Kazakistan'ın başkenti Astana'da gerçekleştirilen Suriye konulu toplantıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ortak açıklama yaptı. Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Halep senaryosunun tekrar yaşanmaması için elimizden geleni yapmak konusunda kararlıyız. Teröristleri yok etmek için sivilleri öldürmek doğru bir strateji değildir. Doğu Guta'da insani bir dram vardır. Rusya'nın çabalarını takdirle karşılıyoruz ancak yetersiz. İnsani yardımların engelsiz şekilde ulaşması lazım. Dün tutuklu ve kaçırılmış kişilerin salıverilmesi konusunda ilk toplantıyı burada gerçekleştirdik. Çalışma grubunu iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Suriye halkına yardımcı olmaya devam edeceğiz."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus ve İranlı mevkidaşlarıyla Suriye konulu dışişleri bakanları toplantısında Astana'da bir araya geldi.
"SİVİL HALKIN BOMBALANMASI KABUL EDİLEMEZ"
Doğu Guta'daki durum insani felaket düzeyindedir. Terör unsurlarını sivillerden ayırmak gerektiğinin altını çizdik. Terör örgütleriyle ılımlı muhalefet yada sivil halkın bir arada olmaması gerekiyor. Doğu Guta'da ateşkes rejimiyle uyumlu şekilde çatışmaların sona erdirilmesi acil bir ihtiyaçtır. Sivil halkın bombalanmasının kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz.
"TERÖRİSTLERİN İDLİB'E GİTMESİNE KARŞIYIZ"
Sadece Doğu Guta'da değil, tüm kuşatılmış bölgelerde… Ve Fırat'ın doğusu dahil, siviller konusunda hassasiyetimiz var. Afrin'de de var. Bugüne kadar sivillerin öldürülmemesi de bizim hassas yaklaşımımızdan kaynakların. Doğu Guta'da ise, İdlib'de de oldu… Teröristlerin İdlib'e gitmesine de karşıyız. Tehdit oluşturuyorlar. Terörle mücadele etme bahanesiyle sivillerin öldürülmesine karşıyız. Teröristleri etkisiz hale getirme konusunda özellikle sivillerin ağırlıklı yaşadıkları yerde değişik stratejilerimizin olması lazım. Doğrudan teröristleri hedef almamız lazım.
ÇAVUŞOĞLU'NDAN GAZETECİYE: FETÖ'CÜ GİBİ GÖRDÜM SİZİ
Çavuşoğlu, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı ve İsviçre'de FETÖ ile iltisaklı olduğu iddia edilen bir iş adamının kaçırılması girişimiyle ilgili soru soran bir gazeteciye tepki gösterdi.
Gazeteci, Çavuşoğlu'na şu soruyu yöneltti:
"Üçlü görüşmede Afrin operasyonu gündeme getirildi mi? Bu operasyon Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı değil mi? İsviçre basınında çıkan haberlere göre 2 Türk diplomatın Nazi Almanyasındaki yöntemlerle birisini kaçırmaya çalıştığı iddia ediliyor. Türk Dışişleri Bakanlığı olarak bu konudaki resmi açıklamanız nedir? Ve İsviçre bu diplomatların dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ediyormuş. Bu konuda görüşünüzü öğrenmek isterim."
"Kendinizi bir daha tanıtır mısınız? Nerede çalışırsınız?" sorusu soran Çavuşoğlu, "Yerel gazeteciyim" cevabını aldı. Türk Dışişleri Bakanı daha sonra şunları söyledi:
"Kim olduğunuzu bilmiyorum, yerel gazeteci olarak da bilmiyorum. Sorduğunuz soruyla biraz FETÖ'cü gibi gördüm sizi. FETÖ ağzıyla sorulan sorulara zaten cevap vermem. Afrin konusunda açıklamalarımızı yaptık."
Çavuşoğlu, gazetecinin İsviçre'deki olayı tekrar sorup 'diplomasi skandalı' olarak nitelemesinin ardından "FETÖ'cü ağzıyla sorulan sorulara cevap vermiyorum" dedi.
ÜÇ BAKANIN ORTAK BİLDİRİSİ
Üç bakanın hazırladığı ortak yazılı bildiride, Suriye'deki krizin çözümüne ve etnik ve mezhepsel farklılıkların azaltılmasına olumlu etki yapacak görüşmelerin devam etmesine karar verildiği ifade edildi.
Geçen yıl içerisinde özellikle DEAŞ varlığının bitirilmesindeki uluslararası terörle mücadelede gösterilen ortak çabaların vurgulandığı bildiride, sahadaki şiddetin azaltılması için koordine çabaların sürmesi gerektiği belirtildi.
Bildiride, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne güçlü bağlılığa dikkat çekilerek, hiçbir aktörün ilgili BM kararları, Suriye'nin farklı kesimlerinin temsilcilerinin Soçi'deki Ulusal Diyalog Kongresi'nde ifade ettiği prensiplerin dışında hareket etmemesi gerektiğinin altı çizildi.
Ortak bildiride, Soçi'deki kongrenin BM gözetimindeki siyasi sürece ivme kazandırdığı, özellikle anayasa komitesi kurulması ve Cenevre'de çalışmalara başlaması gerektiğine değinildi.
Üç bakanın ortak yazılı bildirisinde, Astana'daki 8 toplantıda kaydedilen ilerlemeden memnuniyet duyulduğunun belirtilerek, taraflar arasında güven oluşturulması, insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi çözüm bulma çabalarına ivme kazandırılması gerektiği de vurgulandı.
Ortak bildiride, gerginliği azaltma bölgelerine saygı duyulması gerektiğine işaret edilerek, bu bölgelerin ülkenin bütünlüğüne zarar vermeyeceğine de dikkat çekildi.
Üç bakanın bildirisinde, DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide ile ilişkili tüm diğer terör gruplarıyla mücadelenin süreceğine değinildi.
Halen devam eden çatışmalardan etkilenen bölgelere insani erişimin hızlı, güvenli ve kesintisiz şekilde ulaştırılması ihtiyacının da ifade edildiği bildiride, ateşkesin garantörü olarak üç ülkenin gözlem görevlerini de hızlandıracakları değerlendirmesi yer aldı.
Bildiride, BM'nin Doğu Guta, Yermük, Fua ve Kefreya, İdlib, kuzey Hama, Rukban ve Rakka ile ilgili olarak aldığı 2401 sayılı kararın memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
Üç ülkenin ortak bildirisinde, insani mayın temizliği, sosyal ve ekonomik tesisler gibi temel altyapı değerlerinin ve tarihi mirasın korunmasının önemine de atıf yapılarak, alıkonulanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin aranması konularında ortak çalışma grubunun dün ilk toplantısını yapmasından memnuniyet duyulduğu ve toplantılarına devam edeceği belirtildi.
Bildiride, Astana'da gelecek toplantının mayıs ayı ortasında yapılmasına karar verildiği açıklandı.
İKİNCİ LİDERLER ZİRVESİ ANKARA'DA YAPILACAK
Astana’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı Suriye görüşmelerinde, ikinci liderler zirvesinin 4 Nisan’da Ankara’da yapılmasına karar verildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi Ankara’da ağırlayacak.