HABER

Çelik: Biz yalnız iki şeyi başaramadık!

Bakan Çelik, "Biz AK Parti olarak vesayet siyaseti değil, haysiyetli siyaset yolunu takip ettik. Sorunları torunlara bırakmayı değil, sorunlarla yüzleşmeyi seçtik. Ancak iki şeyi başaramadık" dedi

Çelik: Biz yalnız iki şeyi başaramadık!

Bakan Çelik, "Biz AK Parti olarak vesayet siyaseti değil, haysiyetli siyaset yolunu takip ettik. Sorunları torunlara bırakmayı değil, sorunlarla yüzleşmeyi seçtik. Ancak iki şeyi başaramadık" dedi ve CHP'yi işaret etti...

Devlet Bakanı Faruk Çelik, “Biz AK Parti olarak vesayet siyaseti değil, haysiyetli siyaset yolunu takip ettik. Sorunları torunlara bırakmayı değil, sorunlarla yüzleşmeyi seçtik. Ancak iki şeyi başaramadık: Birincisi muhalefetin ufkunu genişletmeyi başaramadık. İkincisi, kredi notumuzu pozitife çevirdik, ama muhalefetin negatifliğini pozitife çeviremedik” dedi.

Bakan Çelik, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nin hükümet politikaları ile icraatlarının halka en doğru biçimde yansıtılması ve anlatılması amacıyla düzenlediği “Türkiye Buluşmaları” kapsamında Silivri'de düzenlenen konferansta konuştu. Japonya'ya "geçmiş olsun" dileklerini ileten Çelik, 12 Haziran'da genel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, '12 Haziran, Türkiye'nin kader günü. 12 Haziran seçimleri, gelişime, değişime, kalkınmaya, demokrasiye, özgürlüğe, dünyayla bütünleşmeye, karanlık noktaların aydınlanmasına devam mı tamam mı seçimleridir' dedi.

Göreve geldiklerinde nasıl bir Türkiye devraldıklarını anlatmaları gerektiğini vurgulayan Çelik, 2001-2002 yıllarında çocukken bugün oy kullanacak olanların, o yıllarda ne sıkıntılar yaşandığını, esnafın ne çileler çektiğini, Türkiye'de neler olup bittiğini bilerek sandığa gitmeleri gerektiğini söyledi.

"TÜRKİYE'DEKİ EN BÜYÜK DARBE 2001'DE YAŞANDI"

Çelik, söz konusu dönemde yaşanan ekonomik sıkıntıdan ve bunun getirdiği olumsuzluklardan bahsederek, 'Biz darbeleri biliyoruz millet olarak, ancak 2001-2002'deki darbenin büyüğü ekonomi darbesidir, ekonominin yediği büyük darbedir' dedi.

Göreve gelmelerinin üzerinden 8 yıl geçtiğini anımsatan Çelik, bu sürede 80 yıla denk gelecek işleri gerçekleştirdiklerini söyledi.

Çelik, AK Partinin hayal kuran değil, kurulan hayalleri gerçekleştiren bir iktidar olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

'8 yıl önce yerel krizden dolayı, yani ülkenin içindeki bir krizden dolayı hükümet çöktü gitti. Yerel krize karşı koltuklarını terk edenler varken, bugün küresel krizi alt eden bir başbakan, bir iktidar var. Dün dilenen bir Türkiye vardı. 1980'lerde Türkiye sente muhtaç oldu, muhtaç edildi. Yakın geçmişte ise IMF'ye muhtaç edildi. Şimdi Türkiye dilenen, para isteyen değil, yardım eden ülke haline geldi. Türkiye dünyanın her tarafına yardım ediyor. Türkiye her yıl dostlarımıza, kardeşlerimize, soydaşlarımıza ve vatandaşlarımıza 750 milyon dolar kaynak aktarabiliyor.'

'ÖZGÜRLÜKLER İMTİYAZ DEĞİL HAKTIR'

AK Partinin evrensel demokrasi kriterlerini Türkiye'ye taşıyan bir parti olduğunu vurgulayan Çelik, 'İşkencenin rutinleştiği bir dönem vardı Türkiye'de. Şimdi işkenceye sıfır tolerans var. Özgürlükler imtiyaz değil haktır. Komşularla didişen bir Türkiye vardı, herkesle kavgalı. Şimdi herkesle kucaklaşan bir Türkiye var. Kavga yok artık, ticaret var. Türkiye söz dinleyen bir ülkeydi. Bizim dönemimizde söz söyleyen ve sözü dinlenen bir ülke haline geldi' şeklinde konuştu.

Çelik, tüm bunları millete dayanarak, güvenerek ve onlardan güç alarak gerçekleştirdiklerini dile getirerek, 'Bunları vesayetli siyaset değil, haysiyetli siyaset çizgisi izlediğimiz ve sorunları torunlara bırakan değil, yüzleşen bir siyaset izlediğimiz için başardık' dedi.

Başardıklarının yanında başaramadıkları da olduğunu aktaran Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Neyi başaramadık? Muhalefetin ufkunu genişletmeyi başaramadık. Ekonomilerde kredi notunu artırmak çok zordur. Kredi notundaki negatifi pozitife çevirdik ama muhalefetin negatifliğini pozitife çeviremedik. Bunda başarısız olduk. İnanıyorum ki milletimiz 12 Haziran'da gereğini yapacak ve 13 Haziran'da bizim muhalefetimiz de normalleşecek. Bu, Türk demokrasisi için büyük bir kazanım olacak. Biz iktidar olarak muhalefetten korkmuyoruz. İstiyoruz ki muhalefet güçlü olsun. Muhalefet ne kadar güçlü olursa biz o kadar hız alırız. Böylece vatandaş, millet kazınır. Muhalefet ne keder tembel olursa, ne kadar iç sorunlarla uğraşırsa, ne kadar az muhalefet yaparsa, ne kadar yanlışımızı göstermekte aciz kalırsa, o derece bizim de yanlışlarımız, eksiklerimiz olabilir.'

"KILIÇDAROĞLU'NA TEŞEKKÜR EDİYORUM ÇÜNKÜ..."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, TSK'ya ilişkin 'kağıttan kaplanmış' açıklamasına da değinen Çelik, 'İhtilali savunmak bir profesörlük görevi olmaz. Baskıcı rejimleri savunmak bir siyasetçinin görevi olmaz. Yanlış bir cümledir bu, çık milletten özür dile. Dilemiyorsan, o zaman sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum, ihtilal özlemi içerisinde olan bir profesörü üniversitede bırakmış olsaydı vay nesillerin haline. Onun için kendisine teşekkür ediyoruz ki siyasete aldı. Milletin içine giren yolunu bulur' şeklinde konuştu.

Çelik, parti içinde istikrarı sağlayamayanların ülkede istikrarı sağlamasının mümkün olmadığını vurguladı.

"BİZ YARGI ERKİNE SAYGILIYIZ"

'Ergenekon' soruşturması kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasına da işaret eden Çelik, şunlar kaydetti:

'İtham, itham... Ne yapmışız biz? Gazetecileri içeri almışız, yargıyı töhmet altına almışız... Yargı, son yapılan anayasa değişiklikleriyle her şey normalleşiyor. Bırakın yargının yakasını. Yargı, hukuk belli, kanun belli, anayasa belli, ne karar verecekse boynumuz kıldan incedir. Biz yargı erkine saygılıyız. Yargı erki bağımsızdır. Kendi alanında hizmetini sunacaktır, verdiği kararlar doğruysa doğru, yanlışsa kendisi düzeltecektir. Bu siyasetçinin görevi değildir.'

Çelik, seçime girerken karşılarında üç muhalefet partisi olduğunu belirterek, 'Sözleri farklı olabilir muhalefetin, özlerine ve uygulamalarına bakıldığında ne yazık ki uygulamada bir birliktelik oluşuyor. Bu çok acı bir şeydir, kabul edilebilir değildir. Muhalefetin bu dağınıklığı siyaset yapma alanı bulamamasından kaynaklanıyor' dedi.

Vatandaşları seçimlere giderken her türlü provokasyona karşı hazırlıklı olmaları konusunda uyaran Çelik, '12 Haziran seçimlerinde istikrarı ve istikbali oylayacağız. CHP'li, MHP'li, BDP'li kim olursa olsun, gönlü hangi partide olursa olsun, Türkiye'ye istikrarın çok şey kazandırdığına inananlar AK Parti için oy istesin' diye konuştu.

Çelik, kronik sorunların çözümü için kolları sıvadıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

'Romanların sorunları rayına girdi, konut, eğitim başta olmak üzere. İnşallah bir de milletvekili olursa bu dönemde sorunların çözümü gerçekleşecek. Alevi kardeşlerimizin talepleri vardı. Onları bir bir konuştuk, çok güzel bir noktaya geldik. Bu sorunların çözülmesini istemeyenler var. Onlar varsın istemesin. Biz memlekette huzurun, barışın, kardeşliğin sağlanması için, Güneydoğu terör meselesi, Alevi talepleri, Roman vatandaşlarımızın dezavantajlı konumları ve diğer tüm kesimlerin sorunlarını çözmek için önümüzdeki süreçte canla başla çalışacağız.'

En Çok Aranan Haberler