Anayasa Mahkemesi, MİT TIR’larına ilişkin haber nedeniyle 26 Kasım’dan bu yana tutuklu olan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için ‘hak ihlali’ gerekçesiyle tahliye kararı verdi. Kuvvetli suç şüphesinin olmadığının vurgulandığı kararda TBMM’nin seçtiği iki üye ihlal kararına karşı oy kullandı. AYM ihlal kararında, “Tutuklama gerekçesi gösterilen eylemlerin tamamı gazetecilik faaliyetidir. Kuvvetli suç şüphesi yok” görüşünü de aktardı. Başkan Zühtü Arslan ile 11 üye ise ihlal yönünde oy verdi. Cezaevinde büyük sevinçle karşılanan Erdem Gül ve Can Dündar cezaevi önünde ilk açıklamalarını yaptı.
AYM Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta başvuruyu AYM Genel Kurulu’na sevk etmişti. AYM Genel Kurulu da dün sabah AYM Başkanı Zühtü Arslan başkanlığında 15 kişiyle toplandı. İki gazetecinin bu faaliyetleri nedeniyle tutuklanmalarında “hak ihlali” olduğuna 3’ karşı 12 oyla karar verdi. AYM ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini de kararlaştırdı. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki tahliye kararını gece 00.50’de verdi. İki isme yurtdışına çıkış yasağı getirildi.
ANAYASA MAHKEMESİ KISA KARARI AÇIKLADI
Anayasa Mahkemesi'nin, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, "kişi hürriyeti ve güvenliği", "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" ve "basın hürriyeti" haklarının ihlal edildiğine ilişkin kısa kararı açıklandı. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 27 Kasım 2015'ten bu yana tutuklu olan Can Dündar ve Erdem Gül'ün başvurusunu karara bağlamıştı.
Yüksek Mahkemenin kısa kararında, başvurudaki, "kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kapsamında soruşturma dosyasına erişim imkanından yoksun bırakılmaya ilişkin iddia"nın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle oy birliğiyle kabul edilemez olduğa hükmetti. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kapsamında tutuklamanın hukuki olmadığına ilişkin iddia ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddia oy birliğiyle kabul edilebilir bulundu.
Anayasa Mahkemesi heyeti, Dündar ve Gül'ün, Anayasanın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan "kişi özgürlüğü ve güvenliği" hakkının, Anayasanın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan "ifade ve basın özgürlüklerinin" ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Kararın bir örneği, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 15 kişiyle toplandı. Heyette, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Başkanvekilleri Burhan Üstün, Engin Yıldırım ile üyeler Serruh Kaleli, Osman Alifeyyaz Paksüt, Recep Kömürcü, Alparslan Altan, Hicabi Dursun, Celal Mümtaz Akıncı, Erdal Tercan, Muammer Topal, Emin Kuz, Hasan Tahsin Gökcan, Kadir Özkaya ve Rıdvan Güleç yer aldı. Üyelerden, Özkaya, Dursun ve Güleç, çoğunluk görüşüne katılmadı.
CEZAEVİNDEN ÇIKTILAR
Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı doğrultusunda tahliyelerine karar verilen Can Dündar ve Erdem Gül gece 03.15sıralarında cezaevinden çıktı. Dündar yaptığı ilk açıklamada "Ankara'da yargıçlar varmış, tahliye olduk ama davamız devam edecek” derken Erdem Gül yaşadığımız durum "keşke olmasaydı hikayesi” dedi. nayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı doğrultusunda tahliyelerine karar verilen Can Dündar ve Erdem Gül gece 03.15 sırlarında tutuklu bulundukları Silivri cezaevinden çıktı.Kendilerini bekleyen kalabalık tarafından coşkuyla karşılanan iki gazeteci eşleri ve çocuklarına sarılarak hasret giderdi.
ERDOĞAN'IN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI, MESAJ GÖNDERDİ
Silivri Cezaevi önünde açıklama yapan Can Dündar, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum gününü kutlayarak başladı. Dündar, "Kusura bakmayın sizi bu saate kadar beklettik. Aslında bizi bekletenlerin asıl niyeti. 25'inden 26'sına günün dönmesiydi. Bugün biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğum günü 26'sı. Kendisinin doğum gününü kutluyoruz. ve böyle bir tahliye kararıyla da kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Biz evlilik yıldönümümüzde girmiştik. Bizi içeri attırmıştı diyelim. Biz de yaş gününde kendisine bir doğum günü armağanı vermek istedik" diye konuştu.
Tarihi bir karar olduğunu söyleyen Can Dündar, "Anayasa Mahkemesi'nin bugünkü kararı sadece bizi değil bütün meslektaşlarımızın basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün önünü açmıştır hakikaten saraya tabi olmayan bir yargı kurumu saraya tabi olmayan bir medyanın önünü açacak çok tarihi bir karar verdi. Bizim ödediğimiz beden Türkiye'de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. 3 ay yattık bundan şikayet edecek değiliz. Bu kadar içerde yatan gazeteci bu kadar bunun bedelini ödemiş insanlar varken... Bakın cebimdeki mendil Abdi İpekçi'den gelen mendil. Kızının gönderdiği mendil. Bu meslek bu haberleri yayınlayabilme adına basın özgürlüğü adına ölüm bedelleri ödedi. Onun için bizimki onun yanında bir hiç. Ama dünyaya ses verebildik direndik. Sizler sayesinde dik durduk sonuç aldık. Gördüğünüz gibi bize her türlü iftirayı her türlü tehdide rağmen bugün karşınızda o haberleri savunabilecek noktaya geldik" dedi.
"UMUT NÖBETİ DEVAM ETMELİ"
Cezaevindeki diğer gazeteci arkadaşlarının kendileri çıkarken "Bizi unutmayın" dediğini ifade eden Dündar, "Diiliyorum ki bu karar onların çıkışına da vesile olacaktır. Umut Nöbeti devam etmeli. Türkiye'deki bütün haksızlıklara karşı biz gücümüzü göstermeliyiz. Bu birliktelik bu dayanışma Türkiye'nin önünü açacaktır. Yaratılmaya çalışılan o kindarlık kutuplaşma havasını işte bu demokraisi ve özgürlük rüzgarı olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını diliyorum ben" dedi.
"ANKARA'DA YARGIÇLAR VARMIŞ"
Alınan bu karardan diğer yargıçların da paylarına düşeni almaları gerektiğini açıklayan Dündar, " Ankara'da yargıçlar varmış, bundan haberdar olduk ve çok sevindik. Dilerim bütün Türkiye'de bu yargıçların bu kararından diğer yargıçlar da paylarını alırlar ve bugüne kadar verdikleri bu haksız kararlardan dolayı da utanç duyarlar"
"BAŞBAKANIN VE CUMHURBAŞKANININ NUSRA'YLA SURİYE'YE GİRİŞ KONUSUNDA SÖYLEDİKLERİ İTİRAFLAR, ASLINDA HABERİMİZİN NERDEYSE KANITINI TEŞKİL ETTİ"
Yapılan haberlerde Türkiye'nin nereye sürüklendiğinin görüldüğünü dile getiren Dündar, "Yaptığımız haberde de Türkiye'nin nereye sürüklendiğini bütün Türkiye gördü. Uyarmaya çalıştığımız şey buydu; ülkenin bir bataklığa saplanma tehlikesine karşı dikkat çekme görevini yerine getirdik. Türkiye, ne yapmaya çalıştığımızı herhalde şimdi daha iyi anlamaya çalışıyor. Keşke o haber zamanında gizlenmeseydi, Türkiye bu bataklıktan uzak kalabilseydi. Bunu da bugünkü tahliyemizin bir armağanı sayıyoruz. Başbakanın ve Cumhurbaşkanının Nusra'yla Suriye'ye giriş konusunda söyledikleri itiraflar, aslında haberimizin nerdeyse kanıtını teşkil etti. Bütün Türkiye olup biteni görüyor. O yüzden doğru yaptığımıza inanıyoruz ve doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
"SİLİVRİ CEZAEVİ'NDEN MEZUN OLDUK"
Eşi ve annesiyle sarılarak hasret gideren Can Dündar, duygulu anlar yaşadı. Dündar, "Silivri üniversitesinden mezun oluyoruz gazeteci olarak. Küçük bir hapishaneden büyük hapishaneye geçiyoruz. Ülkemize hoşgeldik" esprisini yaptı. "Bu iyi bir başlangıç olacak, biz çok umutluyuz. Yani Türkiye'de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes yavaş yavaş daha çabuk görecek. Biz, aldığımız mektuplardan, insanların dayanışma duygusundan, çok umutlu olarak çıkıyoruz burdan. Bizi yıldırmaya çalıştılar, yalnız bırakmaya çalıştılar; hiç yalnız kalmadık, hiç yılmadık. Susturmak istediler; hiç susmadık, yazmamamızı istediler; hep yazdık. Bu böyle devam edecek, göreceksiniz bu mücadele bir süre sonra sonuç verecek" diye konuştu.
"KEŞKE BUNU MAHKEME YAPSAYDI, KEŞKE BU TUTUKLAMAYI YAPMASAYDI"
Ardından sözü Erdem Gül'e vererek "Tanıştırayım koğuş arkadaşım" dedi. Erdem Gül de, "Bizim açımızdan bir hatırlatma yapacağım, Ahmet Kaya hatırlatması yapacağım. 'Keşke olmasaydı hatırlıyorsunuz. Bu da bir 'keşke olmasaydı' hikayesi. Keşkeleri devam ettirirsek, Anayasa Mahkemesi'ne sadece kişisel değil, Türkiye'deki demokrasi, özgürlükler, her türlü özgürlüğün önündeki engellerin aşılması yolundaki attığı hukuki adım için Türkiye adına teşekkür etmemiz lazım. Ama keşke bunu mahkeme yapsaydı, keşke bu tutuklamayı yapmasaydı. Yani; mevcut mahkeme bunu yapsaydı, Anayasa Mahkemesi'ne bu işi bırakmasaydı. Hukuk sistemiyle ilgili daha Türkiye'de alınacak yollar olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Biz çıkıyoruz ama bu tutuklu gazeteciler meselesinin bittiği anlamına gelmez. İçerde arkadaşlarımız var, onlarla ilgili mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Bundan sonra da basına yönelik baskılara karşı her türlü birlikteliğin sürmesi gerekiyor. Bunu biz Türkiye'nin demokrasi tarihinde, düşünce özgürlüğü tarihinde çok çok büyük bir olay olarak görmüyoruz. Aslolan, bütün basının Türkiye'de ifade özgürlüğü isteyen, her türlü özgürlüğü ve barışı isteyen insanların birlikteliğidir."
EŞİ DİLEK DOĞAN'DAN İLK AÇIKLAMA
Can Dündar ve Erdem Gül için Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali var" kararını değerlendiren Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar, "Biraz geç kaldı ama, çok sevindim" dedi. CNN TÜRK'te Şirin Payzın'ın sunduğu "Ne Oluyor?" programına Silivri Cezaevi önünde duygularını anlatan Dilek Dündar, "Ellerimizle teslim etmiştik, ellerimizle almaya geldik Can'ı" diye konuştu.
DÜNYADA BÖYLE DUYURULDU
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM)'hak ihlâli' kararının ardından, 26 Kasım'da tutuklanan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakılması dünya medyasında geniş yer kapladı. Fransız haber ajansı AFP tahliye kararını "Devlet sırlarını ifşa itmeye ilişkin çok tartışmalı davada yargılanan ve son üç aydır tutuklu bulunan iki Türk gazeteci, Anayasa Mahkemesi'nin 'haklarının ihlâl edildiği' yönündeki kararının ardından serbest bırakıldı." sözleriyle aktardı. Uluslararası basında yer alan haberlerde, Dündar ve Gül'ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şikâyetini takiben açılan davada ömür boyu hapis cezasıyla yargılandığının altı çizildi.
İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Türk gazeteciler hapisten çıktı” başlığıyla verdiği haberinde, Dündar ve Gül’ün tahliyelerini cezaevi dışında geniş bir kalabalığın beklediğini yazdı. BBC, Can Dündar ve Erdem Gül’ün kişisel başvuruları üzerine AYM’nin, ‘kişisel özgürlük ve güvenlik ihlâli’nin yanı sıra ‘ifade ve basın özgürlüğü ihlâli’ kararı verdiğini vurguladı. BBC’nin haberinde, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2015 Basın Özgürlüğü raporunda, Türkiye’nin 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alması da aktarıldı.
AKP'DEN İLK YORUM: ''SEVİNÇLE KARŞILADIK''
TBMM Genel Kurulu'nda, AYM'nin Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e ilişkin hak ihlali kararı gündeme geldi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan AYM'nin kararıyla ilgili, kararı sevinçle karşıladıklarını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e ilişkin hak ihlali kararı gündeme geldi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, kararı sevinçle karşıladıklarını ancak mahkeme kararları üzerinden AKP'nin ve iktidarın itham edilmesini doğru bulmadığını dile getirdi.
CNN Türk’ün haberine göre, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök,Genel Kurulda yerinden söz alarak, Anayasa Mahkemesi'nin Dündar ve Gül hakkında verdiği kararı anımsattı. Gök'ün bu sözlerini, CHP ve bazı HDP'li milletvekilleri alkışladı. Gök, haksız yere tutuklanan Dündar ve Gül'e ilişkin bu kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerini kutladığını söyledi. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, bu haberi memnuniyetle öğrendiklerini dile getirerek, Anayasa Mahkemesi'nin bu tespitinin son derece önemli olduğunu, bu kararını kutlamak gerektiğini kaydetti.
Baluken, "Bu karar, MİT tırlarıyla ilgili haber yapan gazetecilerin değil o TIR'ları çetelere gönderenlerin yargılanmasının da yolunu açar" dedi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, kararı sevinçle karşıladıklarını ancak mahkeme kararları üzerinden AKP'nin ve iktidarın itham edilmesini doğru bulmadığını dile getirdi.
CHP LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLU'DAN İLK AÇIKLAMA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AYM'nin Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği karara ilişkin, "Anayasa Mahkemesi verdiği kararla, 'Doğruları söylemek suç değildir' dedi. Can Dündar, Erdem Gül ve tüm gazetecilere özgürlük diliyorum" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar vermesine ilişkin açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu karara ilişkin, "Anayasa Mahkemesi verdiği kararla, 'Doğruları söylemek suç değildir' dedi. Can Dündar, Erdem Gül ve tüm gazetecilere özgürlük diliyorum" dedi.
SORUŞTURMADA NELER YAŞANMIŞTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarıyla ilgili yapılan haber kapsamında, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlatmıştı. Başsavcılığın talebi üzerine nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, internet sitelerindeki söz konusu yayınların içeriklerinin engellenmesine karar vermiş ardından Dündar ve Gül tutuklanmıştı.
CAN DÜNDAR KİMDİR?
Can Dündar 16 Haziran 1961, Ankara doğumlu araştırmacı, gazeteci ve belgesel yapımcısıdır. Lise öğrenimini Ankara Atatürk Lisesi'nde bitiren Can Dündar 1982 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1979'dan itibaren sırasıyla Yankı, Hürriyet, Nokta, Haftaya Bakış, Söz ve Tempo'da çalıştı. 1986'da İngiltere'de London School of Journalism'i bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde siyaset bilimi dalında yüksek lisansını 1988'de, aynı bölümünde doktorasını 1996'da tamamladı. Can Dündar televizyona 1988'de TRT'de Seynan Levent ile başladı. 1989'da 32. Gün'de çalışmaya başladı.
Can Dündar'ın köşe yazarlığı 1994'te Aktüel'de başladı. Aynı yıl günlük köşe yazıları yazmaya başladığı Yeni Yüzyıl gazetesinde beş yıl çalıştı. 1999 Ocak'ından 2001 Ocak sonuna kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2001 Ocak ayından beri Milliyet gazetesinde, ADA başlıklı köşe yazısı yazdı. Ancak 1 Ağustos 2013 tarihinden itibaren Milliyet gazetesiyle yolları ayrıldı. Milliyet'ten ayrıldıktan sonra BirGün'de Doğan Tılıç'ın köşesinde bir ay boyunca haftada üç gün yazdı.
29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde " Mit Tırları " ile ilgili haberler yaptı, ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Can Dündar'a Türk Ceza Kanunu'nun 327, 328 ve 330. maddeleri ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 6 ve 7. maddeleri uyarınca, 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma' suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Recep Tayyip Erdoğan ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı bireysel başvuru ile Can Dündar'a iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42 yıl hapis cezası talep etti. 26 Kasım'da tutuklanan Can Dündar 92 gün sonra 26 Şubat'ta tahliye edildi.
CAN DÜNDAR'IN HAZIRLADIĞI BELGESELLER
Demirkırat (1991), Cumhuriyetin Kraliçeleri (1992), Sarı Zeybek (1993), 12 Mart (1994), Gölgedekiler (1994-1995), Aynalar (1996-1997), Yükselen Bir Deniz (1998), İsmet Paşa (1999), Zaten Tiyatro Dediğin Nedir ki? (1999), 4. Nesil (2000), Atatürk’ün Bankası (2000), Köy Enstitüleri (2000), Halef (2001), Fenerbahçe (2002), Nazım Hikmet Belgeseli (2002), O Gün (2002), Bir Yaşam İksiri: Nejat Eczacıbaşı (2003), Karaoğlan: Bir Ecevit Belgeseli (2004), Önce İnsan! Türkiye'de İnsan Hakları ve Sivil Toplum Gelişiminin Görsel Tanıtımı (2004), Yüzyılın Aşkları (2004), Garip: Neşet Ertaş Belgeseli (2005), İlk Durak (2005) - Nebil Özgentürk ile birlikte, Yetiştik Çünkü Biz! Mülkiye Belgeseli (2006), Çalıkuşları: Notre Dame de Sion'un Çocukları (2006), Lider Portreleri (2007), "Delikanlım... İyi bak yıldızlara..." (2012), 17 Aralik - Erdogan'in en uzun günü (2014)