Çanakkale, veremle savaş konusunda önemli bir başarı sağladı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, verem hastalığının tedavi başarısında Türkiye ortalaması yüzde 91 olarak gerçekleşti. Çanakkale’de görülen vakaların yüzde 92,4’ü ise başarıyla tedavi edildi.
Bu yıl 66’ncısı düzenlenecek olan ‘Verem Eğitimi ve Propaganda haftası’ 01 Ocak’ta başlayacak. Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğü, propaganda haftasında yürüteceği çalışmalarla, vatandaşları verem hastalığına karşı bilinçlendirecek. Verem hastalığının dünyada oldukça yaygın olduğunu belirten Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğü yetkilileri, “Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Her yıl 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır. 2010 yılında TB olgularının %40’ı Hindistan ve Çin’de %24’ü Afrika’dadır. 2010 dünya genelinde 1.5 milyon tüberkülozdan ölüm kaydedilmiştir. Dünyada bir tek etkene bağlı tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan hastalıktır” dediler.
Türkiye’de yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastasının ortaya çıktığı da kaydedilen açıklamada, “Hastaların yaklaşık %65’inde akciğer tüberkülozu varken, %35’inde akciğer dışındaki organlar, Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin tutulmuştur. Ülkemizde 2009 yılı tedavi başarısı %91’dir. DSÖ Avrupa Bölgesinde yer alan 53 ülke arasında başarı sırasında Türkiye 3. sırada yer almaktadır. Verem kaynağı, tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Hasta insanlardan öksürme hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi ile ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur. Verem enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.
Bu, hastalık değildir. Vücutta verem sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açar. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. AIDS bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır.
Verem Hastalığı, klinik bulguların ortaya çıktığı bir durumdur. En çok akciğeri tutar. Tuttuğu diğer organlar; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun bütün organlarında hastalık yapabilir” denildi.
Verem hastalığının, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi gibi durumlarla kendisini gösterdiği de kaydedilen açıklamada, “Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir. Balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir. Hastanın semptomları (yakınma) ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Verem savaş dispanserinde teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Tedavisi standarttır. Tedavide bütün ilaçlar verem savaşı dispanserinden ücretsiz verilir.
Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) çevresinde yürütülmektedir. DSÖ’ nün hedefi hastaların %70’ inin bulunması ve bu hastaların %85’ inin başarı ile tedavi edilmesidir. Türkiye’nin, 2009 yılı olgularda tedavi başarısı %91’dir. İlimizin tedavi başarısı ise %92,4’ tür” ifadelerine yer verildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz