İSTANBUL (İHA) - Uluslararası Yatırım Bankası Morgan Stanley, Türkiye'de cari açığın TL'nin değer kaybetmesiyle düzelmeyeceğini bildirdi. Kuruluş, doğrudan yatırımların kısa vadeli fonların yerini almadığı sürece cari açığın düzeleceğine inanmıyor.
Morgan Stanley'in raporuna göre, verimlilik artışı ve hızla artan sermaye birikimi, serbest kur rejimi ile beraber, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde mali sorumluluklarını yerine getirme kapasitesini artırdı.
Morgan Stanley, cari işlemler açığının 2004 yılında milli gelirin yüzde 4.5'ine çıkacağı tahmininde bulundu. Ancak kuruluş, sadece rakama bakarak açığın sürdürülebilir olup olmadığının söylenemeyeceğini belirtti.
Dış finansmanın hala büyük oranda kısa vadeli fon girişine dayandığını hatırlatan Morgan Stanley, doğrudan yatırımların ana finansman kaynağı olmadığı sürece, Türkiye'nin daha yüksek cari açıklar verebileceğini söyledi.
Kuruluşa göre, doğrudan yatırım gelmesi için de, politik ve ekonomik istikrar geçmişi ve yatırımları teşvik eden vergi düzenlemeleri gibi mikroekonomik önlemler gerekiyor.
Cari açıkla TL'nin değeri arasındaki ilişkiyi de yorumlayan Morgan Stanley, Türkiye'nin rekabet gücünü 'devalüasyon'larla artıramayacağını savundu. Buna göre, ekonomi hız kesmedikçe, TL'nin değer kaybetmesi cari işlemler açığını düzeltmeyecek. Morgan Stanley, bu yorumunu iki nedene dayandırdı. Bunlardan ilki, devalüasyonun genellikle ekonomik daralma ve enflasyona nedene olması, ikincisi de devalüasyonun işgücü ve yurtiçi girdi maliyetlerini dolar bazında düşürse bile, ithal girdilerin maliyetlerini artıracağı için rekabetçi bir fiyat avantajı sağlamayabileceği yönünde oldu.
Ekonomideki büyümeye rağmen istihdamın ve reel gelirin artmadığına dikkat çeken Morgan Stanley, son ekonomik rakamlar ve öncü göstergelerin tüketici malları ithalatının yakında gerilemeye başlayacağını gösterdiğinin de altını çizdi. Morgan Stanley, geleneksel reel kur endeksinin de yanıltıcı olduğunu açıkladı.
Morgan Stanley'e göre, lira dolara karşı yüzde 26.3, euro'ya karşı yüzde 8.5 değerli. Ancak bu yanıltıcı, çünkü sermaye/işgücü oranının artması, ticareti yapılan sektörlerde verimliliği ticareti yapılamayan sektörlere göre daha çok artırdı. Bu da hızlı büyüyen bir ekonomide reel kur endeksinin yükselmesine neden oluyor. Kuruluş, reel kur endekslerinin zirveye çıktığı bir dönemde ihracatın artmasının nedeni, birim işgücü maliyetlerinin yüzde 41.9 düşmesi olarak gösterildi.