LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, "Obama'nın Guantanamo adımı", "Filistinlilerin yeni Başkan'dan beklentileri", "Çeber davası ve Avrupa ülkelerindeki protesto gösterileri yeni bir başkaldırı hareketinin mi habercisi?" başlıkları öne çıkıyor.
BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/"te yer alan basın özetlerine göre, Guardian, Salı günü yemin ederek göreve başlayan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın, Oval Ofis'teki ilk gününde fırtına estirdiğini yazıyor.
Gazete, selefi Bush'un politikalarından farklı bir çizgide ilerleyeceğini gösteren Obama'nın Guantanamo Körfezi'ndeki gözetim kampının bu yıl sonuna kadar kapatılması için düğmeye bastığını ve İran'la yeni bir ilişki başlatma işaretleri verdiğini aktarıyor. Guardian, insan hakları gruplarının Guantanamo'yla ilgili girişimi "Dev bir adım" diye nitelediğini ancak terörist oldukları gerekçesiyle yıllardır buraya hapsedilen yabancı tutsakların akıbetinin Obama yönetimi için ciddi bir sorun olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar gözetim kampından 500 kadar tutsak evlerine gönderildi ya da başka ülkeler tarafından kabul edildi. Kalan 245 tutsaktan çok azına suç isnat edildi. Bu kişiler evlerine gönderilebilecek. Fakat, Cezayir, Çin, Rusya, Suriye, Tacikistan ve Özbekistanlı 50 kadar tutsak, işkence görme olasılığı nedeniyle ülkelerine gönderilemeyecek. Fransa, Portekiz, İrlanda ve İsveç, evlerine gidemeyecek bu kişilere kucak açmaları gerektiğini kabul etti. Almanya da bu yönde bir kararı değerlendiriyor.
Amerikan yönetimi için en önemli sorunlardan biri, El Kaide'nin çekirdek kadrosunda yer aldıkları öne sürülen zanlılar hakkında toplanan delillerin sivil mahkemelerde kabul edilemeyecek olması. Bunun nedeni, delillerin baskı altında toplanması" ifadelerini kullanıyor.
"Obama'nın barış atağı" diyen Times ise, Amerikan Başkanı'nın ayağının tozuyla Orta Doğu liderlerini aradığını belirtiyor.
Financial Times da başyazısında Obama'nın çabalarının Orta Doğu'da barışı için son şans olabileceğini belirterek, "Bu döngüyü kırmanın tek yolu İsrail'in 1967'de işgal ettiği toprakların tamamına yakınında bir Filistin devleti kurulmasıdır. Bunun gerçekleşebilmesi için Filistinlilerin bu hedefe odaklanmış birleşik bir liderliğe ihtiyacı var. İsrailliler, barışı yerleşimlerden daha fazla arzulamalı. Başkan Obama da Filistinlilerle İsraillilerin güvenlik içinde yan yana yaşayacakları iki devletli çözümü öngören bir anlaşma taslağıyla ortaya çıkmalı" şeklinde yazıyor.
Financial Times, bazı İsraillilerin Obama'nın kendilerini Bush kadar desteklemeyeceklerinden endişe ettiğini belirtirken, bir hükümet yetkilisinin İsrail halkına "Obama'dan korkmayın" mesajını verdiğini aktarıyor. Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa Ebu Marzuk ise Guardian'daki yazısında "Obama için sessizliğin hatalarını düzeltme vakti" diyerek, "İsrail Gazze savaşından önce hedeflerini çoktan belirlemişti. Hamas'ı ortadan kaldırmak, Mahmud Abbas'ın Gazze'de otoritesini yeniden tesis etmekti.
Ama diğer iki hedef açıklanmadı. 2006'daki Lübnan harekatı sonrasında İsrail ordusunun kendi kamuoyu nezdinde sarsılan imajını düzeltmek ve yaklaşan seçimlerde koalisyon hükümetini güçlendirmek. İsrail, tüm bunlarda kaybetti. Başarabildiği tek şey, gelişmiş Amerikan silahlarıyla, yasaklanmış kimyasal silahlarla, kadınları, çocukları, sivilleri öldürmek, evlerimizi bakanlık binalarımızı yıkmak oldu. Filistin halkının Hamas'a sırt çevirmesini sağlayamadılar. Aksine Hamas'ın halk desteği daha da arttı. Birçok uluslararası örgüt, bu saldırıları savaş suçu olarak niteledi. Ama hiçbir batılı liderden böyle bir şey duymadık. Sürekli insan haklarından bahseden Avrupa, bu suçlar karşısındaki utanç verici sessizliğiyle bize ne mesaj gönderebilir ki?" ifadelerini kullanıyor. Musa Ebu Marzuk yazısını, "Başkan Obama'ya gelince, Gazze katliamı karşısındaki sessizliğiniz başkan seçilmenizle oluşan umut dalgasına büyük bir gölge düşürdü. Seçilmeden önce (Hamas'ın roket fırlattığı) Sderot'ta yaşayan İsrailli yerleşimcilerin yanında yer almanız durumu daha da kötüleştirdi. İsrail kasabası olarak bilinen Sderot, Mayıs 1948'de teröristlerce yağmalanan Filistin köyü Necm'in yıkıntıları üzerince kuruldu. Köyün sakinleri uykularından uyandırılıp sadece üstlerindeki giysileriyle evlerini terk etmeye zorlandı. Zulmedenle kurbanı karıştırmak iyi bir başlangıç değil. Ama yine de iyimserliğin canlanması için zaman var. Kudüs dahil, Filistin topraklarındaki işgalin sona erdirilmesi ve Filistinli mülteciler meselesine adil yaklaşmaya karar verirseniz, İslam dünyasıyla yeni bir ilişki başlatabilirsiniz" ifadeleriyle noktalıyor.
Aynı gazetenin yazarlarından Timothy Garton Ash ise "Obama'nın Amerika'yı yeniden şekillendirebilme olasılığı yüksek. Ama çok kutuplu küresel bir sistemde Amerika'nın liderliğini yeniden tesis etmesi zor olacak" diyerek, "Obama'nın konuşmasındaki kilit bölüm 'Bizi izleyen halklara ve hükümetlere, büyük başkentlerden babamın doğduğu küçük köye sesleniyorum: Amerika, barış ve haysiyetli bir gelecek arzulayan her ülkenin, her erkeğin, kadının ve çocuğun dostudur. Ve biz bir kez daha liderlik etmeye hazırız' cümleleriydi. Amerika liderliğe hazır olabilir ama ya da dünya yine Amerika'nın peşinden gitmeye hazır değilse. Ya son 8 yıl içinde Amerika'nın liderlik ahlakını çiğnediğini, eskisi gibi güçlü olmadığını ve Amerika'nın kendi Ulusal İstihbarat Konseyi'nin öngördüğü gibi çok kutuplu bir dünyaya gitmekte olduğumuza inanıyorsa ne olacak" ifadelerini kullanıyor.
Times gazetesi, İzlanda, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya'da son zamanlarda patlak veren sosyal huzursuzlukları değerlendirdiği bir haberinde sokağa taşan öfkeyi resesyonun körüklediğini, protestoların hızla yayıldığını belirterek "Bu belki de bir başlangıç. 2009 yeni bir 1968, yeni bir başkaldırı çağı olabilir" diyor.