Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Can Dündar'ın Kütüphanesinden Okuyanın Ufkunu Açan 10 Kitap

Can Dündar'ın kendisine ait sitesinde ve köşelerinde duyurduğu ve okuyanın hayata bakış açısına katkıda bulunan muhteşem kitaplar.

Can Dündar'ın Kütüphanesinden Okuyanın Ufkunu Açan 10 Kitap

Fahrenheit 451 - Ray Bradbury

1951'de basılan kitap George Orwell'ın 1984'ü gibi gelecekteki baskıcı rejimleri öngören bir distopya örneği

Hayvan Çiftliği - George Orwell

Can Dündar, Reaksiyon isimli propaganda filmini eleştirirken totaliter rejimlere atıfta bulunan hiciv romanından bahsetmiş. Parayı Verdi Düdüğü Çaldı - Frances S. Saunders

CIA'nın Avrupa'da kültürel özgürlük adı altında yaptıklarını anlatıyor. ... Ve İhtilal - Altan Öymen

Ünlü siyasetçi Altan Öymen'in darbe yıllarını ve süreci anlattığı kitap. Grinin Elli Tonu - E L James

Can Dündar'a göre bu kitap kadınları hedef alan "beyaz roman, pembe roman" konseptinin kızarmasını sağladı. Nazım Hikmet BÜYÜK İNSANLIK Kendi Sesinden Şiirler

Can Dündar'ın aktardığı anektoda göre Rahmi Eyüboğlu ile kaydettikleri bu şiirleri okumasının ana sebebi balayında Vera'ya verdiği söz. Kaç zil kaldı Örtmenim - Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz'ün Diyarbakır Silvan'daki öğretmenlik günlerini anlattığı kitap. Sinan - Abidin Dino

Abidin Dino'nun Mimar Sinan'ın bir cihan mimarı olduğunu anlatmak için yazdığı kitap. Bir Sanattır Öğle Uykusu - Thierry Paquot

Siestaya övgü olarak bir yazıyla kitabı anlatan Can Dündar, öğle uykusunun Vehbi Koç ve İsmet İnönü gibi birçok ünlü ismin hayatında önemli bir yer tuttuğunu da not olarak eklemiş. Gelecek Uzun Sürer - Louis Althusser

Cezayir asıllı Marksist düşünür Louis Althusser filmi de yapılan otobiyografisi. Ufak bir alıntı:
1980 yılının 16 Kasım günü, bir Pa­zar'dı...

  1. yüzyılın en önemli düşünürle­rinden Louis Althusser, saat 9 sularında, karyolasının ayakucunu aydınlatan kurşuni bir gün ışığı ile uyandı.
    Eşi Helene, karyolanın kenarında sırtüstü yatıyordu.
    Bacaklarını gevşekçe yerdeki halının üzerine salıver­mişti. Althusser yere diz çöküp, eşinin üzerine eğildi ve hiç konuşmadan boynuna masaj yapmaya başladı. İki başparmağını göğüs kemiğinin üst tarafındaki çukur­luklara bastırıyor, ovmanın şiddetini artırdıkça, ön kol kaslarında büyük bir yorgunluk hissediyordu.
    Az sonra durdu. Eşinin din­gin ve huzurlu yüzüne baktı: Helene'in gözleri tavana diki­liydi ve vücudu kımıldamıyor­du. Sonra dudaklarının ara­sından sarkan küçücük dil parçasını farketti.
    Birden dehşete kapıldı.
    Althusser o an yaşadıkla­rını, daha sonra "Gelecek Uzun Sürer" adlı otobiyografisinde şöyle anlatacaktı:
    "Boğazı sıkılarak ölmüş birinin yüzünü o ana dek hiç görmemiştim. Birden doğru­lup bağırmaya başladım: Helene'i boğmuştum... Ön avlu­ya inen demir trabzanlı kü­çük merdiveni uçarcasına in­dim ve gene koşa koşa birinci katta oturan doktoru bulaca­ğım revire yöneldim. Basa­makları dörder dörder tırma­nırken bağırmayı da sürdürü­yordum: Helene'i boğdum... Helene'i boğdum..."
    Az sonra doktor, Althusser'in dairesine koştu. He­lene'in bedenini yokladı. Sonra dönüp, "Yapacak bir şey yok, artık çok geç" dedi.
    Bir süre sonra gelip ünlü Fransız filozofa bir iğne yaptılar ve götürüp Sainte-Anne akıl hastanesine ya­tırdılar.

En Çok Aranan Haberler