AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Gezi Parkı’ndakilere seslenerek, "Mesele çevre duyarlılığı, yeşile saygı ise bu mesajların hepsi verilmiştir, mesajlar alınmıştır, gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu saatten sonra bunu uzatmak işin tadını kaçırmaktır. Mesajlarını ifade ettiniz, istediğinizi, istemediğinizi ifade ettiniz. Bu bütün dünya tarafından da Türkiye tarafından da anlaşıldı. Ama haklıyken bile eğer birileri haksız duruma düşmek istemiyorsa, vasıtalarınızın, üslubunuzun tavrınızın meşru ve makul ve mantıklı kalması lazım.” dedi.
Çelik, teşkilat içi eğitim toplantısı için geldiği İzmir’de, ‘Taksim Dayanışma Platformu’nun Gezi Park eylemine devam etme kararını değerlendirdi. AK Parti İl Başkanlığı’nda eylemlerin devam edeceğine yönelik değerlendirmelerini soran basın mensuplarına Çelik, Gezi Parkı konusunun öncelikli olarak İstanbul Valiliği’nin meselesi olduğunu belirterek, “Daha sonra da İçişleri Bakanlığı ve hükümetimizin ilgili birimleri bu açıklamayı ve bu tavrı değerlendireceklerdir. Bu konuda daha ileri bir şey söylemek istemem. Ama sizin ve kamuoyunun şahit olduğu gibi sayın Başbakanımızın başkanlığında her birisi 4,5 – 5 saat süren çok uzun toplantılar yapıldı. Burada gerek Gezi Parkı’nda bulunan insanların temsilcileri gerekse de konu ile ilgili olan insanlarla görüşme yapıldı. Görüşmelerin ardından konuşulanları, tavrın ne olduğunu, bizim bulunduğumuz yeri çok net ifade ettim. Bu saatten sonra buna çok fazla ilave edeceğim şey yok. Dünyanın her yerinde insanlar istediklerini ve istemediklerini dillendirmek için barışçı ve demokratik eylemler yapabilirler. Demokrasilerde halkın takdiri de tepkisi de saygıdeğerdir. Herkes bizi beğenmek, icraatımızı alkışlamak zorunda değildir. Bu konuda gösteri yürüyüşleri yapabilirler, pankartlar açabilirler. Bu onların en tabi hakkıdır. Demokrasi esasen böyle bir şeydir. Ancak masum bir olayı gerekçe göstererek, yeşil ve çevre duyarlılığı gibi masum bir olaydan hareket ederek bizatihi Türkiye’nin büyükşehirlerin meydanlarını yangın yerine çevirmek, dünyada da az örnekleri görülen vandalizmi ortaya koymak, kamu malına zarar vermek, insanların malına, canına zarar vermek, çevreyi tahrip etmek hiçbir demokratik hakla izah edilmesi mümkün değildir.” dedi.
'SANDIĞIN VERMEDİĞİ İKTİDARI SOKAKTA ARAMAK ZAVALLILIK'
Birçok illegal örgütün Gezi Parkı rüzgarından yelkenleri şişirebilir miyiz gibi göz açıklığına başvurduğunun altını çizen Çelik, “Türkiye’deki marjinal gruplar, bazı siyasi partiler bunu yapmıştır. Açıklıkla ifade etmem gerekiyor. CHP 63 yıldır sandıkta halktan hep ders almıştır, halktan sille üstüne sille yemiştir, sandıktaki yenilgisini sokakta telafi edebilir miyim telaşına kapılmıştır. İktidarlar sandıktan alınır. Eğer bir iktidarı değiştirmek isterseniz halk idaresini, sandığa yansıtır. Ama sandığın vermediği bir iktidarı birileri sokakta arıyorsa bu zavallılığın işaretidir. Politika bilmemektir, siyasette etkin olmamanın verdiği bir hırçınlıktır.” dedi. CHP’nin böyle bir durumda olduğunu vurgulayan Çelik, CHP’li birçok milletvekilinin olaylarda tahrik edici, kışkırtıcı rolünün olduğunu, kitlelerin öfkesinin kabarmasına öncülük ettiğini belirtti. Bu kişilerin iktidara zarar vereyim derken ülkelerine zarar verdiğini kaydeden Çelik, “Biz geri kalmış bir Ortadoğu ülkesi değiliz. Böyle dünyaya yansıtmak milletimize yapılan en büyük haksızlık ve hakarettir. Suriye’de Esed, 200 bin insanı katlederken burada bir şey görülmüyor ama Türkiye’de Gezi parkı meselesi ile ilgili olaylar bazı dünya televizyonlarında saatlerce canlı yansıtılıyor. Havai fişekler bombalama görüntüsü olarak abartılarak yayınlanıyor. Turizmde bizim rakibimiz olan İspanya gibi bazı ülkeler olayları gösterip ardından da, ‘Türkiye geçen sene İspanya’dan daha fazla turist çekmişti’ diyorlar. Dünyadaki turizm sektörüne Türkiye sıkıntılıdır, bizim ekonomi batıktır bize destek olun demeye getiriyorlar.” şeklinde konuştu.
KOMŞUNUN EVİ YANSA DA BEN YUMURTAMI PİŞİRSEM ZİHNİYETE ALÇAKÇA
“Komşunun evi yansa da ben de yumurtamı pişirsem zihniyeti çok alçak ve ahlaksız bir zihniyettir.” diyen Çelik, kendi saadetini başkasının felaketinde arayanların siyaset yapmış olamayacağını söyledi. Siyasetin bütün vasıtalarının meşru ve makul olması gerektiğini belirten Çelik, “Beni amaca ulaştıracak her türlü vasıta mubahtır zihniyeti ile hareket ederseniz kendi ülkemize yazık ederiz. AB ülkelerinde büyüme sıfır ve sıfırın altındayken Türkiye birinci çeyrekte yüzde 3 büyümüştür. Mayıs ayında Türkiye 10 maddeyle anlatabileceğiniz müthiş bir performans sergilemiştir. Selçuklu ve Osmanlı tarihi de dahil olmak üzere Mayıs 2013 bizim, milletimizin tarihinde en parlak ay olmuştur ama bunun sonunda ağız tadı Türkiye’ye fazla görülmüştür. Nedir bunlar, İsrail tarihinde ilk kez özür dilemiştir. Çözüm süreciyle birlikte 4-5 aydır bu ülkede insan ölmüyor, Mayıs ayında PKK silahlı unsurlarını ülkenin dışına çekmiştir. Üçüncü havaalanın ihalesi ile kamunun cebine girecek para 80 milyar TL’dir. Üçüncü köprü 4,5 milyarlık yatırımdır ve kamunun cebinden 1 kuruş çıkmayacaktır. Türkiye IMF’ye olan borcunu sıfırlamış, alan elken veren el duruma gelmiştir. Uluslararası derecelendirme kuruluşları peş peşe notumuzu artırmıştır. Devletin borçlanma faizi tarihin en düşük rakamına ulaşmış, 4,67’ye düşmüştür. Otomotiv sektörü bütün mayısların rekorunu egale ederek sadece mayıs ayında 82 bin araç satmıştır. Borsa İstanbul 93 bin puana ulaşmıştır, bu da bir rekordur. Bunları alt alta koyduğumuzda bu bize bir şey anlatıyor. Türkiye bölgesinde bir yıldız olarak yükseliyor.”
GÜNEŞİ ÜFLEMEKTE SÖNDÜREMEZSİNİZ
Güneşin üflemekle söndüremeyeceğini de ifade eden Çelik, “Bu millet bir yükseliş trendine girmiştir, rotayı bulmuştur, yoluna devam ediyor. Ama birileri de bize çelme çakmaya çalışabilir, maraza çıkabilir. Bunlara takılmadan yolumuza devam edeceğiz. Uluslararası ve ulusal düzeyde Türkiye büyük bir itibar, kalkınma, değişim hamlesi yaşarken sanırım bu birilerinin nasırına basma anlamına gelmiştir. Biz özellikle kararlı ve emin adımlarla Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ülkesi arasına sokmak üzere 2023 programını belirledik. AK Parti karşısında 7 sefer mağlup duruma düşenler, sandıkta hezimete uğrayanlar farklı farklı yöntemler belirleyebilir. Halkımızın sağduyusu ile milletimizin kararlığı ile bunların üstesinden gelebiliriz.” şeklinde konuştu.
MESAJ ALINMIŞTIR
Gezi Parkı’nda eylem yapanlara da seslenen Çelik, “Arkadaşlara söylüyorum mesele çevre duyarlılığı, yeşile saygı ise bu mesajların hepsi verilmiştir, mesajlar alınmıştır, gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu saatten sonra bunu uzatmak işin tadını kaçırmaktır. Bu işi marjinalleştirmektir. Gezi Parkı’nda arkadaşların arasına sızan marjinal guruplar olduğu devlet tarafından, hükümet tarafından bilinmektedir. Ben onlara bir ağabey olarak sesleniyorum. Mesajlarını ifade ettiniz, istediğinizi, istemediğinizi ifade ettiniz. Bu bütün dünya tarafından da Türkiye tarafından da anlaşıldı. Ama haklıyken bile eğer birileri haksız duruma düşmek istemiyorsa, vasıtalarınızın, üslubunuzun tavrınızın meşru ve makul ve mantıklı kalması lazım. 29 Mayıs’da Başbakan adına yaptığım toplantıda, eğer ağaç katliamı yapılarak orada bir AVM yapılacaksa, ben AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak ‘Oraya gider önce ben yatarım’ dedim. Ama mesele ağaç, yeşil meselesi olmaktan çıkmıştır.” şeklinde konuştu. Bazı durumlarda ağaçların kesilip sökülebileceğinin, bunun dünyanın her yerinde olduğunu dile getiren Çelik, “Kestiğiniz, söktüğünüz 1 ağaç yerine 10 ağaç dikiyorsanız, siz iyi çevrecisiniz. İstanbul’da insanlar içmek için su bulamazken İstanbul’da Erdoğan ile birlikte parklar ağaçla doldu. Bunlara imza atan Başbakan'a çevre düşmanı gibi bir yafta vurmaya çalışılırsa bu buzun üzerine yazı yazmak gibidir. Bu halk bunu yutmaz, yemez ama dert başkadır.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz