HABER

Çavuşoğlu: KDP temsilcisine 'Türkiye'ye gelme' dedik

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 24'te Melik Yiğitel'in gündeme ilişkin sorularını cevaplıadı. Bakan Çavuşoğlu, 'Bundan sonra muhatabımız Bağdat, KDP'nin temsilcisine 'Türkiye'ye gelmeyin' dedik' dedi.

Bakan Çavuşoğlu, 'Bundan sonra muhatabımız Bağdat, KDP'nin temsilcisine 'Türkiye'ye gelmeyin' dedik' dedi.

Çavuşoğlu, IKBY'nin sözde referandurumuyla ilgili "Bundan sonra muhatabamız Bağdat'tır" açıklamasında bulundu. Bakan Çavuşoğlu ayrıca KDP temsilcisine 'Türkiye'ye gelme' dediklerini de belirtti.

Çavuşoğlu'nun konuşmasının satır başları:

Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

"Barzani'nin asıl derdi kendi başkanlığını yürütmek. Şu anda belli olmayan bir süreç uzun zamandır bölgesel yönetimin başkanlığını yürütüyor ve seçim olsa başkanlığını kaybedeceğini biliyor.

Irak'tan gelecek talepleri değerlendirir ve her türlü desteği veririz. Ortak operasyonda dahil olmak üzere her şey masada. Bölgede 2 ülkeye komşu sınırı var İran ve Türkiye. Bu bölgenin geleceğini riske atan konularda bölgedeki ülkelerle işbirliği yapmamız normaldir. Biz Irak'ın yanlış politikalarına katılmadığımızı her zaman söylüyoruz arkalarından konuşmuyoruz ve 4 Ekim'de de Tahran'a gidiyoruz Sayın Cumhurbaşkanımız ile. Hepimizi ilgilendiren bir tehdit ortaya çıktığında işbirliği yapabiliriz bu doğaldır kimse de buna bir şey diyemez.

'ASKERİ MÜDAHALE İÇİN O ÜLKENİN DAVETİ ŞART'

İhtiyaç duyulduğunda bu tür ortak tatbikatlar önemlidir. Biz ihtiyaç duyduğumuz zaman burada Irak'ın egemenliği önemli. Irak devletinin hükümetinin bizi davet etmesi de önemli. Angajman kurallarımızı uyguladığımız durumlar var. Bize Irak'tan bir tehdit bir saldırı geldiği zaman PKK'nın bulunduğu yerlere biz çok operasyonlar yaptık. Bu uluslararası hukuktan doğan hakkımız. Ama bir ülkenin içerisine askeri olarak girebilmemiz için o ülkeden davet gelmesi gerekiyor. Burada da bizim muhatabımız Bağdat'tır.

'BÖLGE ÜLKELERİ İLE KOORDİNE İÇERİSİNDEYİZ'

Bizim bazı ülkelerde barış gücümüz var. Örneğin Lübnan'daki barış gücümüz konvansiyonel değil. Ama diğer yerlerdeki askerlerimizin hepsi her an her türlü mücadeleye hazırdır ve bu kapasiteye donanıma sahiptir. Yeter ki bir sinyal gelsin. Gerekirse de her türlü takviye yapılır. Türkmenlere saldırı olursa gereğini yaparız.

Daha dün bir bugün iki. Kimse şu hisse kapılmasın Türkiye gelişi güzel paldır küldür hareket etmez ama iki günde hiçbir şey yapılmadı diye de düşünülmesin. Aşama aşama koordineli gideceğiz. Attığımız adımların bbir kaçını söyledim. Onun dışında tüm adımlar masada konuşuyoruz. Başbakanlıkta bir koordinasyon kurulu kuruldu. Tüm bunları koordineli bir şekilde götürüyoruz aynı zamanda siyasi konularda tüm dünya ile koordine ediyor ve bölge ülkeleri ile de yakın bir koordine içerisindeyiz.

HABUR'UN KAPATILMASI

Habur'u kapatmak değil bundan sonra Habur'da da muhatabımız Bağdat olacaktır. Irak ile Türkiye arasında bir sınır kapısıdır ve buradaki muhatabımız bölgesel yönetim değil Bağdat yönetimi Irak hükümeti olacaktır.

'KÜRT KARDEŞLERİMİZE HEP SAHİP ÇIKTIK'

Bizim kürt kardeşlerimizle niye problemimiz olsun? Bizim YPG ile PKK ile problemimiz var. PKK'nın hedeflerinden bir tanesi de Barzani yönetimidir. Bu gelişmeden sonra bunlar zayıflarsa ilk saldıran da PKK olacaktır. PKK'nın asıl amacı bölgede alanını genişletmektir. Bizde bir tabir var çullanmak diye. Hepsine daha önce kaç defa izah ettik. Sizlere ilk saldıran PKK olacaktır diye. Bizim doğudaki güneydoğudaki kürt kardeşlerimize kim sahip çıktı? Cumhurbaşkanımız kadar kimse onlara sahip çıkmamıştır.

Biz tek millet derken herkesi sayıyoruz içinde. Arabı, Kürdü, Çerkezi, Boşnağı, Hırvatı hepsi var. Bu ülke zengin bir ülke her yönüyle insanıyla kültürüyle. Şu anda Kuzey Irak'taki durumda da biz hep kardeşlerimize kürt kardeşlerimize zor durumda hep biz yardım ettik. Bizim Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklememiz bir insan olarak yükümlülüğümüz. İkincisi sınır anlaşmamız var. Üçüncüsü bize yönelik tehditler var. Ben buna duyarsız kalamam. Bugün buna yarın öbürüne duyarsız kal olmaz."

'SURİYE, PUTİN'İN ZİYARETİNDE KONUŞULACAK KONULARIN BAŞINDA'

Burada Suriye her zaman temel bir başlıktır. Çünkü geçen yıl Halep'ten bu yana Astana süreci ile Rusya'yla beraber Suriye'de önemli bir mesafe kat edildi. Teröristle mücadele ediyorum diye sivillerin olduğu yerleri vurmak olmaz. Bunun da garantörü Rusya'dır ve burada büyük başarılar mesafeler kat ettik. Suriye masada birinci sırada olacak. Bu referandum zamanlaması bakımından Putin'in ziyaretinde de konuşulacak konuların başında.

'SİYASİ ÇÖZÜM ADIMI ATILMAZSA, RİSK ARTAR'

Astana sürecinden bir rahatsızlığı var. Biz de diyoruz ki Astana önemli bir platform oldu. Siyasi çözümün platformu Cenevre'dir. İdlib bölgesinde yine ABD ve Rusya'nın bir mutabakatı var. Bizim de tavsiyemiz şudur. Gelişi güzel bombalamayın, sivil halkı etkileyecek göç dalgasına sebebiyet verecek bombalamalar yapmayın bir Halep daha olmasın yapılacaksa birlikte ve nokta atışı yapalım terör noktalarını bombalayalım dedik.

En Çok Aranan Haberler