneli Kaymakamlığı, İl Özel İdaresi gibi yerlere taş ocakları hakkında şikayetlerini bildirdiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını belirterek, istifa ettiklerini söyledi. İkinci aza Hasan Turhan ise, "İlk önce biz istifa ettik. Daha sonra muhtarımız da 'ben bu koltukta siz olmadan oturmam' diyerek istifa etti" dedi.
KÖYÜN YENİ MUHTARI İMAM OLDU
Köydeki muhtarın istifa ettiğini öğrenen Orhaneli Kaymakamı Mehmet Serdar Bakır, köy imamı Üzeyir Turan'ı yanına çağırdı. Yapılan görüşmelerde Kaymakam Bakır, muhtarlık mührünün imam Turan'a verilmesine karar verdi. Bunun üzerine Turan, mazbatasını almak için Orhaneli Kaymakamlığı'na gitti. Orhaneli'nin merkezi sistemine bağlı olan köydeki camide ezan okunurken, köylüler mazbatasını almaya gittiği için imamsız kalan camide namaz kıldı. Muhtarlık mührünün imama verildiği haberini telefonla alan muhtar Aydın, köylülerle birlikte camide dua etti. Yeni muhtarın Başköy'e hayırlı olması temennisinde bulunan Aydın, "Kaymakam bey muhtarlık mührünü köyün imamına vermemi istedi. İmam geldikten sonra muhtarlık mührünü kendisine vereceğim. Bundan sonra resmi evrak işleri için imamın kapısını çalacağız. Hem imamın arkasında namaz kılacağız hem de resmi işlemlerimizi imama onaylatacağız. Köyün imamı muhtarımız oldu" dedi.
Bazı köylüler ise muhtarlık mührünün köylüler yerine imama verilmesine tepki gösterdi. Eski muhtarlardan Halil Kavlu, "Köylü burada dururken muhtarlık mührünün imama verilmesi akıl almaz bir olay. İmam gelip namaz mı kılacak, yoksa muhtarlık mı yapacak?" diye konuştu.
HOLLANDAYA ÇİÇEK İHRACATI YAPIYORLAR
Köylüler ayrıca, geçim kaynakları olan ve Hollanda'ya ihraç edilen çiçek üretiminin sularının kirlenmesinin ardından sona ereceğinden endişelendiklerini dile getirdiler. Hayvancılığın artık köyde geçim kaynağı olmadığını ve tek geçim kaynaklarının seralarda üretilen çiçekler olduğunu söyleyen köylüler, taş ocaklarının su havzasına akıttığı kirli sular yüzünden ekmek kapılarının da kapanacağını belirttiler. Seralarda üretilen çiçeklerin kadınlar için ekmek kapısı olduğuna dikkat çeken Aydın, "Burada
üretilen çiçekler Hollanda'ya ihraç ediliyor. Bu çiçeklerin temel besin maddesi su. Suyumuzda kirlenirse buradaki üretim duracak. Üretim durunca da bu kadınlar işsiz olacak ve evlerine ekmek götüremeyecek" dedi.
Kahvede bir araya gelen köy sakinleri, taş ocaklarının kapatılmaması halinde sorunların daha da büyüyeceğini söylediler.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz