Doğudaki Şicaiyye semti havadan ve karadan bombalandı. En az 100 kişi hayatını kaybetti. 400’den fazla yaralı var. Filistin lideri Mahmud Abbas 3 gün yas ilan etti. Hürriyet gazetesinden Fehim Taştekin Gazze'de olan biteni gözlemledi.
Filistinli Şair Mahmut Derviş “Benim yaralarım onlar için güzel bir sergi” demiş. Dün Şifa Hastanesi’ne acılı sirenlerle giren ambülansları görüntülerken Gazzeli Semy Davudi, “Dünya için biz rakamlardan ibaretiz. Biz ölürüz, onlar sadece ‘Kaç ölünüz var’ diye sorar. Bir de stüdyolardan ne yapmamız gerektiğine dair ahkâm keserler” diye çıkıştı. Dünyanın gözleri önünde ölen Gazze dün rakamlarını sayamayacak kadar bombardıman altında kaldı. İsrail saldırının 13’üncü günü özellikle Gazze’nin doğusundaki Şicaiyye’yi karadan ve havadan kesintisiz vurdu. Yoğun bombardıman nedeniyle cesetler sokaklarda kaldı. Filistinli kameraman Halid Hammad ile sağlık görevlisi Fuad Cebir ambülansa yapılan saldırıda öldü. sağlık bakanlığı Sözcüsü Eşraf el Kidra, Hürriyet’e “Şicaiyye’ye giremiyoruz, ne kadar insan öldü, ne kadar insan yaralandı bilmiyoruz” dedikten bir süre sonra İsrail, Kızılhaç’ın Şicaiyye’ye girmesi için dün saat 13.30-15.30 arası ateşkes ilan etti. Ancak tekrar ateş açıldı. Gazeteciler olarak geri dönmek zorunda kaldık. Ateşkesi fırsat bilen insanlar da evlerinden birkaç eşya ile çıkıp kaçmaya başladı. Önceki geceden itibaren Şicaiyye’de ölenlerin sayısı çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 100’ü, yaralı sayısı 400’ü geçti. İsrail ordusu önceki gece bölgede 13 askerinin öldürüldüğünü açıkladı. Gazze genelinde 13 günde ölü sayısı da 476’i, yaralı sayısı 3000’i aştı. İsrail tarafında ise 2’si sivil 18’i asker 20 kişi öldü.
‘Bir İsrail askerini esir aldık’
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, Gazze’deki çatışmalar sırasında İsrail askeri Şaul Aaron’u esir aldıklarını söyledi. İsrail ordusu ise iddiayı araştırdıklarını belirtti. Hamas en son 2006’daki savaş sırasında İsrail askeri Gilad Şalit’i esir almış, 2011’de de İsrail’de tutuklu bulunan 1027 Filistinli karşılığında serbest bırakmıştı.
Eski tüfeklere göre bu savaş farklı
Sokaklarında tek bir üniformalı asker ya da polisin görünmediği Gazze, İsrail’e karşı savaşını yeraltı tünellerinden veriyor. Birkaç eski tüfek militanın daha birkaç saat önce iki akrabasını kaybetmiş arkadaşlarını dinlerken bile olağanüstü bir şey yokmuş gibi davrandıkları sohbet ortamına girdim. Bu savaşın 2008 ya da 2012’dekilerden farkı ne diye sorduğumda söze Muhammed Süleyman başladı:
HAMAS GERİ ADIM ATMIYOR
Ağır bombardımana rağmen Filistinli örgütler Mısır’ın ateşkes önerisine direniyor. Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, Hürriyet’e “Şartlarımız kabul edilinceye kadar ateşkesi kabul etmeyeceğiz. Şartlarımızı Katar ve Türkiye’ye ilettik. Şartlarımızdan geri adım atmayacağız” dedi. Zuhri İsrail’in Gazze’yi işgal etme ihtimaliyle ilgili de “İki kez girmeye kalkıştı ama başaramadı” diye konuştu.
Bu savaş nicelik hem nitelik açısından farklı. İsrail düşmanca tavırlarını bu savaştan önce sürdürürken kendi iç problemlerinden kaynaklanan baskıyı dağıtmak için Gazze’ye yöneldi. Bu savaştan önce bir hafta boyunca Gazze’de belli hedefleri vurdular. İsrail’in ikinci amacı El Fetih ile Hamas arasındaki uzlaşı hükümetine izin vermemekti.
Filistin açısından ise 2008’de direnişçiler tecrübe edindi. Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi nasıl silah edineceklerini öğrendiler. Çok hızlıca vurup kamufle olabiliyorlar.
Önceden birkaç yerde olan roket rampalarını bütün Gazze’ye yaydılar. İsrail sınırlarına doğru tünellerle rampaları yaydılar.
Roketlerin Tel Aviv’e kadar gitmesi İsrail’i şaşırttı.
NETANYAHU: GEREKEN YAPILACAK
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Hamas’ın roket saldırılarını durdurmak ve sükûneti sağlamak için ne gerekiyorsa onun yapılacağını” söyledi. Şicaiyye katliamından sonra Amerikan CNN kanalına konuşan Netanyahu, “Askeri hedefleri vurmaya çalışıyoruz ne yazık ki yaşanmasından esef duyduğumuz sivil can kayıpları da var” dedi.
Süleyman’ın ardından Sultan Ebu Rami söze girdi:
Gazze’de Filistinli gruplar arasında öncekilere göre daha sağlam bir uzlaşı var.
İsrail, Filistin’in iç cephesini bu kez bölmeyi başaramadı. Halk da ne pahasına olursa olsun direnişin yanında.
Bir psikolojik denge yarattık. İsraillilerin yüzde 54’ü Gazze’ye girilmesine karşı.
Halk kendi kaderine sahip çıkmaya başladı. İlk kez “Arap Birliği nerede, dünya nerede” diye sormadık.
Bu savaşta öncekilere oranla çok daha fazla kadın, çocuk ve yaşlı kayıp verdik. Direnişçileri yakalayamadıkları için sivillere bedel ödetip baskıyı arttırmak istiyorlar.
Sekiz savaş gördüm bu en tehlikelisi
Filistinli Zarife Salih, dokuzuncu savaşa tanık oluyor. Rimal mahallesinde oğlunun evinde Salih’i 66 yıl önceye götürdüm. Babasıyla evlerinden sürüldükleri 1948’e. Zarife Salih bugün 72 yaşında. “Önceleri endişelendiğim insan sayısı bu kadar değildi. Beş oğlum ve altı kızımla birlikte şimdi 70 torunum için endişeleniyorum. Her biri bir yerde” deyip geçmişi anlattı: “Evimiz İsrail’in kurduğu Yed Mardahay’ın yanındaki Barbara köyündeydi. Evimizi terk ettiğimizde ben altı yaşındaydım. Deniz kıyısından Gazze’ye yürüyerek geldik. Babam çiftçiydi. Gazze’de geldiğimizde iki ay ağaçların gölgesinde yatıp kalktık. Sonra mülteci kampları kuruldu, iki yıl çadırda yaşadık.
15 akrabamı yitirdim
BM’nin kalıcı konutları yapılıncaya kadar toprak evde kaldık. 1970’lerde İsrail işgal ettiği yerlerde Filistinlileri çalıştırmaya başladı, bu şekilde para kazananlar kendi evlerini inşa etti. Burada yerleşik bir hayat vardı, mülteciler ise daha çok köylerden gelenlerden oluşuyordu. 1948’den sonra 1956, 1967 ve 1973 savaşlarını yaşadım. 1987 ile 1993 arasındaki İntifada’yı gördüm. 2000’de İkinci İntifada oldu. Sonra 2006 ve 2008’de savaşı yeniden yaşadım. Bütün savaşlarda toplam 15 akrabamı yitirdim. Kendim için değil ama çocuklarım ve torunlarım için endişeleniyorum. Bu savaş öncekilerinden çok daha tehlikeli. İsrail çok ileri silahlar edindi. Daha çok insan katlediyor, daha çok zarar veriyor.”
Gazze ne istiyor
BÜTÜN dünya Gazze’de sadece Hamas’ın roketlerinden bahsediyor ama burada bir direniş koalisyonu var. Hamas’ın yanı sıra İslami Cihad ve solcu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) bu koalisyonda başı çekiyor. FHKC Sözcüsü Hani Sevabda, İsrail’in sadece Hamas’ı parmakla göstererek varoluş savaşını bir örgüt meselesine indirgemek istediğini ama Gazze’nin topyekûn direndiğini söyledi. İsrail’in öncelikli hedefleri arasında yer alan Sevabda telefonlarımı kapattırdıktan sonra sorularımı yanıtladı:
Ateşkes girişimlerine paralel olarak saldırılar arttı. İsrail ne yapmak istiyor?
Amaç direnişi Gazzelilerin taleplerine karşılık vermeden kırmak.
Ateşkesi neden reddediyorsunuz?
Öneri İsrail yanlısı ve en asgari taleplerimizi karşılamıyor. Mısır iki tarafa eşitlermiş gibi ‘ateşi kesin’ diyor.
Peki ‘direniş’ ne istiyor?
Gazze’ye abluka ve ambargolar kaldırılsın. Sınır kapıları insan ve mal geçişine açılsın.
Balıkçıların avlandığı alan 10 mile çıkarılsın. (İsrail’in dayattığı 6 mil son krizle birlikte 3 mile düşürüldü.) Vefa-ul Ahrar Anlaşması ile İsrail hapishanelerinden bırakılan 60 kişi tekrar içeri alındı. Bu kişiler bırakılsın. Gazze’nin doğusu ve kuzeyindeki tarım arazilerinin kullanılmasına izin verilsin. Filistin topraklarındaki bölünmüşlük sona ermeli. Batı Şeria ile Gazze arasında kara bağlantısı kurulmalı. Gazzelilerin Doğu Kudüs’e gidip gelmelerinin yolu açılmalı. İsrail’in havadan gözetimi sona ermeli.
İsrail’in bu taleplere karşılık vermeyeceği açık. Bu taleplerin ne kadarı sizi ateşkese ikna eder?
1948’den beri şartların yerine getirilmediği bütün anlaşmalar bizi hep zayıf düşürdü. Aynı hataları tekrarlamak istemiyoruz. Direniş bittiği anda dünya bizi unutuyor. Sorunlarımızı göstermek için başka çare yok.
Mısır’ın Refah kapısını açması ateşkes için yeterli olabilir mi?
Mısır’a bakarsanız kapı açık diyor ama değil. Hastalar ve yabancılar için kapıyı açıyor, o kadar. İsrail de, Kerem Ebu Salim kapısını da zaman zaman gıda ve ilaç geçişi için açıyor. Ağır yük araçlarının kullandığı Sofa geçidi 7 yıldır kapalı. Erez sadece hastalara açık. Mısır bizim görüşlerimizi almadığı gibi önerisini bizimle paylaşmadı bile. O öneri ABD ve İsrail’in dayatması.
Ebu Mazen’in (Mahmud Abbas) çabalarına ne diyorsunuz?
Şu anda Filistin Yönetimi’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gitme hakkı var. Ama Ebu Mazen bu yolu asla kullanmıyor. (Hürriyet)