ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, yaptıkları yeni yatırımlar ve teknolojik gelişmelerle çay fabrikalarını daha çevreci hale getirirken, yılda en az 15 milyon lira tasarruf sağlayacaklarını söyledi.
Sütlüoğlu, Çay Enstitüsü Ziraat Çay Bahçesinde düzenlediği basın toplantısında, yaş çay ve kuru çayda kalitenin artırılması için sonuna kadar mücadele ettiklerini belirterek, "Çayda kalitesizliğin çayın sonunu getireceğini biliyoruz. Çayda kaliteyi yakalayamazsak bu sektörün önünü tıkamış oluruz. Uçurumdan aşağı düşer, farkında olmayız. 'Bu iş şimdiye kadar bitmedi bitmez' diye düşünmeyelim. Hemen yanı başımızda Gürcistan'da bizdeki kadar çay üretimi vardı, 1990'lı yıllarda fabrikalar çalışıyordu. Bugün ne çay tarlaları ne fabrikaları var. Bu kötü akıbetle karşılaşmadan çayı gelecek kuşaklara taşıyalım" dedi.
ÇAYKUR'un sezon başında 4 ay gibi kısa bir sürede fabrikalarda yenilemeye gittiğini ifade eden Sütlüoğlu, "300 ton ilave kapasite artırımı gerçekleştirdik. 400 tonluk yeni ilave kapasite artırımı için izin aldık. Budama kararnamesini uzatarak vatandaşın isteği doğrultusunda yedi yıldan on yıla çıkardık. Budama tazminatını yüzde 50 artırdık. Ruhsatsız çaylıklar bölge için çok ciddi problemdi. Çay bahçelerinin ruhsatlandırılması için kararnameyi çıkardık. Yılların birikmiş problemlerini çözüyoruz. Bunu yaparken ufak sorunlarla kimse ÇAYKUR'u linç etmeye çalışmasın" diye konuştu.
ÇAYKUR'un fabrikalarını çevreci hale getirdiklerini ve çok ciddi ekonomik külfeti ortadan kaldırdıklarını vurgulayan Sütlüoğlu, şunları söyledi:
"En çok çevreyi kirleten, fuel-oil kullanılan 22 fabrikamızın 11 tanesini doğal gaza çevirdik. Bunu Türkiye'nin bütün kapasitesini kullanarak yaptık. Daha fazlasını yapamadık. Biz bu yatırımları kendi imkanlarımızla yaptık. Paramız da olsa istediğimiz gibi bu parayı kullanamıyoruz. Bu parayı ancak izin alarak kullanabiliyoruz. Şartları zorlayarak bu yatırımları gerçekleştirdik. Fabrikalarda hijyenik çalışmalar yaptık, çay bantlarını değiştirdik. Fabrikalarımıza yeni elekler koyduk. Yeni eleklerle birlikte lif diye yakmaya gönderdiğimiz çaylarımızı ayıklayacağız. Bu işlemin en az bir puan randımanımızı artıracağını düşünüyoruz. Bu da yüz kilogram yaş çayda 19-20 kilogram kuru çay işlemek demek.
Yaş çayın boşaltılması için robotik makineler kullanmaya başladık. Artık insanlar arabaların üzerine çıkarak çapalarla çay boşaltmayacak. Yaptığımız yeni yatırımlar ve teknolojik gelişmelerle fabrikalarımızı daha çevreci hale getirirken, yılda en az 15 milyon lira tasarruf sağlayacağız. 2012 yılında yaptığımız yeni yatırımların toplam değeri 25-27 milyon lira seviyesinde. 17 milyon lira resmi yatırım bütçemiz vardı. Ancak biz bunun üzerine çıkan bir yatırım gerçekleştirdik. Yeni yatırımlar yapmaya da devam ediyoruz."
-"Çayda düzenlemeye ihtiyaç var"-
Özel sektörün, ÇAYKUR'un açıkladığı 1.22 liralık yaş çay kilogram fiyatının çok altında çay aldığını öne süren Sütlüoğlu, şöyle devam etti:
"ÇAYKUR'un açıkladığı fiyat özel sektörü bağlamıyor. Özel sektör bunun altında veya üstünde çay alabilir. Ancak sürekli çok düşük fiyata çay alınıyor. Özel sektör 65-75 kuruşa çay alıyor. İşçiler asgari ücretle çalışıyor. Bazılarının kaçak işçi çalıştırdığını dahi duyuyoruz. Maliyetleri ÇAYKUR'un çok altında. Ucuza çay alarak, çay satarak kendilerini kurtardıklarını düşünüyorlar ancak birbirlerinin ayağına basıyor. Sektörü aşağı çekiyorlar. Vatandaşın mağduriyetini önleyecek, özel sektörü bağlayıcı bir düzenleme yapılması gerekiyor."
Geçmişte çay kanunu taslağı hazırlanarak bir emek verildiğini dile getiren Sütlüoğlu, şunları kaydetti:
"Taslağı yok saymak yanlış olur ancak her düzenlemeyi de tasvip etmiyorum. Taslakta bazı değişiklikler yapılması gerekiyor. Dünyada çay üreten hemen her ülkede borsa var. Türkiye'de de çay borsası kurulması gerekiyor. Ancak 'ÇAYKUR çayını borsaya verecek, oradan çay alacak. Vatandaş sanayici ile anlaşacak, ondan başkasına çay veremeyecek' düzenlemeleri doğru değil. Diğer ülkelerde de uygulama böyle değil. Borsa mecburi bir kurum değil. İsteyen yine çayını borsaya dökme veya paketli verebilmeli. Borsa üzerinden işlem görebilmeli ancak bu isteğe bağlı olmalı."
Kanun taslağında yabancı çayla Türk çayının karıştırılması maddesini çok doğru bulmadığını da söyleyen Sütlüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim çayın en büyük özelliği doğal oluşu, içerisinde haşere zehiri olmayışıdır. Türk çayında haşere yok. Yabancı çay alıp, Türk çayı ile karıştırırsanız çayınızın özelliğini yok edersiniz. Temiz bir suyun içerisine birkaç damla da olsa kirli bir şey attığınızda temizlik kalmıyor. Türk çayı ile yabancı çayın karıştırılması da aynı. 'Yabancı çay alıp Türk çayı ile karıştırıp Güneydoğu'nun damak tadına uygun çay yapalım' diyorlar. Bu doğru değil. Halk zehirleniyor. Bir sürü sıkıntı oluyor. Bile bile neden bunu halkımıza satalım. Her şey para değil ki."
-"Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği değişmeli"-
Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğinin değişmesi gerektiğini savunan Sütlüoğlu, şunları belirtti:
"Türk Gıda Kodeksinde pestisiti sıfırlayalım diyorum. Ona çalışıyorum. Sıfır pestisit çok önemli. Yabancı çaylardaki pestisit oranının Avrupa standartlarına uygun olduğu söyleniyor. Ben de bu kanaatte olmadığını söylüyorum. Halkımızın sağlığını korumak benim görevim. Benim sağlıklı bir çayım var. Avrupa Birliği ülkeleri belirli oranda pestisiti kabul etmek zorunda halkına çay içirtecekse alternatifi yok. Almanya'nın en büyük çay firması Kenya'dan çay almıyor, pestisit oranı yüksek olduğu için. Tüketiciler bunu takip ediyor. Belirlenen standart da artık Avrupalı vatandaş tarafından kabul edilmiyor. Biz de halkımızın sağlığını korumak için Türk Gıda Kodeksinde pestisit oranını sıfırlamamız lazım. Bakanlıkta ben bunun savaşını veriyorum aslında."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz