HABER

Çelik: "Memecan'ın karikatürü şık olmadı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun karikatürde dansöz olarak gösterilmesini de eleştirdi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Çelik, Ali Bardakoğlu'nun yaptığı açıklamalar nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı görevinden alındığına yönelik iddialarla ilgili bir soru üzerine, Bardakoğlu'nun 7.5 yıldan beri sorumluluk gerektiren şerefli görevi taşıdığını belirterek, "Hakkıyla bu görevi yapmıştır ve bu görevi şerefle taşıyacak bir başka akademisyen Prof. Dr. Mehmet Görmez Bey'e bunu devretmiştir. Bir görevden alma söz konusu değildir. Gönüllü olarak bir görevin devri söz konusudur" dedi.

Aslında Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasası çıktıktan hemen sonra bu devrin olabilecek bir şey olduğunu belirten Çelik, "Diyanet İşleri Başkanı ile yaptığımız görüşmelerde bunun bir an önce yapılması gerektiğini söylüyordu. Biliyorsunuz görevler kaydı hayat şartıyla yapılmaz. Sayın Diyanet İşleri Başkanımız 7.5 yılda kubbede hoş seda bırakarak görevi yardımcısına devretmiştir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü sorununun çözümü için seçim sonrasını işaret etmesi ve Kılıçdaroğlu'nun da bunu 'Seçim malzemesi olarak kullanacakları ortaya çıktı' şeklinde yorumlaması ile ilgili bir soru üzerine Çelik, şunları söyledi:

"Sayın Başbakan ile Sayın Cumhurbaşkanı arasında bir görüş ayrılığı varmış gibi meseleyi böyle pompalamayı tercih eden bazı meslektaşlarınız ve bazı siyasetçiler var. Bu ülkedeki din ve vicdan özgürlüğü, eğitim özgürlüğü konusunda ben Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızla bir görüş ayrılığı olduğu kanaatinde değilim. Bir yerde bir problem var, kanayan bir yara var. Siz bunu çözmek yerine diyorsunuz ki, 'Sağ eli şu anda kanıyor ama muhtemelen sol eli de kanayabilir. Biz önce sol eliyle bir ilgilenelim. Burada bir şey olmayacağını garanti altına alalım' gibi bir yaklaşık sergiliyorsunuz. Ben Cumhuriyet tarihinde en uzun milli Eğitim Bakanlığı yapan bir arkadaşlarınızdan birisiyim. İlköğretimde olmayan bir problemi varmış gibi gündeme getirip, bunu tartışmak ve tartıştırmak diğerini gölgelemeye ve savsaklamaya yönelik bir tavırdır, bir manevradır.

CHP hangi hakla, hangi hadle, hangi yetkiyle bizden şu veya bu konuda garanti istiyor. Bari noterden tasdikli senet falan istesin bizden. Biz memleketi halkla birlikte, halkın arzuları istikametinde, hukuk hakimiyeti altında ve evrensel hukuk normlarına göre idare ediyoruz ve edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu veya sözcülerine taahhütname vermek gibi bir yükümlülüğümüz yoktur. Siyasetçiler hesabı millete verir."

Çelik, bu konuda CHP'nin garanti istemesinin 'şu anda var olan problemi görmezlikten gelme anlamına geldiğini' belirterek, "Sayın Kılıçdaroğlu önce referandum esnasında halka verdiği sözleri tutsun. Ne yaptılar? Meclis'te U dönüşü yaptılar" dedi.

Bir gazetecinin, 'İlköğretimde türbanla ilgili birkaç olay yaşandı. Bu sözlerinizden bu olayların provokatif olduğunu söylediğiniz anlayabilir miyiz?' sorusu üzerine, bu olaylarla ilgili açıklamayı daha önce yaptığını söyledi. Çelik, ilk ve orta öğretimde 15 milyon öğrenci olduğunu ve sadece 2 olaydan söz edildiğini belirterek, "Biz böyle çok olaylar gördük. 28 Şubat sürecinde ne senaryolar gördük. Problemi önce icat edersiniz, sonra ortadan kaldırırsınız" diye konuştu.

"MEMECAN'IN KARİKATÜRÜ ŞIK OLMADI"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bir karikatürde dansöz olarak gösterilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çelik, Başbakan Erdoğan'la ilgili aynı şekilde bir karikatür yapılamayacağına ilişkin yorumlara da tepki gösterdi. Çelik, bunun çifte standart olduğunu belirtti. Karikatürist Salih Memecan'ın ise yakın dostu olduğunu belirten Çelik, "Fakat ben Salih Memecan'ın yerinde olsam Sayın Kılıçdaroğlu'nu dansöze benzeten bir karikatür yapmazdım. Bu şık olmamıştır. Bu doğru olmamıştır. Sayın Memecan kedisini şöyle veya böyle savunabilir. Bu da Hüseyin Çelik olarak benim bakış açım" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda hacca giden milletvekilleri yerine toplu oy kullanıldığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Çelik, "TBMM içtüzüğüne göre oylamaların nasıl yapıldığı bellidir. Buna aykırı hangi tutum olursa olsun bunu kabullenmek, buna 'doğrudur' demek mümkün değildir. Böyle bir şey var mıdır, yok mudur bilmiyorum. Ama böyle bir şey varsa o kesinlikle yakışmamıştır, doğru olmamıştır. Buna söyleyeceğim budur" ifadelerini kullandı.

'KCK DAVASINA BAKAN MAHKEMENİN YAPTIĞI AYIPTIR'

Çelik, KCK davasında Kürtçe ifade verme talebinin mahkeme tarafından 'anlaşılmayan dil' olduğu belirtilerek reddedilmesi ve BDP'li Bengi Yıldız'ın AK Parti'li Kürt milletvekillerine gösterdiği tepkiye ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:

"KCK davasında KCK'lılar ideolojik şov yapıyorlar. Kendisi rahatlıkla meramını ifade edebilecek birisi, ısrarla meseleyi başka mecralara çekmeye çalışıyor. Bunun altını çizmemiz gerekiyor. Burada iyi niyet söz konusu değil. Gelelim mahkemenin tavrına. Diyelim ki, o salondaki birisi kötü niyetle de olsa savunmasını Kürtçe yaptı. Biz bunu tutup da kayıtlara 'anlaşılmayan dilde konuştu' derseniz, bunun kabul edilebilir tarafı yoktur. Bu tek kelimeyle ayıptır. Çünkü sizin o 'anlaşılamayan bir dil' dediğiniz dil , Türkiye'deki milyonlarca vatandaşınızın ana dilidir. Kendi insanınıza saygı duymak zorundasınız. Mahkeme millet adına yargılama yapar. Bütün mahkemeler 'Türk milleti adına' diye karar verir. Türk milleti dediğimiz kavram içinde sadece Türk ırkı yoktur. 73 milyonun hepsi vardır. Bu açıdan milyonlarca insanın ana dilini, 'anlaşılmayan bir dil' falan diye kayıtlara geçirmek, bence mahkeme açısından şık olmamıştır, yakışmamıştır, doğru olmamıştır."

İHA

En Çok Aranan Haberler