HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Çeçenlerin bitmeyen mücadelesi

ADANA (İHA) - Çeçenlerin, Rusya'nın başkenti Moskova'da bir tiyatroyu basarak 700 kişiyi rehin almasının ardından dikkatlerin çevrildiği Çeçen-Rus mücadelesinin kökenleri 1783 yılına dayanıyor. 1783 yılında Çarlık Rusyası, Kafkasya'yı istila etmek istedi. İstila ile yetinmeyen Ruslar, bölgede katliama başladı. Bölge halkları, Çarlık Rusya'sının işgaline ve kendilerine uyguladığı soykırıma karşı savaş başlattı. Savaş, Kuzey Kafkasya'ya yayılırken, Rusların katliam yapmasına ve işgaline karşı en sert tepkiyi Çeçenler verdi.

Şeyh Mansur'un önderliğinde başlatılan vurkaç savaşlarında Ruslar, ağır kayıp vermelerine rağmen, Şeyh Mansur'u 1794'te yakalayıp Slisselarg Hapishanesi'ne attılar sonra da hapiste öldürdüler.

Rus-Çeçen mücadelesi, Şeyh Mansur'un ölümünden sonra da devam etti. 1816 yılına gelindiğinde Rus Çarı, General Yermalov'u Kafkasya'ya komutan olarak atadı. Yermalov, bölge halklarını Rus nüfuzuna alabilmek için büyük katliamlar yaptı.
Çeçenler, 1828 yılında Rus baskılarına dayanamayarak önce İmam Gazi Muhammed, daha sonra İmam Hamzat önderliğinde ayağa kalktılar ve topyekun mücadele başlattılar. Savaş büyüdü ve Kuzey Kafkasya'da başlayan çarpışmalar, büyük bir savaşa dönüştü ardından da bütün Kafkasya'ya yayıldı. İmam Hamzat, 1834 yılında bir çarpışmada hayatını kaybetti.

ŞEYH ŞAMİL 25 YIL SAVAŞTI İmam Hamzat'ın şehit edilmesinin ardından mücadelenin liderliğini, efsanesi yüzyıllarca sürecek olan Şeyh Şamil yürütmeye başladı.

1839'da Rusların baskıları iyice arttı. Bu arada, Taşo Hacı liderliğindeki mücahit kuvvetleri de İmam Şamil saflarına katıldı. Çeçenler ve Kafkasya halkları Şeyh Şamil'in önderliğinde Kafkasya'nın dağlık bölgelerinde, özellikle de Dağıstan'da Ruslar ile 25 yıl boyunca savaştı. Şeyh Şamil, Ruslara tarihlerinin en ağır kayıplarını verdirdi. Bu savaş, Kafkas halklarının tarih kayıtlarına Milli Azadlık Cihadı olarak Rus Tarihi'ne ise Kafkasya Savaşı olarak geçti. Bu savaştan bahseden Rus demokrat yazarı N. Çernişersky, "Rusya bu savaşa yılda 25 bin asker gönderdi" diye yazarken, General N. N. Rayevsk ise, "Bizim Kafkasya'daki hareketlerimiz Amerika'nın istilasındaki facialar gibiydi" diye yazmaktan kendini alamadı.

Ruslar, bölgeye çok büyük kuvvetlerle saldırırken Çeçen ve Kafkas halklarından oluşan birlikler ufak gruplar halindeydi. Savaşlar sonucunda Çeçenlerin son durağı Vedeno köyü Ruslar tarafından ablukaya alındı. İmam Şamil olarak da bilinen Şeyh Şamil esir düştü savaş 1864 yılına kadar devam etti.

RUS BASKISI HİÇ BİTMEDİ Ruslar, 1865 yılından başlayarak Çeçenistan'da sömürge rejimi uygulamaya başladı. Çeçen gençler askerlik yapmak için Rus Ordusu'na alındı. Birçoğu değişik birlik ve tümenlere dağıtılarak ülke dışına çıkmaları sağlandı. Rusların hedefi genç nesli mücadeleden uzak tutmaktı. Bölgedeki halkların Anadolu'ya göçleri de 1865 yılından itibaren başladı. 1877 yılında Çeçenler ve İnguşlar Ruslara karşı tekrar savaş başlattı. Sömürge olmak istemeyen bu 2 halk, Ruslar ile 2 yıl amansız bir savaşa tutuştu. Savaşın sonucunda Ruslar, Çeçenler ve İnguşları sürdü. Bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışan Ruslar, Çeçenlerin ve İnguşların topraklarına Rus Kazaklarını (Koçaklar) yerleştirdi. Rusların bu tutumu karşısında gerilla savaşı başlatan Çeçenler ve İnguşlar, 1917 yılına kadar Rus Kazakları ile savaştı.

1917 yılında Çeçenlerin büyük mücadelesi zaferle sonuçlandı ve Rus Kazaklar 1 yıl süren savaşta ağır bir yenilgi aldı. Çeçenler savaş sonrası 1918 yılında kendi topraklarını kurtardılar ve Şeyh Uzun Hacı önderliğinde Kuzey Kafkasya Emirliği altında İslam Devleti kurduklarını ilan ettiler.

ÇEÇEN DİN ADAMLARI VE AYDINLARI ÖLDÜRÜLÜYOR Çeçenlerin Rus Kazakları ile savaştıkları yıllarda Rusya'da Bolşevik Devrimi oldu ve iktidardaki Çar devrildi. Çar'ın yerine Lenin önderliğindeki Komünist Partisi iktidara geldi. Komünistlerin, Bolşeviklere karşı savaşan Kızılordusu 1920 yılında Kafkasya'yı işgal etti ve bölgede sıkıyönetim ilan edildi. Bölgedeki olağanüstü yönetimi Sovyet İstihbarat Servisi, önceki adıyla ÇEKA sonra da KGB idare ediyordu. Çarlık Rusyasının katliamlarını aratmayan yeni vahşetlerin de temeli bu dönemde atıldı. Yüzlerce aydın ve din adamı kurşunlandı, idam edildi, sudan bahanelerle sürgüne yollandı.

1922'de Komünist Yönetim, bölgeyi Çeçen Vilayeti olarak ilan etti. 1922-1925 yılları arasında Kafkasya Sıkıyönetim Komutanlığı 10 bin İnguş ve Çeçen aydını hapsetti. Komünist olmadıkları gerekçesiyle binlerce kişi, Ruslar tarafından kurşuna dizildi, bazen de Sibirya'ya ya da başka bölgelere çalışma kamplarına sürüldü.

1929 yılında Kafkasya Harbi Komutanlığı, bir çeşit kamulaştırma olan Çeçenistan'da kolhozlaştırma (halkın topraklarına el koyma) hareketi başlattı. Bu uygulamaya karşı çıkan Çeçenler, Şit İslambulov liderliğinde başkaldırdılar. Kızılordu, Şit İslambulov liderliğindeki mücahitlerle anlaşma yoluna gitmek zorunda kaldı. Bu anlaşmaya göre Sovyetler Birliği, Çeçen ve İnguşların haklarına saygı duyacakları garantisini verdi.

KGB DEVREYE GİRİYOR Sovyet Gizli Servisi (KGB), 1929 yılında Ruslar ve Çeçenler arasındaki anlaşmayı bozarak Şit İslambulov ve arkadaşlarını kurşuna dizdi. Şit İslambulov'un yerine kardeşi Hasan İslambulov geçti ve 1935 yılına kadar Kızılordu ile savaş devam etti.

Moskova Yönetimi, 1936 yılında savaşı durdurmak istedi ve Çeçenler ile İnguşlar'ın yaşadığı bölgeye, Çeçen İnguş Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyeti adını verdi. Aydınlar Sovyet ve Sosyalist ismine karşı çıkınca 1 yıl içerisinde tutuklanan 10 bin kişiden hiç birisi bir daha evine dönemedi. 1940 yılında İnguşları ve Çeçenleri tehcire (zorunlu göç) tabi tutan Ruslara karşı Hasan İslambulov liderliğinde başlayan ayaklanma herkesi birleştirdi. Şatoy şehrini ele geçiren Hasan İslambulov askerlerinin hareketi İnguşlar ve Çeçenlere güç verdi. Aynı tarihte Galanoj İnguş halkı Geçici İnkılap Hükümeti kurdu. Ruslar ne kadar saldırdılarsa da İslambulov taraftarlarını yok edemedi.

STALİN'İN ZULMÜ Lenin'in ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği'ni ve aynı zamanda Sovyetler Birliği Devlet Başkanlığı'nı devralan Gürcü kökenli Josef Stalin, 1944 yılında Kırım, Karaçay, Balkar ve Ahıska Türkleri ile birlikte Çeçenleri de Sibirya steplerine ve çalışma kamplarına sürgüne yolladı. Sürgüne yollanan Çeçenlerin çoğu açlık, salgın, hastalık ve soğuktan, bir kısmı ise Rus kurşunları ile öldü.

Stalin'in ardından Sovyet rejiminde yumuşama belirtileri baş gösterdi. İktidara gelen Nikita Kuruşçev, sürgündeki Çeçen ve İnguşlara, eski durumlarına kavuşmaları için bazı haklar tanıdı. Sürgündekiler, Çeçen Inguş Cumhuriyeti'ndeki yurtlarına dönmeye başladı.

1960-1970 yılları arasındaki mücadele daha çok siyasal anlamda ve Rusların ideolojik dayatmaları şeklinde geçti. Bu dönemde Kuzey Kafkasya'ya yine Rus kazakları yerleştirilerek nüfus yapısı değiştirilmek istendi. Bölge halkları her zaman olduğu gibi Ruslara sert tepki göstermelerine rağmen etkili silahlardan yoksun oldukları için fazla varlık gösteremedi.

CEVHER DUDAYEV MÜCADELE BAŞLATTI Sovyetler Birliği'nin Devlet Başkanı Brejnev'in yardımcısı Süslov, 1982 yılında başka halkların Sovyetler'e kendi istekleriyle katıldıklarını ileri sürerek asimilasyon politikasına devam etti.

1988 yılında bölge halklarında örgütlenme eğilimi ağır basmaya başladı ve aynı tarihte Çeçen-İnguş Halk Cephesi kuruldu. Hoca Ahmet Bisultanov lider seçildi. Cephe, ilk eylem olarak Gudermes'te yapılmakta olan kimya fabrikasına karşı protesto gösterileri düzenlemeye başladı.

Bu arada, siyasi teşkilatlar da kuruldu. Bu teşkilatlar, 1990 yılında siyasi parti hüviyetine 5 Eylül 1991 yılında Çeçenler ile İnguşlar ayrıldı. Ayrılığın sebebi Çeçen-İnguş Hükümeti'nin Mihail Gorbaçov'a yönelik darbeye destek vermesiydi. Çeçen-İnguş Hükümeti bağımsızlık yanlısı Çeçen Milli Konseyi'nden istifa etti. Rus Hava Kuvvetleri'nden kendi isteğiyle emekli olan General Cevher Dudayev, Çeçenistan'a döndü ve milli lider ilan edildi. Cevher Dudayev, Moskova yanlısı Çeçenistan Geçici Hükümeti'ni devirmek için kampanya başlattı. Resmi daireleri ele geçirmeye başlayan Cevher Dudayev, halkın yüzde 80'den fazlasının oyunu alarak Devlet Başkanlığı'na seçildi ve 1991 yılında tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etti.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, olağanüstü hal ilan ederek Çeçenistan'ın başkenti Grozni'ye askeri birlikler gönderdi. Bu askerlerin Grozni Havaalanı'nda Devlet Başkanı Dudayev'e bağlı askerler tarafından engellenmesi üzerine, Rusya Parlamentosu olağanüstü hali kaldırdı ve Rus askerleri 3 gün sonra Moskova'ya geri döndü. Moskova, Çeçenistan'ın suçlular için karargah olmaya başladığı şeklinde propaganda yapmaya başladı ve halkın Cevher Dudayev'i devirmesi için çağrı yaptı. Rusya'nın desteklediği bilinen muhalefet tarafından organize edilen Geçici Konsey, Cevher Dudayev'i devirme çalışmalarına başladı. 25 Kasım 1994 yılında isyancı bir grup, tank ve ağır silahlarla Grozni'ye saldırdı, fakat bir gün sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. 30 Kasım 1994'te Rus uçakları Grozni'yi bombaladı. Rusya Federasyonu Çeçenistan sınırına asker yığdı. Rusya'ya, uluslararası kamuoyuna, Çeçenistan'da teröristlerin bulunduğu propagandasını yaparken, 1995 yılına kadar bölgeyi zaman zaman havadan bombaladı. 1995 yılında Rus tankları Grozni'ye girdi. Çeçen savaşçılar başkenti terk ederek dağlık bölgelere çekildi. 1995 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Kongresi (AGİT) Çeçenistan Komisyonu Kurdu.

İLK REHİN ALMA EYLEMİ Ruslara karşı gerilla savaşı veren Çeçen savaşçılardan Şamil Baseyev liderliğindeki grup Çeçenistan'a 70 kilometre mesafedeki Stavropol şehrinin Budonnovski kasabasına baskın düzenleyerek bir hastanede yüzlerce Rus'u rehin aldı. Rus askerleri hastaneye baskın düzenledi. Operasyon başarılı olamadı. Ancak Basayev, 220 kadın, çocuk ve hastayı serbest bıraktı. Yeltsin, baskının kendisinin Moskova'dan ayrılmasından sonra gerçekleştirildiğini açıkladı. Başbakan Çernomirdin ise, rehinelerin serbest bırakılmasına karşılık Çeçenistan'da ateşkes yapılmasını teklif etti.

9 Haziran 1995'te barış görüşmelerinin yeni turu Grozni'de başladı. Mücahitler 764 rehineyi daha serbest bıraktı ve bir Rus tuzağına karşı bazı gazeteciler, parlamenterler ve çok sayıda Rus'un bulunduğu otobüsten oluşan konvoyla Budonnovski'den ayrıldı. 30 Temmuz 1995'te ise heyetler arasında askeri anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre; Ruslar, Çeçenistan'daki askerlerini çekecek, Çeçenler de savunma maksatlı olmayan silahlarını teslim edeceklerdi. Çeçen heyetine Çeçenistan Başsavcısı Osmatı İmayev başkanlık etti. Görüşmelerin yolunu açan Çeçen savaşçı Şamil Basayev silahlarını teslim etmeyeceğini açıkladı. 1996 yılında da benzer bir eylem gerçekleştiren Salman Rudayev önderliğindeki Çeçen gerillalar Kızılyar'a baskın verip yüzlerce Rus'u esir aldılar sonra da Rus kuşatmasını yarıp kaçmayı başardı.

MÜCADELE DEVAM EDİYOR 1996 yılından 2002 yılındaki 6 yıllık süreçte her 2 tarafta bir birlerine ağır kayıplar verdirdi. Her 2 taraftan da ölenlerin sayısı binlerle ifade edildi.

Rusların Çeçenistan'da kimyasal ve nükleer silah kullandığı ileri sürülürken, Çeçenler, gerilla mücadelesinde oldukça başarı kazandı.

Son yıllardaki mücadelelerde Cevher Dudayev, Şamil Baseyev ve Salman Rudayev gibi Çeçen savaşçıların isimleri efsaneleşti. Çeçen gerillalara Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelerin kamuoyu destek verirken, Çeçenler Rusya dışında gerçekleştirdikleri eylemlerin tamamını Türkiye üzerinden yaptı.

En Çok Aranan Haberler