Sözcü gazetesi yazarı Can Ataklı, bugün kaleme aldığı 'Soylu, operasyonları görevde kalabilmek için mi yapıyor?' başlıklı yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili bomba etkisi yaratacak iddialarda bulundu.
İşte Ataklı'nın gündem yaratacak yazısındaki ilgili o bölüm;
Tarih 11 Ekim’i gösterirken bu köşede “AKP’lilerin en sevmediği Bakan Süleyman soylu imiş” başlıklı bir yazı yazmıştım. Saraya yakın bir haber kaynağım Soylu’nun gözden çıkarıldığını, özellikle Berat Albayrak’ın İçişleri Bakanı’nı hedefe koyduğunu anlatmıştı. Tam o günlerde Soylu’nun oğlu polisler tarafından durdurulup aranmıştı. Bunu da göz önüne alınca Soylu’nun gerçekten gözden düşmüş olabileceğini belirtmiştim. Bu yazından sonra iktidarın tetikçileri şiddetli bir saldırıya başladılar. Sesimi çıkarmadan ibretle izledim bu hayâsız saldırıları. Geçen hafta yine saraya çok yakın isimlerden olan bir dostum aradı. “Soylu ile ilgili yazdığın yazı çok doğruydu ama gerekçede hata vardı” dedi. Ben de “nedir?” diye sordum. “Darbe gecesi kendini önce Meclis’e kapatması elbette sarayın dikkatinden kaçmamıştı ama asıl sorun o değil” diye devam etti. Sonra da yazıma dikkat çekerek “Akit Gazetesi’nde program yapan Ali Tarakçı’nın yazdıklarını tekrarlamıştın, o yazıda Süleyman Soylu’nun oğlunun Yunuslar tarafından yarım saat tutulduğu belirtiliyordu. Oysa gerçekte o yarım saat değil birkaç gün” dedi. Buraya bir parantez açayım ve Ali Tarakçı’nın 6 Ekim günü konu ile ilgili yazdıklarını bir daha hatırlatayım; “Birkaç gün önce, İstanbul’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun oğlu yanında korumaları olduğu halde, Yunuslar tarafından durdurulur. Ve tam yarım saat arabası aranır. Bakan Soylu devreye girmesine rağmen arama devam eder. İstanbul Emniyet Müdürü, Bakan Soylu’nun telefonlarına çıkmaz. Ve bu aramanın kokuları yakında ortaya çıkar. Bekleyin, 2017 yılının sonuna kadar çok şeye şahitlik edeceğiz.”
Ali Tarakçı bunları yazdıktan bir buçuk ay sonra 20 Kasım günü silahlı bir saldırıya uğradı. Saldırganlar önce arabasına çarptıkları Ali Tarakçı’yı ayaklarına ateş ederek yaraladıktan sonra kaçtılar. Ankaralı haber kaynağım “Soylu’nun oğlunun durdurulması aslında tesadüf değildi öğrendiğime göre, hatta suçüstü bile diyenler var” dedikten sonra anlattı. Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu’nun zaman zaman bazı işadamlarını ve belediye başkanlarını ziyaret ettiği AKP Genel Başkanı Erdoğan’a söylenmiş. Erdoğan da buna çok öfkelenmiş ve “Birinden çıktığında biraz korkutun” talimatı vermiş. İşte Ali Tarakçı’nın yazdığı “Soylu’nun oğlunu Yunuslar durdurdu” iddiasının temeli buymuş. Şimdi gelelim son operasyonlara. Kaynağım diyor ki “Süleyman Soylu gideceğini anladı ama o koltuğu asla bırakmak istemiyor. Bu nedenle üst üste flaş operasyonlar yaparak yerini korumaya çalışıyor” dedikten sonra anlatmaya devam etti; “Önce Ataşehir olayını patlattı. Bu kesinlikle Erdoğan’dan habersiz oldu. Ardından CHP liderine ‘sen bittin’ çıkışı yaptı. Ondan sonra Beşiktaş Belediyesi’nde operasyon yapıldı. Burada sadece başkan değil 17-25 olayının bir numaralı sanığı Hüseyin Avni Sipahi de operasyona uğradı. Üstüne medyanın hoşuna gidecek biçimde ‘uyuşturucu satanların bacağını kırın suçu bana atın’ çıkışı geldi. Bu durumda Erdoğan Soylu’yu görevden alırsa ‘CHP’nin yolsuzluklarıyla mücadele eden bakana engel’ eleştirileri ile karşılaşacak.” Bu dedikodular gerçek olabilir mi? Bana göre olabilir. Çünkü Soylu’nun oğlunun polislere tutulması ile ilgili hiçbir açıklama yapılmadı, Soylu iddiaları yediyuttu. Demek ki ciddi bir sorun var. Yoksa burası Amerika değil ki polisler İçişleri Bakanı’nın oğlunu bile durdurup kimlik soruşturması yapsın. Üstelik bu kez polisler cemaatçi de değil.