Serhat Ulueren - Vatan
Ben bu kadar çaresiz bir G.Saray ender gördüm. Zaten ilk haftadan beri kötü oynuyor takım ve lastik dün patladı. Göreceksiniz Riekerink ve G.Saray balonu her hafta sönüp gidecek.
Şimdi bakalım neler anlatacak çok bilen (!) Levent Nazifoğlu. G.Saray kazandıkça, sanırsınız topları Levent kurtardı, orta alanda oyunu Levent kurdu, golleri Levent attı. Yayıncı kuruluşa gider yapan, yorumculara hakaret eden, futbolcusuna aklınca ders veren, “Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için kadroyu kuruyoruz” diyerek kendini güldüren, fiyasko transferlerden zerre bahsetmeyen ama “Eren’i, Tolga’yı ben aldım, Bruma’yı da forma ben soktum” ukalalığında bulunan Nazifoğlu bakalım daha hangi potları kırmaya devam edecek. Bu defa “Hakem bizi yaktı, Trabzon’un golü ofsayttı, MHK, TFF istifa etsin” der mi? Derse şaşırmam.
Uğur Meleke - Hürriyet
Tolga Ciğerci çok kısa sürede Süper Lig'in hem en çok top kazanan hem de en çok pas atan oyuncusu olunca takımının ana oyun istasyonuna dönüştü haliyle. Ama Tolga'ya oynama kolaycılığı Galatasaray'da bir de handikap getirdi: Rakip takım Tolga'ya baskı yaparsa Galatasaray hücumda sıradanlaşıyor. Bu sezon Tolga'ya ilk baskıyı Antalyaspor yaptı. Yekta çıkana kadar çok da etkili oldular. Dün de başta Okay, zaman zaman Mehmet Ekici'nin yaptığı etkili baskı Galatasaray'ın Tolga'nın üstünden kurduğu oyunu baltaladı kesinlikle. Tolga ekmeğini taştan çıkarıp pozisyonlar üretti ama bu yetmedi. Sneijder kötü, Selçuk verimsiz, Riekerink'in bu sıkışmayı erken tespit edip Josue'yi daha erken oyuna alması gerekirdi.
Levent Tüzemen - Sabah
Riekerink'in kadro tercihinde adaleti unutup, duygularına göre bir kadro sahaya sürmesi, Galatasaray'ın kaybetmesine neden oldu. Neden mi? Sneijder hazır değildi ve kulübede olacaktı. Sağ bekte Sabri görev yapacaktı. Tek zorunlu değişiklik Balta'nın yerine Semih olacaktı. Sneijder ile Cavanda on bir başladı! Etkisiz oynayan ikilinin oyundan alınması, Riekerink'in, "Bu benim hatam" demesiydi. Sneijder yine sola kendini attı ve Bruma- Carole ikilisinin önünü kapadı. Sneijder forvet arkası değil mi? Sneijder bir kez ceza alanında topla buluştu ama önüne düşen topu gol yapamadı. Ayrıca onun tecrübesinde bir yıldızın kornerleri ısrarla ön direğe kesmesi ve pas olarak kullanmaması yanlıştı.
Galatasaray, golü yedikten sonra Riekerink oyuna müdahale edemediği için toparlanamadı. Futbolda, "Kazanan takım bozulmaz" derler, bari Hollandalı hoca Gençlerbirliği maçını kazanan kadroyu sahaya sürseydi. Riekerink'in yanlış tercihleri Galatasaray'a yenilgi olarak yansıdı. Özellikle Selçuk'un çıkıp De Jong'un girmesi bence "Maç başı para alsın" gibiydi. Oysa Sneijder sonrası Selçuk, Galatasaray'ı öne taşıyor ve etkili paslar kullanıyordu. De Jong ise "El freni" oldu. Tolga Ciğerci'nin koşu kalitesine ve mücadele gücüne hayranım ama gereksiz yere topla oynadı ve ciddi pas kayıpları yaptı.
Ayrıca Podolski, Sneijder ve Eren'in daha iyi pozisyonda olduğu anlarda pas vermeyip ısrarla kaleye şut atması anlamsızdı. Ersun Yanal 1-0'dan sonra maçı mükemmel yönetti. Trabzonlu oyuncuların 4-5-1 düzeninde ve kompakt anlayış içinde yaptıkları alan savunması mükemmeldi. Bruma, G.Saray'ı kanatlardan tek başına hücuma taşıdı, önüne çıkana inanılmaz çalımlar attı ama Trabzon savunması hata yapmadı ve hava toplarında Eren'e kafa vurdurmadı. Kaleci Onur'un içine sanki Muslera kaçmıştı. Onur devleşirken alınan üç puana savunma arkadaşlarıyla imza attı.
Deniz Çoban - Fanatik
Maçın ilk yarısı Trabzonspor’un attığı tek golle tamamlandı. Atılan o golde ofsayt tartışmaları yaşandı. Bero topla son oynadığı anda golü atan N’Doye ofsayt gibi görünüyordu. Bu yazıyı maç oynanırken kaleme aldığımdan, yayıncı kuruluşun ‘meşhur piero’su!’ ne sonuç çıkartacak habersizim. Çıkartacağı sonucun doğruluğuna tam olarak itimat etmemekle birlikte; yaklaşık 5-6 cm. ofsayt ya da değil çıkacağını düşünüyorum. Nitekim 7 cm. ofsayt değil çıktı. Dolayısıyla direkt olarak ofsayt demek yanlış olur ve yardımcı hakemi eleştiremem. Burada asıl eleştireceğim nokta; yardımcı hakem Hakan Yemişken’in yerinde olmaması ve hizayı kaybetmesiydi.
Tunç Kayacı - Fanatik
İkinci yarıda Galatasaray baskıyı artırıp Trabzonspor’un savunma dengesini tempoyla bozmak istedi. Bruma üzerinde gelişen ataklarda final paslarındaki yetersizlik sonucunda Galatasaray aradığı gol pozisyonlarını bulmakta zorlandı. Aslında ev sahibi ekipte en büyük sorun orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliği. Sneijder’in bir türlü formunu yakalayamaması adeta patinaj yapması Galatasaray’ın vitesini de düşürüyor. Şimdiye kadar Muslera, Eren ve Bruma’nın bireysel farklarıyla gelen puanlar vasat futbolu örtmüştü. İyi kapanan takımlar karşısında formül üretemeyen Riekerink performansı buna eklenince Trabzonspor karşısında tribünleri dolduran taraftarların kafasında soru işareti yarattı.
Hakan Can - Fanatik
Riekerink son 2 haftada Sabri’yi alıp Cavanda’yı sahaya sürerek bir oyuncu değişikliği hakkını çöpe atmıştı. Trabzonspor karşısında takımın en kötüsü gözüken Cavanda’yı almak için 69’a kadar bekledi. Dün borçlardan kurtulmak için Riva ve Florya’yı satış izni alan Dursun Özbek, Muharrem Usta ulusal medyada, “Cavanda hiçbir şekilde bir daha Trabzon forması giyemez” dedikten birkaç gün sonra hem de yaklaşık 2 milyon Euro bonservis ödeyerek almıştı siyahi futbolcuyu. “Linnes’i aldık oynatmıyorsun, Cavanda’yı bari oynat hocam” dediklerinden şüpheliyim. Galatasaray’ın en iyisi birebirde sürekli adam eksilten, süratlendiğinde gözlerin pasını silen Bruma’ydı.
Oğuz Dizer - Fanatik
Galatasaray’ın dakika 17’de yediği golde Bruma ciddi anlamda kabahatli. ‘Emtiayı efrenciye’ yani yabancı mallar statüsünde, en güvenilir konumda olan adam topla hücuma çıkarken bir kaptırdı, gerisi de toparlanamadı. Neden? Çünkü arkadaşları da, nasılsa çalımlar gider diye, en az tribündeki seyirciler kadar rehavete dalmıştı! Demek ki top işinde bırak Brumayı babana dahi güvenmeyecek, daim teyakkuz halinde kalacaksın. Ekici topu kaptı, Castillo paketledi, Bero süsledi ve N’Doye gole havale etti. Galatasaray saha içi ve tribünde külliyen baktı 0-1 şimdi. Topla en az yüzde 60-70 hatta daha fazla haşır neşir olan Galatasaray, baskılı gözüktüğü oyunda, önce Trabzonspor savunmasını, sonra Onur’u aşamadı. Çünkü Yanal’ın savunma sanatları etkinliği vardı.
Ergun Ata - Fanatik
Deplasmanda ilk gol ve bu ilk puanlar, Trabzonspor için adeta bir cansuyu oldu. Zira olası puan kaybının puan cetvelinde takımı düşüreceği konum, teknik ve idari anlamda ciddi sarsıntılara sebep olabilirdi.
Metin Karabaş - Fanatik
Galatasaray ikinci yarıya daha etkili başlasa da, Podolski ve Sneijder yine beklenenin uzağındaydı. Bruma’nın bireysel yeteneğiyle taşıdığı toplarla ceza sahasına giren Galatasaray, herhangi bir hücum planından uzaktı. Tolga’nın ısrarla kaleyi yoklaması 65’te gole yaklaştırsa da, skoru değiştirmedi. Riekerink oyuna 69. dakikada iki değişiklikle müdahale etti. Hollandalı oyuncu Cavanda’nın yerine Sinan’ı, Sneijder’in yerine de Josue’yi oyuna dahil etti. Cim Bom, savunmada risk almaya başladı. 79’da ise son hamlesini yapan Rikerink, Selçuk-De Jong değişikliğine gitti. Sahada gezinen Podolski’ye tahammül etmeyi tercih etti. Yasin’i düşünmeyen Hollandalı çalıştırıcının, neyi düşündüğünü anlamak mümkün olmadı.
Cemal Ersen - Milliyet
Doğru oyun kurgusu ve kadro seçimi, cesaret ile özgüven bir araya geldiğinde ortaya çıkan tablo bu... Trabzonspor, sezonun bundan sonraki gidişini değiştirecek hayati bir galibiyet aldı. Futbol böyle bir oyun. Geçen sezon trajik bir yenilgiyle ayrıldığı stattan, bu kez mutlu ve moralli ayrılan Trabzonspor’un yolu artık açık!
Osman Şenher - Milliyet
45 bin taraftar, TT Arena cehennem gibi... Dolu tribünler önünde futbolun keyfi... Futbolcular bundan etkileniyor mu diye sorarsanız, Antalya maçında etkilenmişti. Ama Trabzon karşısında taraftarı bile takmadılar. Herhalde fazla övgü, coşku futbolcuların biraz ayaklarını yerden kesmiş. Trabzonspor çok mu iyi oynuyor? Kesinlikle hayır. Ama Ersun Yanal akıllı bir hoca... Galatasaray’ı nasıl yeneceğini, nasıl durduracağını, planını iyi yapmış. Maç boyu iki kere kaleye geldiler, birini gole çevirdiler.
Eren’in röveşatası ise çok güzel bir gol olmalıydı. Ev sahibi ekipte Eren gibi harika bir santrfor var. Çocuğa kanatlardan tek top gelmiyor. İnanın Beşiktaşlı Caner, Galatasaray’da oynasa o maç boyu yaptığı 10 ortanın en az 5’ini Eren gol yapar.
Olay, futbolcuda ve teknik direktörde bitiyor. Bütün taraftar fedâkarlık yapıyor. Şu yaşadığımız ortamda 45 bin kişi maça gelip takımlarını destekliyorlarsa futbolcular bunun önemini anlamalı. Bir sefer gelirler, iki sefer gelirler. Yarın hava soğuduğu zaman kimse maça gelmez. İnşallah bu maçtan gerekli dersler alınmıştır. Riekerink isme değil, koşan, mücadele eden futbolcuya forma verirse hem kendi, hem Galatasaray kazanır. Dün geceki gibi kontenjandan adam oynatırsa, bunun kazananı olmaz, herkes üzülür, kendisinin de başı çok ağrır.
Aksal Yavuz - Milliyet
Geçmiş maçlarda zor durumda olan Galatasaray’a, Trabzonspor hep ilaç olmuştu. Dün de Galatasaray, Trabzonspor’a ilaç oldu. Çünkü Trabzonspor’un böyle bir galibiyete ihtiyacı vardı... Her ne kadar Trabzonspor ligde zor günler geçirmiş olsa da biz buna kısaca ‘Devin silkinişi’ diyebiliriz...
Tayfun Bayındır - Milliyet
Tarihsel yapısı bir tarafa iki kulübün büyüklüğü, başarıları, taraftar sayısındaki genişlik, Türk futboluna kazandırdıkları ve bunlar gibi çok sayıda unsurlar bu maçı dün olduğu gibi bundan sonra da hep büyük kılacaktır... O nedenledir ki, iki takımın ligdeki durumları, kadro yapıları, performansları, hatta hoca ve oyuncu kaliteleri büyük farklılıklar gösterse de bu maçlarla ilgili önceden kesin değerlendirme yapmak çok zordur... Bir bakmışsınız ki, açık ara favori görünen yerle bir olmuş... Tıpkı dün Galatasaray’ın olduğu gibi...
Galatasaray’ın Bruma’nın yanı sıra çaba sarfeden Eren Derdiyok ve Chedjou dışında oyuncusu yoktu. Onlar da kalabalık Trabzon defansında sıkışıp kaldılar... Şurası bir gerçek, Ersun Yanal bu maçla oyuncularından ne istediyse tamamına yakınını geri aldı. Attığı golü korumasını bilen bir yapıda oynattı takımını... Elbette Yanal’ın sisteminin işlemesinde kaptan Onur Kıvrak’ın üst düzey performansının katkısı büyük... Ve tabi Mehmet Ekici... Nihayet kendine geldi... Ekici ile birlikte Trabzon’un da hayata döndüğünü söyleyebiliriz... Yeter ki, şu adale sakatlıklarına bir çözüm bulsunlar...
Erman Toroğlu - Sabah
Fırat Aydınus genelde takdir haklarını G.Saray'dan yana kullandı. Mesela rakibinin kaval kemiğine basan Bruma atılır mıydı? Evet atılırdı. Kart bile yok! Mesela dün gece futbol sahalarında ilk kez gördüğüm bir olayı yaşadım. İkili mücadele, Galatasaraylı oyuncu yerde yatmış. Trabzonlular topu kurtarmaya çalışıyor, Galatasaraylı yatmaya çalışıyor. Bir düdük çaldı Fırat, oyunu hakem atışıyla başlattı. Bence eksik yaptı. Bari hakem atışı yapacağına yatan Galatasaraylı futbolcuyu tıpkı bir güreşçi gibi yerde başlatsaydın Fırat. Trabzon'un golüne bazıları ofsayt demeye kalktılar ama bence golü atan N'Doye son vuruşta topun gerisinde. Yani ofsayt değil. Çekimlerdeki kameralar düzgün yerlere konulmuyor.
Lütfü Özel - Vatan
Farklı olan G.Saray’ın baskısıydı ama buna direnme konusunda Trabzon aynı radikallikte bunalmadı. Riekerink’in Josue, Sinan ve Jong değişiklikleri ve oluşan yorgunluk son on dakika itibariyle bunaltıcı hale döndü. Onur’un kurtardığı pozisyonlar ve cansiperane karşı koyma mücadelesi sonuç verince 3 puan da cebe girdi. Son dakika direği ise şans ve şanssızlıktı şüphesiz!
Bahri Havadır - Vatan
Futbol asla hata kabul etmez. G.Saray’ın yediği golü 100 kere izleyin. Carole’ün şımarıkça topu kaybetmesi ve takip etmemesi ardından halı sahada atılan goller gibi yenilen bir gol. Savunma ciddi hata yaptı. Herkes seyretti. Bugüne kadar maçları kurtaran, haksız rekabet ortamı yaratan Muslera’nın da yapacak bir şeyi yoktu. Oysa Dursun Özbek, genel kuruldan büyük bir zafer ve moralle Arena’ya gelmişti. Bu durumun futbolcular üzerinde pozitif etki yapması bekleniyordu. Ama tam aksi oldu.
Engin Verel - Akşam
Kontratakla gol arayıp, golü de bulan, sonrasında Onur’un birkaç kurtarışına, son dakikalarda direk de eklenince sahada tek kale oynayan Galatasaray, bal yapmayan arı misali sonuca gidemedi, çok önemli 3 puanı rakibine kaptırdı. Maç öncesi 'Bitmiş, tükenmiş takım' gibi sunulan ve rencide edilen Trabzonspor, Onur'lu bir galibiyetle, 'Hafife alınacak takım değilim' mesajı verdi.