BERLİN (İHA) - Almanya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında özellikle Irak'a saldırı tartışmaları konusunda artan gerginlik, ikili ilişkilerde de soğumaya yol açıyor.
Irak konusunda uluslararası arenada karşı karşıya gelen iki eski müttefik arasındaki derin görüş ayrılıkları, başka alanlarda da göze çarpıyor. Örneğin, doğal çevrenin korunması konusunda. Yeni Delhi'de yapılmakta olan Birleşmiş Milletler Çevre Zirvesi'nde Amerikan heyeti başkanı Paula Dobriansky ile Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin arasında da bu farklar bariz şekilde ortaya çıktı.
Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nın bakanlar toplantısında Amerikan heyeti Başkanı Paula Dobriansky, Amerika Birleşik Devletleri'nin iklimin korunmasına karşı olmadığını vurgulamak zorunda kaldı. Dobriansky, yine de ekonomik büyümenin her şeyden önemli olduğunu ve bunun Üçüncü Dünya ülkeleri için de geçerli olduğunu belirterek, "Doğal çevredeki iyileşme, ekonomik büyüme, toplumsal ilerleme ve demokratikleşmeyle el ele yürümeli. Ancak gelişen uluslar temiz bir doğal ortamı da finanse edebilir. Yoksulluk ise, sadece yaşamı ve umutları yok etmekle kalmaz, doğal çevreye de zarar verir" dedi.
Hemen Bush yönetiminin temsilcisinin ardından konuşma şansını yakalayan Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin, bu fırsatı, Dobriansky'ye açıkça karşı çıkmak için kullandı. Trittin, son yaşanan doğal felaketlerin, iklim değişikliğinin çoktan ekonomik bir faktör haline geldiğini açıkça gösterdiğini belirterek şöyle konuştu:
"Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kuraklıklar, Çin ve Almanya'yı da etkileyen Avrupa'daki sel felaketleri, beni şu basit saptamayı yapmaya itiyor. Ekonomiye en büyük zararı, iklim değişikliğine karşı mücadelede başarısız olursak veririz."
Bu görüş ayrılıklarına rağmen, Yeni Delhi'de yayınlanacak sonuç bildirgesi üzerinde Almanya ile ABD arasında sorun çıkması beklenmiyor. Çünkü, ABD, Kyoto İklim Sözleşmesi'ne katılmayı istememesine rağmen, Kyoto Protokolü'nün adının anılmasına karşı çıkmıyor. Almanya da, diğer Avrupa ülkeleri gibi, gelişmekte olan ülkelerin gönüllülük temelinde sera gazı emisyonlarını azaltmaya ikna edilebileceği hayalinden vazgeçti. Trittin, sanayileşmiş ülkelere de seslenerek, iklime zarar veren emisyonlarını istatistik hileleriyle zararsız göstermemeye çağırdı. Trittin bu konuda şunları söyledi:
"Karbondioksit ve diğer sera gazlarının belgelenebilir şekilde ve gerçekten azaltılmasına gerek duyuyoruz. Enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması bu yönde bir araç olabilir, fakat çözümün kendisi değildir. Sonuçta bunları azaltmamız gerekir."
Zirveden yeni kararlar çıkması beklenmiyor. Sonuç bildirgesinde, toplantıya katılan 180 ülkenin, ufukta görünmekte olan iklim felaketine karşı ortak mücadele kararlılığı bir kez daha vurgulanacak.