Anadolu Ajansı'na bilgi veren Dışişleri yetkilileri, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid arasında bir telefon görüşmesinin gerçekleştiğini açıkladı.
İsrail basını da telefon görüşmesine büyük bir yer ayırdı.
The Times of Israel, bilindiği kadarıyla 13 yıl sonra ilk defa iki ülkenin dışişleri bakanının telefonda görüştüğünü aktardı.
Haaretz gazetesi de Lapid'in yıllar sonra ilk defa Çavuşoğlu'ndan bir telefon aldığını aktardı.
Gazete bu görüşmenin iki ülke arasında eriyen buzlara dair bir başka işaret olduğunu aktardı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ofisinin gazeteye aktardığı bilgiye göre Çavuşoğlu, koronavirüse yakalanan Lapid'in sağlığının nasıl olduğunu sordu.
Lapid, 10 günden fazla bir süre önce koronavirüse yakalanmış, karantinası bu haftanın başında sona ermişti.
Kayda geçtiği kadarıyla iki ülkenin dışişleri bakanları arasında en son telefon görüşmesi 2008 yılında gerçekleşmişti.
Bu haftanın başında ise Erdoğan, "İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'la yapmakta olduğumuz görüşmeler var. Belki Sayın Herzog'un Türkiye'ye ziyareti olabilir" demişti.
İki lider, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog geçen yıl göreve geldiğinden beri üç defa telefonda konuştu.
Erdoğan aynı zamanda, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de İsrail ve Güney Kıbrıs ile birlikte yürüttüğü boru hattı projesi EastMed konusunda "Türkiye'siz bu iş olmaz" diyerek İsrail yönetimiyle görüşmeler yapıldığını açıklamıştı.
Erdoğan'a Arnavutluk gezisi sonrasında bir gazeteci, "ABD'nin, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de İsrail ve Güney Kıbrıs ile birlikte yürüttüğü boru hattı projesinden desteğini çekmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yöneltmişti.
Türkiye'nin EastMed projesine dahil edilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, İsrail yönetimiyle bu konuyu görüştüklerini yanıtını verdi.
Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini Aralık ayında kabul ettiğinde ise şu sözleri sarf etmişti:
"Kudüs başta olmak üzere Filistin meselesinde atılacak adımlar, sadece Filistinlilerin değil İsrail'in de güvenlik ve istikrarına katkı yapacaktır. Gerek İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog gerekse Başbakan Sayın Benet ile yeniden canlanan diyaloğumuzu bu bakımdan önemsiyorum.
"Filistin konusundaki görüş ayrılıklarımıza rağmen İsrail'le ekonomi, ticaret ve Turizm alanındaki ilişkilerimiz, kendi mecrasında ilerlemektedir. İsrail'in barış çabaları bağlamında samimi ve yapıcı bir tutum sergilemesi, hiç kuşkusuz normalleşme sürecine katkıda bulunacaktır."
2010'da yaşanan Mavi Marmara olayından sonra iki ülke büyükelçilerini karşılıklı çekmişti.
2016'da ilişkileri normalleştirecek adımlar atılmış ve karşılıklı büyükelçiler atanmıştı.
Ancak 2018'de Türkiye, İsrail'in ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto eden Filistinlilere karşı ateş açarak 60 kişinin ölümüne yol açması nedeniyle büyükelçisini istişareler için geri çağırmış ve İsrail'den benzer bir adım atmasını istemişti.
Büyükelçiler bir daha Tel Aviv ve Ankara'ya geri dönmediği için o tarihten bu yana iki ülkedeki en üst düzey yetkili 'de facto' olarak maslahatgüzarlar oldu.